fevkalhad bahtiyar biliyoruz. Hususan ahir ömrümde böy-
le kıymettar, masum manevî evlâtları ve yüzer Abdurrah-
man’ları bulmak, benim için dünyada bir cennet hayatı
hükmüne geçiyor.
Geçen ramazan-ı şerifte, hastalığım münasebetiyle, her
bir kardeşim benim hesabıma birer saat çalışmalarının
pek büyük neticesini aynelyakîn ve hakkalyakin gördü-
ğümden, böyle duaları reddedilmez masumların ve mü-
barek ihtiyarların ve üstadlarının, benim hesabıma olan
duaları ve çalışmaları benim Risale-i Nur’a hizmetimin uh-
revî bir netice-i bâkiyesini dünyada gösterdi.
(1)
»/
bÉn
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉn
Ñr
dn
G
Kardeşiniz
Said Nursî
RİSALE-İ NUR’UN KÜÇÜK VE
MASUM ŞAKİRTLERİ
Risale-i Nur’un küçük ve masum şakirtlerinden elli alt-
mış talebenin yazdıkları nüshaları bize de gönderilmiş, biz
de o parçaları üç cilt içinde cem ettik hem o masum
şakirtlerin bazılarını isimleriyle kaydettik. Mesela: Ömer
on beş yaşında, Bekir dokuz yaşında, Hüseyin on bir
yaşında, Hafız Nebi on iki yaşında, Mustafa on dört
yaşında, Mustafa on üç yaşında, Ahmed Zeki on üç
yaşında, Ali on iki yaşında, Hafız Ahmed on iki yaşında.
Bu yaşta daha çok çocuklar var, uzun olmasın diye
yazılmadı.
ahir ömür:
ömrün son devresi, ha-
yatın son demleri.
aynelyakîn:
gözle görür derecede
inanma; bir şeyi görerek ve seyre-
derek bilme.
bahtiyar:
bahtlı, talihli, mutlu.
cem:
toplama, bir araya getirme
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
evlât:
çocuklar.
fevkalhad:
haddinden fazla,
haddinin üstünde.
hakkalyakin:
imanî meselele-
rin hakikatini tam olarak anla-
ma.
hususan:
bilhassa, özellikle.
hükmüne:
yerine, değerine.
kalben:
kalp ile, kalpten; içten
ve samimî olarak.
kıymettar:
kıymetli, değerli.
lisanen:
sözle, şifahen, ağız-
dan konuşarak.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
masum:
suçsuz, günahsız, saf,
temiz.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
münasebet:
vesile, -dan dola-
yı.
netice-i bâkiye:
elde kalan
sonuç; sona kalan, geriye ka-
lan.
nüsha:
birbirinin aynı olan su-
retlerin her biri.
ramazan-ı şerif:
mübarek, şe-
refli Ramazan ayı.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
şakirt:
talebe, öğrenci.
talebe:
öğrenci.
uhrevî:
ahirete dair, ahirete
ait.
1.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
P
ARLAK
F
IKRALAR
| 296 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ