mahbubun mehasinini önlerine ve hediye olarak medi-
hanın gerdanını ve senanın dürrlerini ellerine almakla be-
raber, o
(1)
p
In
óp
Är
an
’r
G n
¤n
Y o
In
ón
bƒo
ªr
dG o
QÉs
ædn
G
ıtlakına şayan olan o
ateşi söndürmek için zülal-i visali celp eden tavsif-i bi’l-
fezail ile arz-ı hacet ederler.
İşte, bak, kaç tabakatta bildiğin manadan başka ne ka-
dar meanî başlarını çıkarıp görünüyor. eğer korkmuyor-
san, İbni Farıd’ın veya ebu tayyib’in gözlerinden müthiş
olan vicdanlarına bak. Ve vicdanın tercümanı olan
»/
ar
ôn
£p
d w
?n
M @ Én
¡/
àn
ær
Lo
h n
¥r
ƒn
a Gk
Or
Qn
h p
ßr
ës
?dÉp
H o
âr
°Sn
ôn
Z
(2)
Én
°Sn
ôn
Z …/
òs
dG n
»p
ær
én
j r
¿n
G
hem de
»/
°S'
’r
G …p
óp
FÉn
Yn
Ón
J @ »'
Jn
G r
?n
g n
?s
hn
G p
AÉn
°ûr
Mn
’r
Gn
h p
ør
«n
©r
?p
?n
a
(3)
p
âs
Ñ`n
J n
åp
dÉn
Kn
h
hem de
(4)
Gk
PGn
òo
L o
¬r
æp
e n
QÉn
°U »/
Ñr
?n
b n
?Gn
ƒn
gn
h @ Gn
PÉn
ªp
d n
?Én
ªo
d p
Å?n
ªn
X Én
ªn
M w
ón
°U
hem de
m
¢Vr
hn
Q »/
a n
…Én
ær
«n
Yn
h @ Én
°†n
¨r
dG n
øp
e x
»p
cn
P m
ôr
ªn
L »'
?n
Y n
…Én
°ûo
M
(5)
o
™n
Jr
ôn
J p
ør
°ùo
ër
dG n
øp
e
gör ve dinle ki, çendan gözleri cennette tenezzüh eder;
fakat vicdanlarındaki cehennem tazip eder.
MuhakeMat | 137 |
u
nsuru
’
l
-B
elâgaT
habbet edilen.
mediha:
övgü, methetme.
mehasin:
güzellikler, iyilikler.
müthiş:
dehşet veren, ürküten,
dehşetli, korkunç.
senâ:
methetme, övme.
şayan:
de€er, layık, münasip.
tabakat:
tabakalar, dereceler,
katlar.
tavsif-i bi’l-fezail:
faziletleriyle
birlikte tavsif etme.
tazip:
azap çektirme, eziyet et-
me, sıkıntı verme.
tenezzüh:
gezinti.
zülâl-i visal:
kavuşmanın tatlılı€ı,
berraklılı€ı.
arz-ı hacet:
ihtiyacını bildir-
me.
celp:
çekme, kendine çekme.
çendan:
gerçi, her ne kadar.
dürr:
inci, inci tanesi.
ıtlak:
adlandırma, isim ver-
me.
maani:
manalar, anlamlar.
mahbup:
sevgili, sevilen, mu-
1.
Kalpleri saracak derecede tutuşmuş ateş.
2.
Gözlerim, bir anlık bakışıyla yanaklarına gül dikti. Öyle ise, onu koparmak gözlerimin hak-
kıdır.
3.
Beni muayene eden hekim, gözlerim ve kalbim için “Hel Eta”nın birinci ayeti ile “Tebbet”in
üçüncü ayetini okudu. (Her iki ayette de her şeyi saran ateşten bahsedilir.)
4.
Aşkından kalbim paramparça olurken, dudağındaki siyah bir ben seni sevmeme nasıl ma-
ni olur?
5.
Dikenli ağaçların kor aleviyle içim tutuşmuş yanıyor; gözlerim ise, güzelliklerle dolu bir bah-
çede dolaşıyor.