Muhakemat - page 134

Veyahut “Makale-i Ulâ”da olan “Mesele-i Ulânın Ha-
timesi”ndeki “İşaret”e bak. İşte:
“Hilkat denilen şeriat-ı fıtriye, meczup ve misafir olan
küre-i Arz’a farz etmiştir ki, Şems’e iktida eden yıldızla-
rın safında durmak, şüzuz etmemek. zira, zemin zevciy-
le beraber
(1)
n
Ú/
©p
FBÉ`n
W Én
`ær
«`n
`Jn
G
demişlerdir. taat ise cemaatle
daha ahsendir.”
Şimdi teemmül et. Bu misaller, karşı ve arkalarından
öyle makamatı gösterir ki, arkalarından başka makamat
hayal meyal gibi başını çıkarıyor.
®
ahsen:
daha (en) güzel.
cemaat:
topluluk.
hatime:
son söz, bir eserin sonuç
kısmı.
hilkat:
yaratılış.
iktida:
tabi olma, uyma.
küre-i arz:
yer küre, dünya.
Makale-i Ûla:
Birinci Makale.
makamat:
makamlar.
meczup:
cezp edilmiş, bir yöne
çekilmiş.
Mesele-i Ûlâ:
Birinci Mesele.
misal:
örnek.
Şems:
Güneş.
şeriat-ı fıtriye:
kâinatta dü-
zeni ve ahengi sa€layan, bü-
tün varlıkların uymak zorun-
da oldu€u kanun ve kuralla-
rın tamamı.
şüzuz:
kurala uymayanlar,
kural dışı kalanlar, kaide dışı
olanlar.
taat:
itaat etme, boyun e€-
me, emre uyma.
teemmül:
inceden inceye, et-
raflıca düşünme.
zemin:
yeryüzü.
zevç:
eş.
1.
İsteyerek emrine uyduk. (Fussilet Suresi: 11.)
u
nsuru
l
-B
elâgaT
| 134 | MuhakeMat
1...,124,125,126,127,128,129,130,131,132,133 135,136,137,138,139,140,141,142,143,144,...332
Powered by FlippingBook