Muhakemat - page 130

kıllet olan esas-ı maksada, nasıl kelâmın her tarafı elini
oraya uzatıp kuvvet veriyor. Şöyle:
r
¿p
G
lâfzındaki teşkik ile tahfif; ve
p
âs
°ùn
e
’deki yalnız te-
mas; ve
l
án
ër
Øn
f
maddesinde ve sigasında ve tenkirindeki
taklil ve tahkir; ve
r
øp
e
deki teb’iz; ve nikâle bedel
p
ÜGn
òn
Y
zikrindeki tehvin; ve
n
?u
Hn
Q
’deki imâ-i rahmet, umumen
taklili göstermekle, azabı nihayet derecede ta’zim ve teh-
vil eder. Zira azı böyle olursa, çoğundan Allah esirgesin.
Tembih
Bu sana sermeşktir; yazabilirsen meşk et. Zira bütün
âyât-ı Kur’âniye bu intizam ve tenasüp ve hüsne mazhar-
dırlar. Fakat makasıt bazen mütedâhilen müteselsildir.
Her birinin tevabii ötekiyle mukarin olur, fakat muhtelit
olmaz. Dikkat etmek gerektir. Zira nazar-ı sathî böyle
yerlerde çok halt eder.
®
âyât-ı kur’âniye:
Kur’ân’ın ayet-
leri.
azap:
ceza, büyük sıkıntı, şiddetli
acı.
bedel:
karşılık.
esas-ı maksat:
asıl maksat.
halt:
karıştırma.
hüsün:
güzellik.
ima-i rahmet:
şefkat ve merha-
metin ima edilmesi.
intizam:
düzenlilik, düzgünlük.
kelâm:
söz.
kıllet:
azlık, miktarca azlık, eksik-
lik.
lâfız:
söz, kelime.
makasıt:
maksatlar, gayeler.
mazhar:
bir şeyin çıktı€ı görün-
u
nsuru
l
-B
elâgaT
| 130 | MuhakeMat
dü€ü yer; nail olma, şereflen-
me.
meşk:
alışmak, ö€renmek
için yapılan çalışma, alışma,
araştırma.
muhtelit:
karışık, karışmış.
mukarin:
bitişik, yaklaşmış.
mütedâhilen:
iç içe girmiş şe-
kilde.
müteselsil:
teselsül eden, bir-
birinin ardı sıra, zincirleme gi-
den.
nazar-ı sathî:
yüzeysel bakış,
dikkatsizce yapılan inceleme.
nihayet:
son derece.
nikal:
ateşli kömür parçası;
şiddetli ve işkenceli azap.
sermeşk:
alıştırma için hazır-
lanmış yazı örne€i, taslak ya-
zısı.
siga:
kip, fiilin çekiminden
meydana gelen.
tahfif:
hafifletme.
tahkir:
aşa€ı ve alçak addet-
me, aşa€ılama.
taklil:
azaltma, azaltılma, in-
dirme.
tazim:
hürmet, ululama, bü-
yük sayma.
teb’iz:
bölmek, bölük bölük
etmek.
tehvil:
korkutma, korkuya
düşürme.
tehvin:
alçaltma, alçaltılma.
tembih:
hatırlatma, ihtar.
tenasüp:
uyma, uygunluk; la-
fız ve mana itibariyle birbirine
uygun olma.
tenkir:
bir ismi harf-i tarifsiz
kullanarak belirsiz yapma.
teşkik:
şüphe.
tevabi:
bir merkeze ba€lı
olan yerler veya şeyler.
umumen:
umumî olarak, bü-
tün olarak.
1...,120,121,122,123,124,125,126,127,128,129 131,132,133,134,135,136,137,138,139,140,...332
Powered by FlippingBook