Mesnevi-i Nuriye - page 243

başında bîçare, âciz bir adam bulunur. zalimler hücum
edip malını, eşyasını gasp ederek kulübeciğini harap edi-
yorlar. Bazen de yaralıyorlar. öyle bir tarzda ki, acına-
cak hâline sema ağlıyor. nereye bakılsa, hâl bu minval
üzere gidiyor. o yolda işitilen sesler zalimlerin gürültüle-
ri, mazlumların ağlayışları olduğundan, umumî bir ma-
tem o yolu kaplıyor. İnsan, insaniyet cihetiyle gayrin ele-
miyle müteellim olduğundan, hadsiz bir eleme giriftar
oluyor. Hâlbuki vicdan bu derece teellüme tahammül
edemediğinden, o yolda giden iki şeyden birisine mec-
bur olur. Ya insaniyetten tecerrüt edip nihayetsiz vahşe-
ti iltizam ederek öyle bir kalbi taşıyacak ki, kendi selâme-
tiyle beraber umumun helâketi onu müteessir etmesin;
veyahut kalb ve aklın muktezasını iptal etsin.
ey sefahat ve dalâlette bozulmuş ve İsevî dininden
uzaklaşmış Avrupa! deccal gibi bir tek gözü taşıyan kör
dehan ile ruh-i beşere bu cehennemî hâleti hediye ettin.
sonra anladın ki, bu öyle ilâçsız bir illettir ki, insanı âlâ-
yıilliyyinden, esfel-i safilîne atar, hayvanatın en bedbaht
derecesine indirir. Bu illete karşı bulduğun ilâç, muvak-
katen iptal-i his hizmeti gören cazibedar oyuncakların ve
uyutucu hevesat ve fanteziyelerindir. senin bu ilâcın, se-
nin başını yesin ve yiyecek! İşte, beşere açtığın yol ve
verdiğin saadet bu misale benzer.
İkinci yol ki, kur’ân-ı Hakîm hidayetiyle beşere hedi-
ye etmiştir, şöyledir:
görüyoruz ki, o yolun her menzilinde, her mekânın-
da, her şehrinde bir sultan-ı âdilin müstakim askerleri
Mesnevî-i nuriye | 243 |
Z
ühre
iltizam:
birinin tarafını tutma, ta-
rafgirlik.
insaniyet:
insanlık, insanlık mahi-
yeti.
insaniyet:
insanlık, insanlık mahi-
yeti.
iptal:
boş, hükümsüz bırakma.
iptal-i his:
hissin iptali, duyarlılığı
yitirme.
isevî:
Hz. İsa’nın dininden olanlar.
Kur’ân-ı Hakîm:
her ayet ve sure-
sinde sayısız hikmet ve faydalar
bulunan Kur’ân.
matem:
hüzün, keder ve musibet
karşısındaki ağlama, yas, yaslı, ke-
derli bulunma hâli.
mazlum:
zulüm görmüş, haksız-
lığa uğramış.
mecbur:
zorunlu olma, zorunda
kalma.
mekân:
yer, mahal.
menzil:
durak, konak yeri.
minval:
hareket tarzı, davranış,
usul, yol.
misal:
örnek.
mukteza:
iktiza eden, gereken.
müstakim:
doğru.
müteellim:
elemli, kederli, hüzün-
lü, içi sızlayan.
müteessir:
teessüre kapılan, hü-
zünlü, kederli, mahzun.
muvakkaten:
geçici olarak.
nihayetsiz:
sonsuz, sınırsız.
ruh-i beşer:
insan ruhu.
saadet:
mutluluk.
sefahat:
yasak şeylere, zevk ve
eğlenceye aşırı derecede düşkün-
lük.
selâmet:
salimlik, eminlik, kurtu-
luş, korku ve endişeden uzak ol-
ma.
sema:
gökyüzü, gök.
sultan-ı âdil:
âdil hükümdar.
tahammül:
yüklenme, yüke kat-
lanma.
tarz:
biçim, şekil, suret.
tecerrüt:
soyunma, soyutlanma,
uzak olma.
teellüm:
elemlenme, tasalanma,
dertlenme, üzüntü duyma.
umum:
bütün, herkes.
umumî:
genel.
vahşet:
yabanî ve vahşî olan şey,
medeniyetin zıddı.
vicdan:
insanın içindeki iyiyi kötü-
den ayırabilen ve iyilik etmekten
lezzet duyan ve kötülükten elem
alan manevî bir his.
zalim:
zulmeden, acımasız ve
haksız davranan.
âciz:
zayıf, güçsüz, zavallı.
âlâyıilliyyin:
yüceler yücesi,
en yüksek mertebe.
bedbaht:
bahtsız, tâli’siz, za-
vallı.
beşer:
insan, insanlık.
bîçare:
çaresiz, zavallı.
cazibedar:
çekici, cazibeli.
cehennemî:
cehenneme has,
cehenneme ait, cehennem gi-
bi, (sıcak veya yakıcı).
cihet:
yön.
dalâlet:
Hak ve hakikatten
sapma, doğru yoldan ayrılma,
azma.
Deccal:
kıyamet zamanına
yakın meydana çıkarak fitne
ve fesada sebep olacağı, İslâ-
mî şeairi tahrip edeceği, tarih-
te görülmemiş zulümleri ni-
fakla aldatarak yapacağı ha-
dis-i şeriflerde belirtilmiş ya-
lancı ve zararlı şahıs.
deha:
çok akıllılık, zekiliğin ve
anlayışlılığın son derecesi.
elem:
dert, üzüntü, maddî-
manevî ıztırap.
esfel-i safilîn:
aşağıların en
aşağısı, cehennemin en aşağı
tabakası.
fanteziye:
bol gösteriş, deb-
debe.
gasp:
zorla alma, zaptetme, el
koyma.
gayr:
başka.
giriftar:
tutkun, düşkün, müp-
telâ.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
hâlet:
hâl, durum.
hayvanat:
hayvanlar.
helâket:
yıkılma, mahvolma.
hevesat:
hevesler.
hidayet:
doğru olan, hak olan.
hücum:
saldırma.
illet:
hastalık.
1...,233,234,235,236,237,238,239,240,241,242 244,245,246,247,248,249,250,251,252,253,...528
Powered by FlippingBook