mealindeki sözleri kendisine aktardı. Mektup eline geçince Müslüman olmaya karar verdi. 31 Mayıs
629 tarihinde Medine’ye giderek İslâmiyet ile müşerref oldu. İslâm Ordusunda katıldığı ilk savaş Mute
Savaşı’dır. Bu savaşta Bizans ordusuna karşı büyük kahramanlıklar gösteri ve Müslümanları
mağlubiyetten kurtardı. İşte bu savaştan sonra Mekke’ye dönünce Hazreti Muhammed (
ASM
)
tarafından kendisine “seyfullah” unvanı verildi. Bunun dışında, bir çok savaş ve sefere katıldı. Hazreti
Ebubekir’in (
RA
) halifeliği sırasında hizmetine devam etti. Zekâtı vermeye yanaşmayan ve bunun
Medine’ye ulaşmasına mâni olan asiler üzerine gönderilerek onları mağlûp etti. Dinden dönenler
üzerine yapılan hareketlerde Halifenin yanında yer aldı. Peygamberlik iddiasında bulunan Tuleyha b.
Huveylid el-Esedi’nin üzerine gönderilen birliğe kumanda ederek, el-Esedi’nin taraftarlarını dağıttı.
Müseylimetülkezzab unvanıyla meşhur, yalancı peygamberin üzerine yürüdü. Çok şiddetli geçen ve
bir çok Sahabenin de şehit düştüğü savaşta, mürtedlerin başı Müseylime dahil olmak üzere,
elebaşılarını öldürerek mağlup etti. Bunların dışında Sasani ve Bizans imparatorluklarına karşı yapılan
bir çok savaşa katıldı ve büyük zaferler kazandı. Bizans imparatorunun kardeşinin kumandası
altındaki 80 bin kişilik orduyu, Ecnadeyn Savaşı’ında mağlup ederek, Suriye ve Filistin’in kapılarının
açılmasını sağladı. Hazreti Ömer’in (
RA
) halifeliği sırasında da yapılan savaş ve seferlere katıldı.
Ömrünün son yıllarını geçirdiği Humus’ta 642 yılında Hakkın rahmetine kavuştu. Peygamber
Efendimizden (
ASM
) on sekiz hadis rivayet etmiştir. Kendisine ait olduğu kabul edilen ve “kurtubi,
mirseb ve edlak” adlı üç kılıcı, Topkapı Sarayı Müzesi’nde korunmaktadır.
HÂMe:
İsminin tamamı Hâme ibni Heym ibni Lakıs ibni İblis’dir. Cin taifesindendir. Peygamber
Efendimiz (
ASM
) Sahabeden bazı zatlarla birlikte otururken Hâme isimli cin ihtiyar bir adam şeklinde,
elinde bir asa ile geldi ve “Bana ‘İsa ibni Meryem, eğer Muhammed’le karşılaşırsan, benden ona selâm
söyle’ dedi. Ben de selâmını şu anda sana tebliğ ettim ve sana da iman ettim” dedi Bunun üzerine
Peygamber Efendimiz (
ASM
), “İsa’ya selâm olsun. Ey Hâme, sana da selâm olsun. İhtiyacın nedir?”
deyince, o, “Mûsa bana, Tevrat’ı, İsa da bana İncil’i öğretti. O hâlde, sen de bana Kur’ân’ı öğret” dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (
ASM
) ona kısa surelerden bazılarını öğretti.
HaMMaD İbNİ SeLeMe (709-784):
Sekizinci asırda yaşamış İslâm âlimlerindendir. Hadis, fıkıh ve
nahiv âlimidir. Tabiine yetişmiş ve bunların bir çoğundan ilim öğrenmiştir. Basra’da bir taraftan iman
hizmetinde bulunurken, diğer taraftan da ticaretle meşgul olmuştur. Bir ara büyük bir servete sahip
olmuş ve daha sonra hepsini dağıtıp, fakirler sınıfına dahil olmuştur. Hiç kimseden hediye almayan,
idarecilerden uzak duran ve davetlerine icabet etmeyen özelliğiyle dikkat çekmiştir. Ayrıca ibadete
düşkünlüğü ve sünnete olan bağlılığı ile tanınmıştır. Risale-i Nur’da, Allah’ın adamı, İmam Müslim ve
kuzeybatı Afrika alimlerinin itimat ettiği alim olarak zikredilmiş, naklettiği bir hadis-i şerife yer
verilmiştir. Künyesi Ebu Seleme Hammad bin Seleme bin Dinar el-Basrî el-Hırakî şeklindedir.
HaMZa:
Hz. Hamza (
RA
). Hz. Peygamberin amcasıdır. Uhud şehitlerinden olan Hz. Hamza, 569 veya
570 yılında Mekke’de doğdu. Hz. Peygamber ile süt kardeşi aynı zamanda çocukluk ve gençlik
yıllarının arkadaşı ve dostudur. Bi’setin 2. veya 6. yılında Müslüman olduğu rivayet edilmektedir. Bedir
ve Uhud Savaşında büyük kahramanlıklar gösteren Hz. Hamza, Uhud Savaşında Vahşi tarafından
mızrakla şehit edilmiştir. Hz. Peygamber, Hz. Hamza’nın Allah ve Resulünün aslanı ve şehitlerin
efendisi olduğunu bildirmiş ve bundan sonra “Seyyidüşşüheda” ve “Esedullah” unvanlarıyla anıla
gelmiştir.
HaNZeLe:
İsa (
AS
) ile Peygamber Efendimiz (
ASM
) arasında geçen fetret döneminde yaşadığı söylenir.
Tevhit inancına bağlı salih bir kişi veya Semud kavminin devamı olan Ashabü’r-Ress’in peygamberi
olduğu yolunda rivayetler bulunmaktadır. Onun adından ilk defa bahseden kişilerden biri, 8. yüz yılda
yaşamış olan Mes’udî’dir. Mes’udî, Hanzele’nin Hz. İsmail’in soyundan gelen bir peygamber olduğunu,
ş
aHıS
B
ilgileri
| 900 | Mektubat