(1111) Tus’da vefat eden ve oraya defnedilen Gazali’nin eserlerinden bazıları şunlardır: El-Münkız,
İhya-iUluûmi’d-Din,Kimya-iSaadet,Tehafütü’l-Felâsife;Kıstasü’l-Müstakim.
— H —
HaCCaC-I ZaLİM (661-714):
Haccac, 661 yılında Taif’de doğdu. Hem anne hem baba tarafından
Sakif kabilesinin Ahlaf koluna mensuptur. Muaviye’nin halifeliği sırasında doğduğu için Emeviler
döneminde yetişti. Kabilesi ile Emeviler arasında mevcut olan sıkı bağlılık ve ilişkiler bu dönemde de
devam etti. Haccac’ın kabilesi, çok kısa süren II. Muaviye’nin halifeliğinden sonra Mervan bin Hakem’in
seçiminde etkili oldu. Muhaliflere destek çıkan Hicaz valisi Ömer bin Abdülaziz’in görevden alınmasını
sağladı. Daha sonra yetkileri ve valilik yaptığı alan genişletildi. Yirmi yıl boyunca Irak ve doğu illerinin
valiliğini yaptı. Haccac, ömrü boyunca Emevî saltanatı için çalıştı. Peygamber Efendimiz (
ASM
) bir hadis-i
şerifinde; “Sakif kabilesinden biri dava-yı nübüvvet edecek ve biri hunhar zalim zuhur edecek”
şeklinde gaybî bir işarette bulundu. Bediüzzaman Hazretleri, hadiste geçen, “hunhar zalim” tabiri ile
Haccac’ın kastedildiğini belirtmektedir. Ömrünün sonuna doğru büyük ruhî bunalım yaşayan Haccac,
ölümünü isteyecek kadar büyük sıkıntıların içine düştü. Dayanılması güç hastalığa duçar oldu.
Özellikle şiddetli mide ağrıları çekti. Bu elem ve ızdıraplar içinde öldü (714).
HaCeR (?-?):
İsmail Aleyhisselâmın annesi ve Hazreti İbrahim Aleyhisselâmın eşi olan Hacer
hakkındaki bilgiler daha çok kutsal kitaplara dayanmakta ve özellikle Tevrat’ta yer almaktadır.
Kur’ân-ı Kerim’de ise Hacer ismi geçmemektedir. Hacer ile ilgili bilgiler, daha çok Hazreti İbrahim ile
evlenmesinden sonraya ait olduğundan, önceki hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Eşinin evlât
hasreti çekmesine dayanamayan Sare, Mısır’dan getirdikleri ve Hazreti İbrahim’in hizmetkârları olan
Hacer’le evlenmesine izin vermiş ve böylece nispeten evlât hasretini giderebileceğini ummuştur.
Hacer, Hazreti İbrahim ile evlendikten sonra, Cenab-ı Hak onlara Hazreti İsmail’i ihsan etmiştir. Cenab-ı
Hak da vahiy yoluyla izin verince Hacer ve oğlu İsmail’i alan Hazreti İbrahim, eşi ve çocuğunu Mekke
yakınlarına götürmüştür. Onları Kâbe’nin bulunduğu yere, Zemzem kuyusunun yakınındaki bir ağacın
yanına bırakmıştır. Issız yerde, bir miktar su ve biraz hurma bırakarak yanlarından ayrılmıştır. Hacer,
oğlu İsmail ile birlikte ıssız Mekke vadisinde yalnız kaldı. Bir süre sonra Hazreti İbrahim’in bırakmış
olduğu az miktardaki su ve yiyecekleri tükendi. Anne, oğlunun susuzluktan öleceği endişesine kapıldı.
Çaresizlik içinde Safa ile Merve tepeleri arasında yedi defa gidip geldi ancak, suyu bulamadı.
Yalnızların ve kimsesizlerin koruyucusu ve rahmet sahibi Cenab-ı Hakkın inayetiyle, küçük İsmail’in
bulunduğu yerden zemzem suyu fışkırmaya başladı. Hacer, Cenab-ı Hakka şükretti. Suyun fışkırdığını
görünce, “zem, zem” yani Mısır diliyle “Dur, dur!” demeye başladı. Peygamber Efendimiz (
ASM
), “Allah
İsmail’in annesine rahmet etsin. Eğer suyun önünü kapamasaydı zemzem akıp giden bir ırmak
olurdu” diye buyurmuştur. Hacer’in su bulmak ümidiyle Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelmesi
ise, Haccın esasları arasına girdi. Hacer ve İsmail dışında kimsenin olmadığı ıssız Kâbe vadisi, Cenab-ı
Hakkın inayetiyle emin bir yer oldu. Öyle ki, aralarında kan davaları eksik olmayan Arap kabile
mensupları, Mekke arazisinde düşmanlarıyla karşılaşsalar birbirlerine silâh çekmez ve birbirlerine
zarar vermezlerdi. Bir süre sonra ıssız olan bölgeye insanlar gelip yerleşmeye başladılar. Hacer’e
suyunu vermesi karşılığında kendileri de süt vermeyi taahhüt ettiler. İnsanların yerleşmeye
başlamasıyla birlikte vadi başka bir hal almaya başladı.
HaFIZ HaLİD:
Risale-i Nur’un ilk talebelerinden ve kâtiplerinden olan Hafız Halid 1891 yılında
Barla’da doğdu. Bir müddet medrese tahsili gördükten sonra tahsilini kendi gayretleriyle geliştirdi.
Isparta’nın Sütçüler kasabasında ve Eğirdir’in İlama köyünde bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı.
Öğretmenliği bıraktıktan sonra Barla Pazar Camiinde imamlık yaptı. Mes’uliyetten çok korkan Hafız
Halid kendisine sorulan dinî sorulara kitapları araştırıp tetkik etmeden cevap vermezdi. Hafız Halid,
1926-1934 yılları arasında, risaleler telif edilirken, Bediüzzaman Hazretlerine kâtiplik yapmıştır. Çocuk
Mektubat | 897 |
ş
aHıS
B
ilgileri