diğer Sahabiler gibi Medine’den ayrıldı, Basra’ya yerleşti. Hz. Büreyde, “Benim damarlarımda cihad
kanı akmaktadır. Hayatım at sırtında geçer” diyordu. Bi sebeple halifeler devrinde de fetih ordularında
yerine aldı. Çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Hicretin 63. senesinde vefat eden Hz. Büreyde,
Peygamberimizden (
ASM
)164 tane hadis rivayet etti.
— C —
CabİR İbNİ abDuLLaH:
Küçük yaşta babasıyla birlikte ikinci Akabe Biatında Peygamber
Efendimize (
ASM
) biat ederek Müslüman oldu. Çok istemesine rağmen yaşının küçük olmasından
dolayı Bedir Savaşına katılamadı. Uhud Savaşında ise babasının savaşa gitmesi üzerine kendisi yine
katılamadı. Babası Uhud Savaşında şehit olunca aile reisliğini üzerine aldı. Babasından kalan borçların
ödenmesi hususunda Peygamber Efendimiz (
ASM
) kendisine çok yardımcı oldu. Bedir ve Uhud’da
bulanamamanın üzüntüsünü her zaman hisseden Cabir (
RA
) babasının vefatından sonra hiç bir sefer
ve gazadan geri kalmadı ve Peygamber Efendimizle (
ASM
) birlikte 19 gazaya iştirak etti. Bu savaşlarda
büyük kahramanlıklar gösterdi. Hz. Cabir Peygamber Efendimizin (
ASM
) yakın hizmetlerinde bulundu,
500’den fazla hadis rivayet etti. Hicrî 74 senesinde 94 yaşında iken vefat etti.
CaFeR-İ SaDIk (669-765):
Risale-i Nur’da, “manevî Mehdî,” “eimme-i âlişan” ifadeleriyle
kendisinden söz edilen, Hazreti Ali ve Hazreti Ebubekir gibi mübarek bir nesepten gelen Cafer-i Sadık,
“on iki imam” olarak kabul edilen silsilenin altıncısıdır. Babası Muhammed Bakır olup, Hazreti Ali’nin
torunu olan Zeynelabidin’in oğludur. Annesi Ümmü Ferve de Hazreti Ebubekir’in (
RA
) torunu Kasım bin
Muhammed’in kızıdır. Oğlu İsmail’den ötürü Ebu İsmail künyesi ile anılmakla beraber, İsmail’in
kendisinden evvel vefat etmesinden dolayı daha çok Ebu Abdullah ve Ebu Musa lakaplarıyla anıldı.
Künyesi; Ebu Abdullah Cafer bin Muhammed Bakır bin Ali Zeynelabidin şeklindedir. 669 yılında
Medine’de doğan Cafer, ilk eğitimini dedesi Zeynelabidin ile babası Muhammed Bakır’dan aldı. Büyük
bir alim olan Muhammed Bakır 19 yıl gibi uzun süre imamet görevinde bulundu. İmamet; namaz
kıldırmadaki imamlık anlamına geldiği gibi, müminlerin emiri, halife anlamına da gelmektedir.
Muhammed Bakır ve kendisinden sonra aynı vazifeyi sürdüren Cafer-i Sadık geniş bir kesim
tarafından, müminlerin halifesi olarak kabul görmüşlerdir. Ancak, buradaki mana idari mekanizmadan
farklı ve sadece dini manadaki emirlik mahiyetindedir. Cafer-i Sadık 765 yılında Medine’de Hakkın
rahmetine kavuştu. Şiilerin iddialarına göre Abbasi halifesi Ebu Cafer el-Mansur tarafından
zehirletilerek vefatına sebebiyet verildi. Naaşı Cennetül Baki’de babası ve dedesinin yanına defnedildi.
Vehhabiler tarafından mezarı tahrip edilene kadar ziyaretgâh olarak kullanıldı. Vefatından sonra Şia
iki büyük kola ayrıldı. Oğullarından İsmail adına müsteniden “İsmailiye” ve Musa Kâzım’ı imam olarak
kabul eden “İsnaaşeriyye.” Ayrıca Caferiler de kendilerini ona dayandırırlar.
CaHIZ (777-869):
İslâm düşünce tarihinin önemli isimlerinden biridir. Yazarlığı ve edipliği ile
meşhur olmuştur. Arap edebiyatının en büyük yazarlarından birisi olarak kabul edilmektedir. İslâm
medeniyetinin parlak dönemlerinden birinde yaşamış olup, bu kültür ve medeniyetin önemli
temsilcilerinden biri olmuştur. Mutezile kelâmcılarındandır. Risale-i Nur’da, Kur’ân-ı Kerim’le muaraza
edemeyen müşriklerin başvurduğu yollar anlatılırken ismi zikredilmekte ve “Muaraza-i bilhuruf
mümkün olmadı, muharebe-i bissüyufa mecbur oldular” sözlerine yer verilmektedir. Cahız, 777
yılında Basra’da doğdu. İlme olan aşırı merakı, çocukluk ve gençlik çağında iyi bir eğitim almasına
vesile oldu. Bağdat’ta bulunduğu süre zarfında Arapçaya tercümesi yapılmış olan Aristo’nun eserlerini
okudu. Okuduğu bu eserler daha sonra kelâm görüşü üzerinde etki yaptı. 869 yılında Basra’da vefat
etti. Uzun bir ömrün sonunda çok sayıda eser bıraktı. Şiiler tarafından ortaya atılan iddialara karşı Ehl-i
Sünneti savunması gibi özellikleri hep dikkat çekti. Kendi döneminde yaşayan Mecusiler, Maniheistler
ve zındıklarla fikrî tartışmalara girerek İslâm dinini büyük bir maharetle savundu.
Mektubat | 887 |
ş
aHıS
B
ilgileri