“Aliyyi’bni’l-Hakem’in, gazve-i Hendek’te, küffârın darbesiyle ayağı kırıldı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm meshetti; dakikasında öyle şifa buldu ki, atından inmedi.” Şafii mezhebine bağlı ve bu
mezhebin bir fıkıhçısı olarak tanınan Begavî, metot olarak Selefîni takip etti. Hiçbir zaman taassuba
yönelmedi. Mensubu bulunduğu mezhebi hakkında eser yazdığı gibi, diğer mezheplerin kaynaklarını
da inceledi. 1122 yılında Merverrüz’de vefat etti. Vefatından sonra, büyük değer verdiği ve çok sevdiği
hocası Kadı Hüseyin’in yanına defnedildi.
baYeZİt-İ bİStaMî (Ö.264 /875):
İlk büyük mutasavvıflardandır. “Silsile-i Âliyye” denilen büyük
âlim ve velîlerin beşincisidir. “Sultanü’l-Arifin” lakabıyla meşhurdur. Künyesi Ebu Yezid’dir. Asıl ismi
Tayfur bin İsa’dır. Hicrî 160 veya 188 tarihinde İran’da Hazar Denizi kenarında Bistam’da vefat etti.
Bayezid tasavvuf tarihinde sekr, fenâ, melâmet, tevhit, marifet, muhabbet, miraç ve isar gibi
konulardaki sözleri ve sathiyeleriyle tanınır.
beDİÜZZaMaN-I HeMeDaNî:
Adı Ahmed, künyesi Ebu’l-Fazl, lâkabı Bediüzzaman’dır. 968 yılında
İran’ın Hemedan şehrinde doğdu. İlk eğitimini babasından aldı. Güçlü bir hafızaya sahip olan
Hemedanî, iyi derecede Arapça bilirdi ve güvenilir bir hadis ravisiydi. Neşeli, arkadaş canlısı, alçak
gönüllü, geniş kalpli ve sözünün eri bir insandı. Hemedanî, edebiyatta yeni bir tür olarak kabul edilen
yazdığı makaleler ile ünlüdür. Aynı zamanda önemli devlet adamlarından, kız kardeşinin oğluna
varıncaya kadar yazdığı mektuplarından oluşan risaleleriyle meşhurdur. Hemedanî 1008 yılında kırk
yaşında vefat etti.
bekİR (baRLaLI HaCI bekİR):
Risalelerde pek çok yerde kendisinden Bekir Bey, Bekir Efendi
olarak bahsedilen Barlalı Hacı Bekir’in asıl ismi Bekir Dikmen’dir. Barlalı bir tüccar olan Bekir Dikmen
1898 senesinde Barla’da doğmuş, 1954 senesinde İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Edirnekapı
Şehitliğindedir. Bekir Bey Bediüzzaman Hazretlerinin talimatı üzerine Haşir Risalesini (Onuncu Söz)
matbaada bastırarak risalelerin ilk defa matbaada bastırılmasına vesile olmuştur. Hizmette kusur
eden Nur Talebelerinin yedikleri şefkat tokatlarının zikredildiği Onuncu Lem’ada Bekir Beyin yediği bir
şefkat tokadından da bahsedilir. Bediüzzaman Hazretleri Bekir Beye yeni harfler çıkmadan önce
matbaada basılması için Yirmi Beşinci Sözü gönderir. Matbaa fiyatının daha sonra gönderileceği
söylenmesine rağmen fiyatın yüksek oluşu, Bediüzzaman’ın fakr-ı halinden dolayı bu fiyatı
ödeyemeyeceği, kendisi bu fiyatı ödese Bediüzzaman’ın buna razı olmayacağı gibi düşüncelerle Bekir
Bey risaleyi bastırmaz. Daha sonra harf inkilâbı olur ve risalenin basılmasının gecikmesinden dolayı
Kur’ân hizmetine mühim bir zarar olur. Bekir Beyin bu hatasından iki ay sonra bastırılmayan risalenin
fiyatının yaklaşık iki katı parası çalınır. Bu durumun bir “şefkat tokadı” olduğunu belirten Bediüzzaman
Hazretleri çalınan parasının sadaka hükmüne geçtiğini belirterek Bekir Beyi teselli eder.
beRÂ bİN ÂZİb:
Hz. Berâ (
RA
) Medineliydi. Babası da Müslümandı. Kendisi küçük yaşta Müslüman
olmuştu. Peygamberimizin Medinelilere Islâmiyeti öğretmek için gönderdiği Mus’ab bin Ümeyr ve Ibni
Ümmi Mektum’dan (
RA
) Kur’ân öğrendi. Peygamberimiz hicret ettiğinde birçok sureyi ezbere biliyordu.
Hicret esnasında Peygemberimizi karşılayıp sevgi gösterisinde bulunanlar içerisinde o da vardı.
Medinelilerin Peygamberimize gösterdiği coşkun sevgi ile ilgili olarak, “Medine halkının Resulullahın
teşrifine sevindiği kadar hiçbir şeye sevindiğini görmedim” demiştir.
Hz. Berâ, Peygamberimizin sohbetinde bulunmayı en büyük muvaffakiyet olarak biliyordu. Bu
sebepledir ki Peygamberimizin sohbetlerinde bulunmuş ve ondan pekçok şey öğrenmiştir. Rivayet
ettiği hadislerin sayısı 305’i bulmaktadır. Hicret, kıblenin Kudüs’ten Kabe’ye çevrilmesi, Uhud ve
Huneyn savaşlarının mühim safhaları gibi önemli tarihî hadiseleri onun rivayetlerinden öğreniyoruz.
Berâ (
RA
) kendisi sünnet-i seniyyeye uyduğu gibi, çocuklarını da öyle yetişmesi için gayret sarfederdi.
Zaman zaman onları toplar, hadis öğretirdi. Çocukları da kendisinden birçok hadis rivayet etmişlerdir.
ş
aHıS
B
ilgileri
| 884 | Mektubat