— a —
abbaS İbNİ abDÜLMuttaLİb (568/9-653):
Peygamber Efendimizin (
ASM
) amcasıdır. Müslümanlar
tarafından kurulan en büyük imparatorluklardan biri olan Abbasiler devleti, onun adına izafeten bu
ismi almıştır. Risale-i Nur’da, Hz. Ömer’in (
RA
) onu vesile yapıp, “Yâ Rab, bu Senin habibinin amcasıdır.
Onun yüzü hürmetine yağmur ver!” mealinde dua ettiği ve yağmurun yağdığı nakledilmektedir.
Müslüman olduğu halde uzun süre Mekke’de kalarak müşrikler arasında yaşadığı, toplantılarına
katıldığı ve ilgili konularda Peygamber Efendimizi bilgilendirdiği nakledilmiştir. Peygamber
Efendimizden tahminen iki-üç yaş büyük olan Abbas, 568/9 tarihinde Mekke’de doğdu. Peygamber
Efendimizle akran olması hasebiyle birlikte büyüdüler. Abbas’ın İslâmiyetin ilk günlerinden itibaren
Müslüman olduğu, ancak bunu gizlediği ve kimsenin bilmediği nakledilmektedir. Abbas’ın Peygamber
Efendimizi kollayıp gözeten durumu (ister akrabalık bağından olsun, isterse İslâmiyete duyduğu
yakınlık veya imandan olsun), Bedir Savaşından sonra farklı bir boyut kazandı. Bu savaşta Müşriklerin
arasında yer almasının kendi arzusuyla olmadığı ve onlarla birlikte savaşa katılmak zorunda kaldığı
şeklindeki görüş kabul görmektedir. Risale-i Nur’da da bahsedilen görüşmede, Peygamber Efendimiz
(
ASM
), diğer esirlere uygulanan kurala göre amcasına da serbest kalabilmesi için “fidye-i necat”
ödemek zorunda olduğunu hatırlattı. Bunun üzerine amcası, “Ya Resulullah, ben Müslümanım. Kureyş
Kabilesi beni bu savaşa zorla getirdi” mealinde karşılık verdi. Peygamber Efendimiz de ona, “Senin
Müslümanlığını Allah bilir” dedi ve “Söylediğin doğruysa, Allah elbette onun sevabını sana verir. Fakat
sen görünüşte bizim aleyhimizdeydin. Sen, kurtulman için fidyeni ödemene bak” dedi Peygamber
Efendimiz fidye ödemek zorunda olduğunu kesin ifadelerle bildirdikten sonra, üzerinde bulunup el
konan paraların fidye olarak kabul edilmesini istedi. Ancak, bu paralar ganimet sayıldığı için teklifi
kabul edilmedi. Bunun üzerine Abbas, parasının olmadığını bildirdi. İşte tam bu esnada Peygamber
Efendimiz, “Mekke’den çıktığın gün, hanımın Ümmü’l-Fadl’a teslim ettiğin altınlar! O esnada yanınızda
ikinizden başka kimse yoktu. Sen o zaman hanımına, bu seferim esnasında başıma ne geleceğini
bilmiyorum. Şayet başıma bir felâket gelir de geri dönmezsem, şu kadarı senin içindir. Şu kadarı Fadl
için, şu kadarı Abdullah için, şu kadarı Ubeydullah için, şu kadarı da Kusem içindir” şeklindeki
konuşmalarını kendisine hatırlattı. Bu hadise karşısında hem Abbas hem de hazır bulunanlar
şaşkınlıklarını gizleyemediler. Çünkü, Abbas söylenenlerin hepsinin doğru olduğunu ve eşiyle
kendisinden başka hiç kimsenin o paralardan haberi olmadığını söyledi. Bu karşılıklı konuşmalardan
ve mucizeden sonra, Hazret-i Abbas kemal-i imanı kazanıp, İslâm oldu.
abbaS İbNİ MİRDaS (
RA
):
Abbas ibni Mirdas, şair kimliği ve kahramanlığı ile tanınıp meşhur olmuş
Sahabedendir. Müslüman olmasına putu sebep olmuş, Dımar adı verilen putunun kurtuluşuna nasıl
sebep olduğu Risale-i Nur’da zikredilmiştir. Katıldığı savaşlarda kahramanlık şiirlerini okuyarak, bu
duyguları coşturmuştur. Savaş ve seferler dışında kabilesinin yanına dönmüş, Mekke veya Medine’de
fazla bulunmamıştır. Peygamber Efendimizin (
ASM
) yanında fazla bulunmamış olmasından dolayı çok
az sayıda hadis rivayet etmiştir. Hakkında ayrıntılı bilgi olmadığı gibi doğum ve ölüm tarihleri kesin
olarak bilinmemektedir. Huneyn Savaşı sonrasında, kendisine verilen ganimeti az bulmuş ve
rahatsızlığını şiirle dile getirmiştir. Bunun üzerine, Peygamber Efendimiz, onu, kalbi İslâma ısındırılanlar
sınıfına dahil etmiş ve o oranda ganimet verilmiştir. Künyesi, Ebü’l-Heysem Abbas bin Mirdas bin Ebî
Amir es-Sülemî şeklindedir.
abDuLLaH ÇaVuŞ:
Asıl ismi Abdullah Yavaşer’dir. İsparta’nın Eğirdir ilçesine bağlı Barla
beldesinden olan bu zat, askerliğini çavuş rütbesi ile yaptığından “Abdullah Çavuş” olarak
tanınmaktadır. Bediüzzaman Hazretlerinin sadık talebelerinden ve hizmetkârlarından olan Abdullah
Çavuş, Denizli Hapishanesinde Üstad Hazretleriyle birlikte bulunmuştu. Bu mahkeme beraatle
Mektubat ŞaHIS bİLGİLeRİ
Mektubat | 875 |
ş
aHıS
B
ilgileri