Mektubat - page 898

Taziyenamesi adını taşıyan 17. Mektup, Hafız Halid’in vefat eden çocuğu münasebetiyle kaleme
alınmıştır. Ayrıca hizmette kusur eden Nur Talebelerinin yedikleri tokatların anlatıldığı şefkat tokatları
risalesinde (10 Lem’a) Hafız Halid’in yediği şefkat tokadından da bahsedilmektedir. Hafız Halid 1946
yılında Istanbul’da Hakkın rahmetine kavuştu. Kabri Karacaahmet Mezarlığındadır.
HaFIZ OSMaN:
Osmanlının meşhur hattatlarındandır. 1642’de İstanbul’da doğdu, 3 Aralık 1698
tarihinde vefat etti. Kabri Sümbül Efendi Dergâhı haziresindedir. Haseki Sultan Camii müezzinlık yapan
Ali Efendi’nin oğlu Hafız Osman küçük yaşta hafız oldu. Tahsil ve terbiye gördüğü yıllarda hat sanatına
ilgi duydu ve On sekiz yaşında icazet aldı. Sultan II. Mustafa’ya ve Şehzadeliği sırasında da III. Ahmet’e
hat hocalığı yaptı. Hafız Osman kendine has tarzını 1679’dan itibaren bulmuştur. En beğenilen dönemi
ise 1679-1689 yılları arasındaki on yıldır. Hafız Osman kırk yıl süren sanat hayatında devamlı eser
vermiş ve Arap yazısına estetik bakımdan en olgun biçimini kazandırmıştır. Kendisinden sonra yetişen
hattatların hepsi Hafız Osman’ı takip etmişlerdir.
HaFIZ teVFİk (ŞaMLI HaFIZ teVFİk, ŞaMLI teVFİk):
Asıl ismi Tevfik Göksü olan Şamlı Hafız Tevfik
1887 yılında Barla’da doğdu. 1965 yılında Barla’da vefat etti. Kabri de Barla’dadır. Subay olan babası
Veli Bey ile beraber yirmi yıl Şam’da kalmasından dolayı “Şamlı” lâkabıyla anılmıştır. Üstadın, Şam’da
Emeviye Camiinde verdiği vaazı babasıyla birlikte dinlemiştir. Babası ona Üstadı göstererek, “Bu zat
meşhur bir zattır. Ona iyi bak, ileride bu zata hizmet edeceksin” demiştir. Babasının bu sözü seneler
sonra gerçekleşir. Üstat Barla’ya sürgün edildiği yıllarda ona talebe, Nurlara kâtip olur.
HaFIZ-I ŞİRaZî (? - 1390):
İranlı bir şairdir. Edebiyat tarihinde Hafız, Hafız-ı Şirazi gibi adlarla da anılır
Asıl adı Şemseddin Muhammed’dir. Hayatı hakkında fazla bilgi olmadığından doğum yılı, ilk gençlik
dönemi, nerede ve nasıl bir eğitim aldığı tam bilinmemektedir. Kaynaklarda doğumuyla ilgili olarak
verilen tarihler 1317 ile 1326 arasında değişmektedir. Şiirleri üzerinde yapılan çalışmalardan Hafız’ın
iyi medrese eğitimi aldığı, Kur’ân, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf okuduğu, Kur’ân’ı ezberleyerek hafız
olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında kendinden önceki İran ve Arap şairlerini, yazarlarını incelediği,
özellikle şiirin gelişim aşamalarını çok iyi bildiği görülür. Hafız’dan önceki İran şiirinde destan, kaside,
rübai ve mesnevi gibi türler egemendi. Gazel türü yaygınsa da yeterince gelişmiş, olgunluk aşamasına
ulaşmış değildi. Bu açıdan Hafız’ın Gazelleri Fars edebiyatında türünün en gelişmiş örnekleri
sayılmaktadır.
Kaside, rubaî ve kıt’alar da yazmış olmasına rağmen Hafız şöhrete gazelleri ile ulaşmıştır.
Bilinmeyen veya görülmeyen sırlara tercüman olduğu için “lisanü’l-gayb” ve “tercümanü’l-esrar”
lakaplarıyla anılan Hafiz-ı Şirazî’nin divanı ve şiirleri İran dışıda Ortadoğu, Hindistan, Türkiye ve bazı
Avrupa ülkelerinde da tanınmıştır. Divan’ı ve şiirleri Türkçe, Ingilizce, Fransızca, Almanca, Rusça gibi
pekçok dile çevrilmiş, Farsça üzerinde çalışan dil uzmanlarınca değişik yönlerden incelenmiştir. Hafiz-ı
Şirazî 1390 yılında şiirlerinde çok methettiği Şiraz’da vefat etti ve aynı yerde Hafıziye semtinde
defnedildi.
HÂkİM:
Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah en-Nişaburi (923-1014) tasnif devrinin (hadisleri
sınıflandırıp düzenleme döneminin) 7 ünlü hadisçilerindendir. Hadis ilmindeki şöhretinden dolayı
kendisine “Hakim” ünvanı verilmiştir. Milâdî 923 senesinde Nişapur’da doğan Hakim, babasının ve
dayısının yakın ilgisiyle çok küçük yaşlarda hadis öğrenmeye başladı. Yirmi yaşlarında memleketi
dışındaki hadis merkezlerine seyahatlere çıktı. Horasan, Maveraünnehir, Irak ve Hicaz bölgelerini
dolaşarak iki bin civarında hocadan hadis aldı. Bu hocalarını Mu’cemü’ş-Şüyuh adlı eserinde anlattı.
Hakim’in, tarih ve hadis ilmine dair birçok eseri vardır. Kendi memleketinin tarihini Tarih-i Nişapur
adıyla ilk defa kendisi yazdı. Bilhassa, hadis ilmine dair olan Ma’rifetü Ulumi’l-Hadis adlı eseri,
sahasının en değerli kaynaklarından biridir. Hakim, Samanoğulları devrinde Nişapur (970) ve Cürcan
ş
aHıS
B
ilgileri
| 898 | Mektubat
1...,888,889,890,891,892,893,894,895,896,897 899,900,901,902,903,904,905,906,907,908,...1086
Powered by FlippingBook