İMaM-I ŞaFİî:
(ö.820) Şafii mezhebinin kurucusudur. H. 150 (767) yılında Gazze’de doğan Şafii,
Mekke’de Müslim el-Zinci ve Sufyan bin Uyeyne’den hadis ve fıkıh tahsil etti. 20 yaşlarında Medine’ye
Malik bin Enes’in yanına giderek onun ölümüne kadar orada kaldı. Malik bin Enes’in Muvatta adlı
eserini ezbere bilen Şafii, 195’ten itibaren Bağdat’ta hocalığa başladı. İmam-ı Şafii h. 204’te (820)
Fustat’ta vefat etti. İmam-ı Şafii sadece mevcut bütün fıkıh malzemesini elden geçirmekle kalmamış,
fıkıh ilminin usullerini ve temellerini araştırarak usul-i fıkhın kurucusu addolunmuştur. İmam-ı Şafii’nin
talebeleri arasında Zafaranî, Ebu Savr, Ahmed bin Hanbel, Karabisi gibi tanınmış âlimler de vardır. Şafii
mezhebi bugün Güney Arabistan’da, Bahreyn’de, Malaya Adalarında, Dağıstan’da, Tangonyika’da ve
bazı Orta Asya bölgelerinde hakimdir. Eserleri: Kitabü’l-Umm;Kitap-ıFıkhü’l-Ekber;Kitabü
Vasiyyetü’ş-Şafii
İMaM-I aLİ:
Bakınız ALI (
RA
).
İMaM-I aZaM:
Bakınız EBU HANIFE.
İMaM-I baĞaVî:
Bakınız BAĞAVÎ.
İMaM-I beYHakî:
Bakınız BEYHAKÎ.
İMaM-I buHaRî:
Bakınız BUHARÎ.
İMaM-I GaZaLî:
Asıl adı Hüccetü’l-İslâm Ebu Hamid Muhammed b. Ahmet el Gazzalî’dir. Eş’ari
kelâmcısı, Şafii fakihi, mutasavvıf ve filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan İslâm düşünürüdür. Hicrî
450’de (1058) Horasan’da, Meşhed’de (Tus) dünyaya geldi. Babasının mesleğinin yün tacirliği
olmasından dolayı kendisine “Gazzalî” ve zamanında İslâma yöneltilen itirazlara cevap vererek itiraz
edenleri susturduğu için de “Hüccetü’l-İslâm” denilmiştir. Kelâm, fıkıh, hadis, felsefe, tasavvuf, mantık
gibi ilimlerde yüksek bir mevkiye sahiptir. Bu sahalarda birçok önemli eserleri bulunmaktadır. Hicrî
505’te (1111) Tus’da vefat eden ve oraya defnedilen Gazali’nin eserlerinden bazıları şunlardır:
El-Münkız;İhya-iUlûmi’d-Din;Kimya-iiSaadet;Tehafütü’l-Felâsife;Kıstasü’l-Müstakim.
İMaM MaLİk (712-795):
Maliki mezhebinin imamıdır. Ömrünün büyük ekseriyetini Medine’de
geçirmiş ve burada vefat etmiştir. Aralarında Tabiinin büyük simalarının da bulunduğu çok sayıda
âlimden ders aldığı gibi, sonradan meşhur olan çok büyük zatlara da hocalık yapmıştır. Emevilerin son
dönemleri ile Abbasi devletinin kuruluş yıllarında meydana gelen siyasi olaylardan uzak durmuş, taraf
olmamıştır. İdarecilerle münasebetleri, sadece istikamet üzere hareket etmelerine yardımcı olma ve
onlara doğruyu söyleme çerçevesinde gerçekleşmiştir. İlmin izzetini korumak için gayret gösterdi. İlmi
yüceltenin aziz, alçaltanın da zelil olacağını ifade etmiştir. Risale-i Nur’da birkaç yerde ismi geçmekte,
hadis nakillerine yer verilmektedir. Bunun dışında; kutuplarla imamların faziletleri açısından
birbirlerine üstünlüklerinin izahı bağlamında da ismi zikredilmektedir. Künyesi Ebu Abdullah Malik bin
Enes bin Malik bin Ebi Amir el-Asbahi el-Yemeni şeklindedir.
İMaM MÜCaHİD (645-723):
Sahabeyi görüp onlardan ders alan Tabiinin önemli simalarındandır.
Aralarında, meşhur altı Abdullah’lardan biri olan Abdullah ibn Abbas’ın da bulunduğu Sahabenin ileri
gelenlerinden ders alıp, hadis nakletmiştir. Nakilde bulunduğu hadisler başta Sahih-i Buhari olmak
üzere bir çok hadis kitabında yer almıştır. Birçok Sahabeden hadis rivayet ettiği gibi, kendisinden de
bir çok İslâm âlimi nakilde bulunmuştur. İmam-ı Azam ve İmam-ı Şafii, kendisi için “güvenilir bir âlim”
demişlerdir. Risale-i Nur’da ismi, İmam-ı Mücahid olarak zikredilmekte ve Abdullah ibni Mes’ut’tan
naklettiği hadis-i şerife yer verilmektedir.
İMaM-I RabbaNî:
Hindistanlı büyük bir âlim olup, Hicrî ikinci bin yılının başında gelen (müceddid-i
elf-i sani) ünvanına sahiptir. İnanç ve fikir açısından büyük karışıklıkların olduğu bir dönemde Hicrî
971’de (1563) Hindistan’ın Serhend kasabasında doğmuştur. Asıl adı Ahmet olan İmam-ı Rabbanî
Hazretlerinin soyu Hz. Ömer’e (
RA
) dayandığından Farukî, memleketinden dolayı Sirhindî lâkaplarıyla
tanınmaktadır. İlk eğitimini din âlimi olan babası Abdülehad’den almıştır. Daha sonra Silyaküt şehrine
giderek kadı Badehşani’den fıkıh, kelâm ve tefsir dersleri alarak eğitimini tamamlamış ve icazet
ş
aHıS
B
ilgileri
| 910 | Mektubat