mektubunu yırtan kral II. Hüsrev Perviz’dir. Risale-i Nur’da, “Kisra” unvanıyla kastedilen kişi II. Hüsrev
Perviz olmakla beraber, genel olarak Sasani hükümdarına da atıfta bulunulmaktadır. II. Hüsrev Perviz,
Sasani Pers hükümdarı IV. Hürmüz’ün oğlu ve I. Hüsrev’in torunudur. Peygamber Efendimiz, komşu
devlet başkanlarına ve yöneticilerine İslâma davet mektupları yollarken Kisra II. Hüsrev’e de elçisi
Abdullah b. Huzafe vasıtasıyla mektup yolladı. Mektubu okutan Kisra, Peygamber Efendimizin kendi
ismiyle başlamasına (Allah Resulü Muhammed’den Farsların büyüğü Kisra’ya!) sinirlendi ve devamını
okutmadan mektubu alıp parçaladı. Oysa, hiçbir hükümdar böyle küstahça davranmamıştı.
Peygamber Efendimiz de, “O benim mektubumu parçaladı. Allah da, onun mülk ü saltanatını
parçalasın!” mealinde bedduada bulundu. Bedduayı alan II. Hüsrev, oğlu tarafından tahttan indirildi ve
gözleri önünde diğer oğulları öldürüldükten sonra kendisi de öldürüldü. Risale-i Nur’da, Kisra’dan
bahsedilirken, sadece II. Hüsrev Perviz değil, öncesi ve sonrası ile ilgili hadiseler de konu edilmektedir.
Peygamber Efendimizin doğum gecesinde Kisra sarayının harap olması (Şualar, 1994, s. 541.) II.
Hüsrev’in krallığından on yıl önce gerçekleşmiştir. Peygamber Efendimizin (
ASM
) ihbarıyla, Kisra
definelerinin İslâm eline geçmesi mealindeki gaybi haber Hz. Ömer (
RA
) zamanında gerçekleşmiştir.
Ayrıca, II. Perviz’in elçisinin Peygamber Efendimizin (
ASM
) huzurunda bulunduğu bir sırada, “Şimdi,
Kisra’nın oğlu Şirviye Perviz, Kisra’yı öldürdü” diyen Peygamber Efendimizin gaybi ihbarını araştıran
elçinin, haberin doğru çıkmasından sonra Müslüman olduğu hatırlatılmaktadır.
kuSeM (kuSeM İbNİ abbaS) (?-676):
Peygamber Efendimizin amcası, Hazreti Abbas (
RA
) ve Hazreti
Hatice’den (
RA
) sonra Müslüman olan ilk kadın Sahabe Ümmü’l-Fazl Lübabe’nin oğludur. Babası ve
kardeşleri ile birlikte Yüce Peygamberin duasına nail olmuştur. Dört halife dönemi ve Emevilerin ilk
yıllarında yaşamıştır. Hazreti Ali (
RA
) zamanında Mekke valiliğinde bulunmuştur. Orta Asya’ya gidip
İslâmiyeti tebliğ edenlerin ilklerindendir. Semerkand yakınlarında bulunan türbesi günümüze kadar
bir ziyaretgâh olma özelliğini devam ettirmektedir. Risale-i Nur’da ismi zikredilmekte ve Peygamber
Efendimizin kendileri için yaptığı dua nakledilmektedir. Künyesi Kusem bin Abbas bin Abdülmuttalib
el-Haşimi şeklindedir. Peygamber Efendimizin (
ASM
) vefatında hazır bulunan Kusem, cenazenin
yıkanmasına yardımcı oldu. Daha sonra kabrine konulmasında yardımcı oldu, kabirden de en son
kendisi çıktı. Dolayısıyla Peygamber Efendimize dokunan en son kişi de o oldu. Kusem’in babası
Hazreti Abbas’tan (
RA
) rivayet edilen ve Risale-i Nur’da da nakledilen bir hadiste Peygamber
Efendimizin amcası ve dört oğlu için yaptığı dua yer almaktadır. Hazreti Abbas ve oğulları Abdullah,
Ubeydullah, Fazl ve Kusem’i mülâet (bir örtü adı) denilen bir perde altına alarak üzerlerini örttü ve “Ya
Rab, bu benim amcam ve babamın öz kardeşidir. Bunlar da onun çocuklarıdır. Onları bu perdeyle
örttüğüm gibi, sen de onları Cehennemden öylece koru!” mealinde duada bulundu. Peygamber
Efendimizin bu duasına evin damı, kapısı ve duvarları “âmin, âmin” diyerek iştirak ettiler. Kusem,
yaşının küçük olması itibarıyla Dört Halife Dönemini ve Emevilerin ilk yıllarını görüp yaşadı.
Semerkand üzerine yapılan sefere katıldı ve burada şehit düştü. Orta Asya’ya gidip İslâm’ı tebliğ
edenlerin ilklerinden olan Kusem’in bu bölge için apayrı bir yeri vardır.
kuS bİN SaİDe (?-600):
Arapların ünlü şair ve hatiplerindendir. Belâgati ve etkileyici konuşmasıyla
dikkatleri üzerine çekmiştir. Cahiliye döneminde yaşamış ve peygamberliğin nazil oluşundan birkaç
yıl önce haberini vermiş, insanlara, gelecek olan peygambere iman etmeyi tavsiye etmiştir. Allah’ın
varlığı ve birliğine inanan, insanları putlardan uzak tutmaya, ölümden sonra dirilmeye inanmaya
davet eden ileri görüşlü bir insan olarak tanınmıştır. Son peygamberin geleceğini müjdelediği
hutbesini, aralarında Hz. Ebu Bekir’in de bulunduğu çok sayıda insan dinlemiştir. Risale-i Nur’da ismi
zikredilirken tevhid inancına olan bağlılığına işaret edilmekte ve Peygamber Efendimizin geleceğini
müjdelediği şiirinden bir bölüme yer verilmektedir. Necran bölgesinde yaşayan İyad kabilesine
mensuptur. Künyesi Kus bin Saide bin Amr el-İyadî şeklindedir.
ş
aHıS
B
ilgileri
| 914 | Mektubat