— L —
LebİD-İ YaHuDİ:
İslâmiyet öncesi, cahiliye devrinde “Muallâka Şairleri”nden meşhur bir şair olan
Lebid, genç yaşta kabilesi içinde ehemmiyetli bir konum elde etti. Muallâkat-ı Seb’a’da (Yedi Askı)
yayınlanan kasidesi ile ün kazandı ve meşhur Arap şairlerinden birisi olarak tarihe geçti. Hicretten
sonra Müslüman olup Hz. Peygamberden (
ASM
) ilgi ve destek gördü. Kasidede olduğu kadar, hicviye ve
mersiyede de başarılı kabul edilen Lebid, canlı ve güçlü tasvirleriyle bilinmektedir.
LOkMaN:
Kur’ân’da adı geçen, peygamber olup olmadığı kesin olmayan, öğütleri, ahlâkî ve tıbbî
sözleri ile tanınan büyük bir zattır. Uzun bir ömre sahip olan Hz. Lokman, Hz. Davud’a yetişmiş ve
ondan ilim öğrenmiştir. Halk arasında daha çok, bir hekim (doktor) olarak tanındığı için Hekim-i
Lokman olarak yad edilmiştir. Hekim olduğu hususunda âlimlerin ittifak ettiği Hz. Lokman’ın Allah’ın
izniyle ölüm hariç her türlü hastalığı iyileştirdiği rivayet edilmektedir. Lokman Suresinin 12-19.
ayetlerinde Lokman Hekim’in oğluna yaptığı tavsiyeler bulunmaktadır.
— M —
MeHDî:
Kelime anlamı olarak “Hidayete eren, doğru yolu tutan, hidayete vesile olan” anlamında
kullanılır. Hadislere göre ahir zamanda tevhidi esas alarak imanı muhafaza edip İslâmiyeti
hurafelerden ve bid’alardan arındırarak zamanın anlayışına göre yenileyecek olan âlim ve önder
zattır. Yine bazı hadislere göre kıyamet yaklaşınca zulmü ve şirki ortadan kaldırarak inananlara
saadet ve adaleti getirecek. Ehl-i Beytin neslinden gelen imamdır.
MeHDî-İ abbaSî (742-785):
Abbasi devletinin üçüncü halifesidir. Kendisi gibi halife olan Mansur’un
oğlu ve meşhur Harun Reşid’in de babasıdır. Halifeliği, iç huzurun ve düzenin sağlandığı, dışarıda da
önemli başarıların elde edildiği bir dönemdir. Abbasilerin en önemli ve değerli halifelerinden olup
Risale-i Nur’da kuvvetli itikat ve takva sahibi olarak vasıflandırılmaktadır. Künyesi Ebu Abdullah
Muhammed Mehdi bin Mansur şeklindedir. Babası mahdinin eğitimine özel önem verdi. Bilgili ve
kültürlü yetişmesi için tanınmış hocalardan istifade ederek arap dili ve edibiyatına dair özel dersler
aldırdı. Bunun yanında askeri açıdan da iyi yetişmesi için küçük yaştan itibaren eğitimini sağladığı gibi
çocuk denecek yaşta komutanlıklar vererek çok önemli seferlere de gönderdi. Bazı ayaklanmaların
bastırılması için hazırlanan birliklere komutan olarak atadı. Horasan’da çıkan Ali el-Cabbar bin
Abdurrahman el-Ezdî’nin isyanını bastırmakla görevlendirildi. Çıkan çarpışmalarda üstün gelerek
isyanın bastırılmasına muvaffak oldu. Önemli başarılar elde ettikten sonra babası tarafından veliaht
olarak tayin edildi. Mansur, hacca gitmek üzere yola çıkınca yerine oğlu Mehdi’yi vekil bıraktı (775).
Kısa bir süre sonra vefat etmesi üzerine Mehdi’ye biat edildi ve böylece vekâleti asliyete dönüşmüş
oldu (775). Halifeliği vefatına kadar on yıl sürdü. Mansur döneminde istikrarsızlık tam olarak
giderilemediğinden ve yeni devlet henüz tam olarak düzeni sağlayamadığından iç karışıklıklar devam
etmekteydi. Mansur, hem istikrarı sağlamak hem de düşmanlarına karşı üstünlük sağlamak
maksadıyla sert bir tutum izlemekte olup halka karşı da iyi davranmamaktaydı. Mehdi’nin halifeliği
ile birlikte devlette istikrar sağlandı. İçerde ve dışarıda düzen sağlandı. Devlet maliyesi düzeldi.
Dolayısıyla bolluk ve rahatlığın olduğu bir döneme girildi. İmar faaliyetlerine hız verildi. Yol ve su
kanalları yaptırıldı. Devletin merkezi olan Bağdat çok önemli gelişmelere sahne oldu. Posta teşkilâtı
ıslah edildi. Halife alim ve sanatkârları himayesine alarak onlara büyük değer verdi. Yabancı eserlerin
tercüme edilmesi için büyük gayret sarf edildi. Halife; merhametli, zeki, insaflı bir halife olarak tarihe
geçti.
MeRYeM:
İsa Aleyhisselâmın annesidir. Peygamber Efendimiz (
ASM
) onun için, “Zamanındaki dünya
kadınlarının en hayırlısı İmran kızı Meryem’dir” diye buyurmuştur. Yine, âlemdeki en hayırlı dört
kadından biri olarak onu tavsif etmiştir. Risale-i Nur’da, erkek evlat isteyen ve bunun için dua eden,
buna mukabil “Hz. Meryem gibi bir kız” evlat kendilerine ihsan edilen ebeveynlerin dualarının “Daha
evlâ bir surette kabul edildi”ği ifade edilmektedir. Hz. Meryem, Davud Aleyhisselâmın soyundan gelen
Mektubat | 915 |
ş
aHıS
B
ilgileri