almıştır. Daha sonra Delhi’ye giderek Nakşî şeyhi Bakibillah’ın yanında tasavvuf ilmini iki ay gibi kısa
bir sürede tamamlayarak irşat izni almıştır. İmam-ı Rabbanî döneminde zararlı düşünce ve fikirler
tarikat yoluyla verildiğinden onun mücadelesi de bu yolla olmuştur. Hayatı boyunca tekke ve
medrese ehlini birleştirmek için büyük gayret sarf etmiştir. Tarikatları ve özellikle de Nakşî tarikatını,
iman hakikatlerinin anlaşılmasına vasıta yapmak suretiyle gerçek kimliğine büründürmüştür. Eski
zamanda büyük zatlar tarafından rivayet edilen, “Mütekelliminden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi
gelecek, bütün iman ve İslâm hakikatlerini aklı ikna edecek bir tarzda ayan beyan ispat edecek” sırrını
kendisiyle gerçekleşmesini istediğini ifade etmiştir. Bu sır içindir ki, özellikle hayatının son
zamanlarında bütün gayretini doğrudan doğruya iman hakikatlerinin neşri üzerine yoğunlaştırmıştır.
Hayat tarzı ve hizmet şekliyle herkesin takdirini kazanması itibarıyla İmam-ı Rabbanî lakabıyla
anılmıştır. Cihangir Şah döneminde hapse atılmış; fakat, orada da hizmet ve irşadına devam etmiştir.
İmam-ı Rabbanî döneminin hastalıklarını üç sebebe bağlamaktadır. Bunlar; idarecilerin dinden
uzaklaşmaları, âlimlerin menfaat ve korku sebebiyle Kur’ân ve sünnetten ayrılmaları ve tasavvuf
ehlinin tarikatı şeriattan uzaklaştırmaları olarak sıralanmıştır. İmam-ı Rabbanî 1624 yılında 63 yaşında
iken memleketi Serhend’de vefat etmiştir.
İMaM-I ŞuaYb:
Fıkıh ve hadis âlimidir. Taiflidir ve Tabiîndendir. Amr bin As’ın (
RA
) torunu olan
Şuayb’ın oğludur. Kadın Sahabîlerden Zeyneb binti Ebu Seleme ve Rubeyyi binti Muavviz’den hadis
dinledi, babasından ve pek çok hadis âliminden hadis rivayet etti. Bunun yanında kendisi de pek çok
kişiye hadis öğretti. Amr bin Şuayb sık sık Taif’ten Mekke’ye gider, orada hadis rivayet ederdi. Babası
genç yaşta öldüğü için dedesinin himayesinde yetişti ve ondan da hadis rivayet etti. Imam-ı Şuayb
Taif’te vefat etmiştir.
İMRaN bİN HuSaYN (?-672):
İki yüze yakın hadisi nakletmiş ve ömrü boyunca sünnete uygun
yaşamaya gayret göstermiş bir Sahabedir. İyi bir idareci ve güzel giyinen bir insan olarak dikkat
çekmiştir. Emevilerin kuruluşu ve sonrasında siyasi olaylara karışmamış, Emeviler tarafından bazı
görevlere getirilmesine rağmen Hz. Ali’nin (
RA
) aleyhinde bulunmamıştır. Rivayet ettiği hadislerden bir
tanesinin Risale-i Nur’da yer almasıyla ismi zikredilmiştir. Künyesi Ebu Nüceyd İmran bin Husayn bin
Ubeyd el-Huzaî el-Ezdî şeklindedir. 628’de Müslüman olduktan sonra Peygamber Efendimiz (
ASM
) ile
birlikte sefer ve savaşlara katılmaya başladı. Mekke’nin fethinde bulundu. Bu sırada kabilesi Huzaa’nın
bayrağını taşıdı. İmran’a Hulefa-i Raşidin döneminde önemli görevler verilerek kendisinden istifade
edildi.
İSa (
AS
):
Hz. İsa ulu’l-azm olan peygamberlerdendir. Hakikî Hıristiyanlık dininin peygamberi olan Hz.
İsa’ya dört büyük kitabın üçüncüsü olan İncil-i Şerif nazil edilmiştir. Hz Meryem in oğlu olan Hz. İsa,
Allah’ın yaratıcı kudretinin bir nişanesi olarak doğmuştur. Hz. İsa’nın bir ünvanı ve sıfatı Mesih’tir.
Kur’ân-ı Kerim’de onun meziyetlerinden bahsedilmekte ve gösterdiği mu’cizelerden haber
verilmektedir. Dört büyük semavî kitaptan biri olan İncil, kendisiniden sonra Havariler tarafından
yazılmıştır. Ancak sonraları tahrif edilmiş, asliyetini koruyamamıştır. Hz. İsa, Peygamber Efendimizden
“ümmî peygamber” şeklinde bahsetmiştir. İncil’in çeşitli bölümlerinde Peygamberimizin geleceğinden
haber verilmektedir. Düşmanları ve kendisine inanmayanlar tarafından öldürülmek istenen Hz. İsa
Cenab-ı Hak tarafından göğe yükseltilmiş, kendisini öldürmek isteyenler ise yanlışlıkla Hz İsa’ya çok
benzeyen Yuda isminde birini çarmıha germişlerdir.
İSMaİL:
Hz. İsmail (
AS
), Hz. İbrahim’in (
AS
) oğlu olup, Mekke’de peygamber olarak görevlendirilerek
Yemen’e gönderilmiştir. Arapların ve dolayısıyla Hz. Resulullahın atasıdır. Küçükken Allah’ın emri ile
annesi ile birlikte Mekke’ye getirilerek yerleştirilmiştir. Babası ile birlikte Kâbe’yi yeniden inşa eden
Hz. İsmail, babasının Allah’a ahdi üzerine kurban edilmek istenmiş, fakat Cenab-ı Allah Cebrail ile bir
koç göndererek onu kurban edilmekten kurtarmıştır. Hz. İsmail (
AS
) yüz otuz yedi yaşında vefat
etmiştir. Oğulları, onu annesi Hz. Hacer’in yanına defnetmiştir.
Mektubat | 911 |
ş
aHıS
B
ilgileri