Mektubat - page 925

yayıldı. Sünusilik hareketinin başına geçti. İtalyanların Trablusgarb’ı işgali üzerine Türk ordularının
yanında yer aldı; ordular çekilmek mecburiyetinde kalınca ordusuyla ülkeyi müdafaaya devam etti.
Birinci Dünya Savaşının sonlarında Sultan Mehmet Reşat’ın isteği üzerine İstanbul’a geldi. Sultan
Reşat’ın vefatı üzerine Vahdettin’in cülus merasiminde kılıç kuşatma töreni Ahmed Sünusi tarafından
yerine getirildi. Mondros Mütarekesinden sonra Sultan Vahdettinin isteği üzerine önce Bursa, sonra da
Kurtuluş Savaşına katılmak üzere Doğu ve Güneydoğu vilâyetlerini dolaşarak halkı birliğe çağırdı.
Kurtuluş Savaşının sonlarına doğru Ankara’dan ayrılarak önce Şam’a, sonra Filistin, Mekke ve sonunda
Asir bölgesine geçerek hizmetlerine devam etti. 1933 yılında burada vefat etti.
SeYYİD aHMeD-İ beDeVî (1200-1276):
On üçüncü asırda yaşamış büyük bir âlim ve evliyadır.
Mısır’ın ve Kuzey Afrika’nın en büyük velilerinden biri olarak kabul görmektedir. Uzun süre yemek
yemeden yaşayabilen bir veli olarak şöhret bulmuştur. Risale-i Nur’da ismi, aktaplar ve imamlar
arasında zikredilmektedir. Aynı zamanda cesurluğu ve atılganlığı ile de tanınmıştır. İlginç
özelliklerinden birisi de dama çıkıp saatlerce ve gözleri kor haline gelinceye kadar güneşi
seyretmesidir. Künyesi, Ebü’l-Fityan Ahmed bin Ahmed bin İbrahim el-Fasî el-Bedevî şeklindedir.
Arabistan kökenli bir aileye mensup olan Ahmed, ailesinin Fas’a göç etmesinden sonra 1200 yılında
Fas’ta doğdu. Henüz küçük yaşta iken ailesi ile birlikte hacca gitti. Bu arada babası Mekke’de vefat
etti. Gençliğinden itibaren ilimle uğraşmaya başladı. Bazı davranışlarından ötürü çeşitli lakaplarla
anılmaya başlandı. Cesur ve atılgan bir genç olmasından ötürü El-Attab, El-Fityan ve bedeviler gibi
yüzünü örttüğünden dolayı da El-Bedevî lakaplarıyla anıldı. Ahmed, önce Kur’ân-ı Kerim’i ezberledi,
ardından kıraat ilmine ilgi duydu. Kur’ân-ı Kerim’in yedi türlü okunuş tarzı olan “kıraat-ı seb’a”yı
öğrendi. Akabinde fıkıh ilmiyle uğraşarak özellikle Şafiî fıkhında önemli bir aşamaya ulaştı. Bir ara
insanlardan uzaklaşarak münzevi bir hayat yaşadı. Ardından kardeşi ile birlikte Irak’a gitti.
Abdülkadir-i Gaylani (
KS
) ve Ahmed Rıfaî Hazretlerinin kabirlerini ziyaret etti. Daha sonra buradan
ayrılarak Mısır’a gitti. 1237 yılından itibaren Tanta’ya yerleşti. Kırk yıl gibi uzun bir süre burada
yaşadıktan sonra 1276 yılında vefat etti.
SeYYİD ebuLHaSeN-I ŞaZeLî (1196-1258):
On üçüncü asırda yaşamış büyük İslâm
âlimlerindendir. Kuzey Afrika’da yaşamıştır, müntesipleri çok geniş bir alana yayılmıştır. Şazili
tarikatının kurucusu olarak kabul edilmektedir. Soyu, Peygamber Efendimizin (
ASM
) torunu Hazreti
Hasan’a (
RA
) dayandırılmaktadır. Asıl adı Ali’dir. Kendisine Nureddin lakabı da verilmiştir. Künyesi
Ebü’l-Hasan Ali bin Abdullah bin Abdülcebbar Şazili şeklindedir. Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinde
ismi, imamlar ve aktaplar arasında zikredilmekte, insanlık âlemini nurlandıran mümtaz şahsiyetlerden
biri olarak telâkki edilmektedir. Ali, 1196 yılında Tunus’un Şazile kasabasında doğdu. Doğduğu şehre
nispeten Şazelî ünvanıyla meşhur oldu. Eğitimine küçük yaştan itibaren memleketinde başladı. Fen
ilimlerine ilgi duyarak bu alanda eğitim gördü. Şazili tarikatının kurucusu olarak kabul edilen
Ebü’l-Hasan Ali’nin tarikat kurmak amacıyla hareket ettiğine dair kesin bilgiler mevcut değildir.
Ebü’l-Hasan Ali, müntesiplerine sünnete sıkı sıkıya bağlanmaları konusunda telkinlerde bulundu. Hal
ve hareketlerine sünnete zıtlık teşkil etmeyecek şekilde yön vermelerini ve aykırı düşmemelerini
tembihledi. Kendilerine ilham olunsa bile, bu duruma aykırı düşecek her türlü faaliyetin sünnete
uygun hale getirilmesini istedi. Ebü’l-Hasan Ali tarafından kurulduğu kabul edilen Şazili tarikatı Mısır
ve Tunus’ta yayıldı. Bu tarikatın müntesiplerinin Suriye’de de önemli bir sayı teşkil ettikleri
aktarılmaktadır. Daha sonra Cezayir’in batı bölgesinin tamamına yayıldığı belirtilmektedir. Ebü’l-Hasan
Ali defalarca Hacca gitti. Yine bu gaye ile çıktığı 1258 yılındaki yolculuğu sırasında Mısır’da bulunan
Hamisre’de (Homaysira) vefat etti.
SeYYİD İDRİS:
Arabistan Yarımadasında, Yemenin kuzeybatısında, Mekke’ye yakın bir yerde
bulunan Asir bölgesinin ve burada bulunan devletin emiri idi. Şafii mezhebine mesuptu. Birinci Dünya
Savaşı boyunca Arabistan’daki İslâm şehirlerini korumaya çalışmıştı.
Mektubat | 925 |
ş
aHıS
B
ilgileri
1...,915,916,917,918,919,920,921,922,923,924 926,927,928,929,930,931,932,933,934,935,...1086
Powered by FlippingBook