Varaka Hz. Peygamberi dinlemiş, kendisinin beklenen peygamber olduğunu, geleceğinin Musa (
AS
) ve
İsa (
AS
) tarafından müjdelendiğini, vahiy esnasında kendisine görünen şeyin önceki peygamberlere de
gelen vahiy meleği Cebrail (
AS
) olduğunu söylemişti. Varaka ayrıca kavminin kendisine düşmanlıkta
bulunacağını haber vermiş ve “Kavmin seni Mekke’den çıkaracakları zaman keşke sağ olsam da sana
yardım etsem!” temennisinde bulunmuştu. Varaka bir süre sonra vefat etmiş ve bu arzusuna nail
olamamıştır.
VeHb (VeHeb) İbNİ MÜNebbİH (645-741):
Tâbiînden ve aynı zamanda Emevi devletinin hüküm
sürdüğü yıllarda yaşamış ünlü hadis alimlerindendir. İran asıllı olup, sonradan Yemen’e yerleşen bir
aileye mensuptur. Ünlü simalardan olan Hammam bin Münebbih’in kardeşidir. Kitap ehlinin
rivayetlerini bilen ve mukaddes metinleri okumuş, bu alanda önemli bir birikime sahip birisi olarak
şöhret bulmuştur. Risale-i Nur’da da bu bilgi ve birikimi vesilesiyle ismi zikredilmiş, bu tür insanların
Peygamber Efendimizin (
ASM
) vasıflarını daha önceden öğrenmiş bulunduklarından ötürü kolay bir
şekilde Müslüman oldukları ve mensup bulundukları toplulukları kabule iknaya çalıştıkları izah
edilmiştir. Künyesi, Ebu Abdullah Vehb ibn Münebbih şeklindedir.
VeLİD:
Gerçek adı Velid bin Yezid Abdülmelik bin Mervan’dır. Milâdî olarak 743-744 yılları arasında
Emevî devletini yönetmiştir. Eski kaynaklarda ismi “Fasık Velid” olarak geçmektedir. Devletin başına
geçtikten sonra yönetirken yaptığı yanlış hareketlerden dolayı devletin hazinesini kısa sürede
boşalmasına sebebiyet vermiştir. Yaptığı bu yanlış yönetimden dolayı halkın ayaklanmasına sebep
olmuştur. Halk ayaklanarak Velid bin Yezid Abdülmelik bin Mervan’ın kafasını kesmiştir. Peygamber
Efendimiz Hz. Muhammed (
ASM
) Velid bin Abdülmelik bin Mervan’ın yeryüzüne geleceğini önceden
bildirmiştir. Ümmü Seleme’nin yeğenine verilen isimden dolayı Peygamber Efendimiz (
AS
m),
“Firavunlarınızın adını çocuklarınıza veriyorsunuz ha! Hemen ismini değiştirin. Çünkü bu ümmet içinde
ismi Velid olan biri çıkacaktır. Onun, Firavun kavmine dokunan şerrinden daha fazlası ümmetime
dokunacaktır” demiştir.
VeLİD bİN MuĞİRe (530?-622?):
Ünlü İslâm kahramanı ve komutanı Halid bin Velid’in babasıdır.
Kureyş’in Mahzum boyuna mensuptur. İslâmiyet’ten evvel 590’lı yıllarda yanan Kâbe’nin yeniden inşa
edilmesi işinde önemli hizmetlerde bulunmuş, bu iş için sarf edilecek paranın helâl kazançtan
verilmesini tavsiye etmiştir. Kendisine en çok evlât ihsan edilen Kureyşlilerden olup, büyük servet
bağışlanmıştı. Ancak Yüce Peygamber’in dâvetine uymadığı gibi, sihir yapmakla suçlamıştır. Sahip
olduğu evlât ve servetiyle gurura kapılmış, kendisi dururken, Hazreti Muhammed’e peygamberliğin
verilmesini hazmedemeyerek böbürlenmiştir. Risâle-i Nur’da ismi Peygamber Efendimize yönelik bir
saldırıyla ilgili olarak yeralmaktadır. Künyesi Velid bin Muğire bin Abdullah bin Ömer bin Mahzum bin
Yakaza bin Murra el-Kureyşî şeklindedir.
VeNİZeLOS (1864 - 1936):
Yunanlıların ünlü siyaset ve devlet adamı olan Venizelos, Yunan
politikasını şekillendiren, bu devletin topraklarının iki katına çıkarılmasını sağlayanların başında gelir.
Kurtuluş Savaşımızın konusu olan isimlerden biridir. Risale-i Nur’da, papaz gibi dinlerinde mutaassıp
devlet adamlarından birisi olarak isminden söz edilmektedir. Venizelos, Girit Adasında bulunan Hanya
ilinin bir köyünde doğdu (1864). Eğitimine Atina’da devam ederek, 1889 yılında Adaya avukat olarak
döndü ve Girit Yerel Meclisine seçildi. Venizelos’un çıkardığı silâhlı ayaklanma sonucu, Prens George
görevinden istifa etmek zorunda kaldı (1906). İki yıl sonra Adanın Yunanistan’a katıldığını ilân etti.
Meclisin dağıtılması üzerine yeni seçimler yapıldı. Seçimleri büyük bir çoğunlukla Venizelos’un Liberal
Partisi kazandı. Yıldızı gittikçe parlayan Venizelos, 1911 yılında başbakan oldu. Balkan Savaşları,
Yunanistan’ın emellerini gerçekleştirmesi açısından büyük bir imkân sağladı. Birinci ve İkinci Balkan
savaşları sonrasında imzalanan Londra ve Bükreş antlaşmalarıyla önemli topraklar elde etti. Birinci
Dünya Savaşı başladıktan sonra savaşa katılma konusunda büyük bir kargaşa yaşandı. Yunanistan
İtilâf Devletlerinin yanında yer aldı ve savaş sonrası yapılan görüşmelerde yerini aldı. Konferanslarda
Mektubat | 933 |
ş
aHıS
B
ilgileri