eyledi. Utbe Şam yolculuğu sırasında arkadaşlarının arasında uyurken bir arslan gelip, koklayarak onu
buldu ve parçalayıp öldürdü.
— Ü —
ÜbeYY İbNİ kÂ’b:
Medinelidir. Ensarın ilk Müslümanlarındandır. İkinci Akabe Biatından önce
müslüman olmuş; orada peygamberimize olan bağlılığını teyid etmiştir. Peygamberimizin ifadesiyle
“en güzel Kur’ân okuyan” sahabedir. Kur’ân’ın en güzel şekilde okumuş ve okunması için büyük
hizmetlerde bulunmuştur. Bu yüzden “Kur’ân okuyanların efendisi”, “Ensarın efendisi” lakablarıyla
anılmıştır. Birgün Peygamber Efendimiz (
ASM
) kendisine gelerek “Ey Ubey! Allah bana, sana Kur’ân
okumamı emretti” buyurdu. Ubey (
RA
) “Allah benim adımı zikretti mi?” diye sordu. Peygamberimiz,
“Evet. Mele-i aladaki isminle ve nesebinli zikretti” diye cevap verdi. Ubey’de (
RA
) “öyle ise okuyunuz
ey Allah’ın Resulü” dedi. Sonra bu ilahi lütuf ve teveccüh karşısında duygulanarak göz yaşlarını
tutamadı ve ağlamaya başladı. Ubey (
RA
), Peygamberimizin vafatından sonra kendisini tamamen
Kur’ân hizmetine vermiş içlerinde Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’inde bulunduğu birçok kişiye Kur’ân’ı en
güzel şekilde okumayı talim etmiştir. Hz. Osman devrinde Kur’ân’ı okuma hususunda farklı görüyler
ortaya çıktığında, 12 kişilik bir heyet teşkil edilmiş Ubey (
RA
) bu heyetin başına getirilmişti. Ubey (
RA
)
Peygamberimizle (
ASM
) birlikte olduğu müddetçe bütün gazalara iştirak etmiştir. Hicretin 35. yılında
Medine’de vefat etmiş, cenaze namazın Hz. Osman kıldırmıştır.
ÜbeYY İbNİ HaLeF:
Gerek Mekke döneminde, gerekse Medine döneminde Peygamber Efendimize
ve İslâma karşı düşmanlık besleyen ve sürekli tavır alan azılı müşriklerdendir. Übeyy, öldükten sonra
dirilmeyi inkâr ediyordu. Birgün çürümüş bir kemiği eline alıp ufaladıktan sonra Peygamberimize (
ASM
)
yönelerek; “Allah’ın bu çürümüş kemikleri tekrar dirilteceğine mi inanıyorsun?” dedi. Peygamberimiz
(
ASM
), “Evet, seni diriltecek ve Cehenneme sokacak” diye cevap verdi. Bunun üzerine Yâsin Suresinin
77 ve 78. ayetleri nazil olmuştur. Hicret esnasında Peygamber Efendimizle (
ASM
) Hz. Ebu Bekirin (
ASM
)
sığındığı mağaraya kadar gelen müşriklerin arasında da yine Übeyy ibni Halef vardı. Hatta mağara
girişindeki örümcek ağı ve yuva yapan güvercinleri göstererek mağaraya bakmak isteyen
Kureyşlilere, “Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki, Muhammed doğmadan bu ağ yapılmış gibidir.
Bu iki güvercin işte orada duruyor. Adam olsa orada dururlar mı?” demişti. Ubeyy ibni Halef bizzat
Peygamber Efendimiz (
ASM
) tarafından Uhud Harbinde öldürülmüştür.
ÜkeYDİR bİN abDÜLMeLİk:
Düvmetü’l-Cendel’in denilen yerin kralıydı. Düvmetü’l-Cendel Tebük’e
yakın, Şam’a beş gecelik uzaklıkta bir yerdir. Peygamber Efendimiz (
ASM
), Şam’da Hristiyan Arapların
ve onları destekleyen Bizans İmparatoru Heraklius’un Medine’ye saldırı için hazırlık yaptıklarını
öğrenince, onlardan önce davrandı ve otuz bin kişilik bir İslâm ordusu ile hicretin dokuzuncu yılında
Tebük’e kadar geldi. Gerek Bizanslılardan ve gerekse Araplardan bir hareket görülmeyince orada bir
müddet durdu. Bizans imparatoru giriştiği hazırlıktan cesaretsizliğinden dolayı son anda vazgeçmişti.
Peygamberimiz bu durum üzerine ashabıyla durumu istişare etti. Hz. Ömerin görüşü üzerine geri
dönülme kararı alındı.
İşte ordu Tebük’de bulunduğu sırada Peygamber Efendimiz (
ASM
) Halid bin Velid’in yanına dört yüz
süvari vererek Düvmetü’l-Cendel’de bulunan Kindelerin Kralı Hristiyan Ükeydir bin Abdülmelik’e
göndermek istedi. Hz. Halid şöyle dedi: “Ya Resulallah! Her tarafını iyice bilmediğim geniş
memlekette, bu kadar az sayıda insanla gidip onu bulmam nasıl mümkün olur” Peygamberimiz (
ASM
)
ona şu cevabı verdi: “Sen, muhakkak onu, yabanî sığır avlarken bulacak ve yakalayacaksın!
Yakalayınca, onu öldürme bana getir!”. Gerçekten Halid bin Velid Düvmetü’l-Cendel’e gitmiş, Ükeydir’i
sığır avlarken görüp yakalamış ve Peygamber Efendimizin (
ASM
) huzuruna getirmişti. Peygamberimiz
(
ASM
) Ükeydir’i Müslüman olmaya davet etti. Ükeydir buna yanaşmadı. Fakat, cizye vermeyi kabul etti.
Bunun üzerine kanı bağışlandı. Ardından İslâm ordusu Tebük’ten ayrılıp Medine’ye geri dönmüştür.
ş
aHıS
B
ilgileri
| 930 | Mektubat