Nur’da, Hazreti Hüseyin’in soyundan gelen manevî Mehdi hükmünde olduğu belirtilmektedir. O da
şehit edilenlerdendir. Hazreti Hüseyin’in neslini devam ettirmesinden ötürü Seyyidü’l-Sacidin olarak
anılmıştır. Büyük takva sahibi ve ibadete düşkünlüğünden ötürü, ibadet edenlerin süsü manasına
gelen “Zeynelabidin” lakabıyla meşhur olmuştur. Künyesi Ebu Muhammed (veya Ebü’l-Hasan) Ali bin
Hüseyin bin Ali bin Ebi Talib şeklindedir. Asıl adı Ali olan Zeynelabidin, 658 yılında (bazı kaynaklara
göre 655 veya 666) Medine’de doğdu. Babası Hazreti Hüseyin (
RA
) ve annesi de Acem sultanının kızı
olan Şehr-i Banu Gazele’dir. Kerbelâ faciasında başta babası Hazreti Hüseyin (
RA
) olmak üzere, çok
sayıda mü’minin şehit edilmesine şahit olmuştur. Risale-i Nur’da, Ehl-i Beyt’in başına gelen bu feci
hadisenin kader noktasındaki hikmetine temas edilmektedir. Bu mübarek insanlar haklı oldukları,
hareket noktaları ve ortaya çıkış amaçları tamamen doğru olduğu halde, İlâhî kaderin, onların
mağlûbiyetine cevaz vermesine açıklık getirilmektedir: “Hasan ve Hüseyin ve onların hanedanları ve
nesilleri, manevî bir saltanata namzet idiler. Dünya saltanatı ile manevî saltanatın cem’i gayet
müşküldür. Onun için onları dünyadan küstürdü, dünyanın çirkin yüzünü gösterdi -tâ, kalben dünyaya
karşı alâkaları kalmasın. Onların elleri muvakkat ve surî bir saltanattan çekildi; fakat parlak ve daimi
bir saltanat-ı maneviyeye tayin edildiler. Âdi valiler yerine, evliya aktaplarına merci oldular.” İşte,
Bediüzzaman’ın bu izahatına, yani Ehl-i Beyt’in dünyadan küsmelerine önemli bir örnek
Zeynelabidin’dir. Yezid’in, komutan ve valilerinin tüm yanlışlarına rağmen, Müslümanların zarar
görmemesi ve fitnenin devam etmemesi için müspet hareket ettiği açık bir şekilde görülmektedir. O,
siyasî cereyanlardan çok, yönünü iman ve Kur’ân hizmetinde yoğunlaşarak tayin etmiştir. “Hayret
edilir o kimseye ki, hayatında zararı dokunacak yemeklerden kaçınır da, vefatında zararı dokunacak
günahlardan kaçınmaz,” sözünün sahibi olan Zeynelabidin, 713 yılında “vefatında zararı dokunacak
günahlardan kaçınan” salih kullardan olarak Hakkın rahmetine kavuştu. Naaşı, amcası Hazreti
Abbas’ın (
RA
) yanına, Baki Mezarlığına defnedildi.
ZeYNeb bİNtİ CaHŞ:
Peygamber Efendimizin (
ASM
) eşi ve “mü’minlerin anneleri”ndendir. Aynı
zamanda Peygamber Efendimizin (
ASM
) halası Ümeyye binti Abdülmuttalib’in kızıdır. Daha önce,
Peygamber Efendimiz (
ASM
) Hz. Zeyneb’i azatlı kölesi ve evlâtlığı olan Zeyd bin Hârise (
RA
) ile
evlendirmişti. Fakat Zeyd (
RA
) izzetli zevcesi Hz. Zeynep’i kendisine manen küfüv (denk) bulmuyordu.
Bu durum manevi imtizaçsızlığa sebep oluyordu. Nitekim evliliklerinin birinci yılı henüz bitmişken, Hz.
Zeyd Hz. Zeynep’in yüksek bir ahlakta yaratılmış olduğunu ve bir peygamber hanımı olacak fıtratta
bulunduğunu hissettiği için onu boşadı. Bir kaç ay sonra Hz. Peygambere (
ASM
) Hz. Zeynep’le evlenmesi
hususunda vahiy yoluyla emir geldi ve İlâhî nikâhla Hz. Zeynep (
RA
) Hz. Peygambere (
ASM
) eş oldu. Hz.
Zeynep o sırada 35 yaşında bulunuyordu. Bu evlilik tamamen Allah’ın emri ile vuku bulmuş; Hz.
Zeynep’i Peygamberimize Cenab-ı Hak lâyık görmüş ve nikâhlamıştır. Böylece evlâtlığın hakiki evlât
gibi nikâha mâni olmayacağı hükmü konulmuş, insanların haram diye telâkki ettikleri bir hükmün
helâl olduğu gösterilmiştir.
Hz. Zeynep, ibadete düşkün, takva sahibi ve cömert birisi idi. Hicretin 20 yılında 53 yaşında iken
vefat etti. Cenaze namazını Hz. Ömer kıldırdı.
ZeYNeP bİNtİ HÂRİS:
Hayber Yahudilerinin ileri gelenlerinden olan Sellâm ibni Mişkem’in karısıdır.
Yahudiler Peygamber Efendimizle (
ASM
) savaş kararını onun kocasının evinde almışlardı. Savaşta
Zeynep’in kocası ve kardeşleri öldürüldü. Bunun üzerine Zeynep, Peygamber Efendimizden (
ASM
) ve
Müslümanlardan intikam almak maksadıyla bir keçi kızartarak içine zehir katmış, onlara takdim
etmiş, fakat muvaffak olamamıştı.
ZeYNeP bİNtİ ÜMMÜ SeLeMe:
Peygamber Efendimizin (
ASM
) hanımlarından Ümmü Seleme’nin (
RA
)
kızıdır. Hz. Ümmü Seleme İslâmiyetin geldiği ilk yıllarda müşriklerin yaptıkları baskı ve işkencelerden
dolayı Habeşistan’a ilk hicret edenler arasında yer aldı. Hz. Zeynep burada dünyaya geldi. Peygamber
Efendimiz (
ASM
) Ümmü Seleme (
RA
) ile Habeşistan’dan döndükten sonra evlendiğinde kızı Zeynep’in de
ş
aHıS
B
ilgileri
| 936 | Mektubat