olarak görülmeye başlanmıştır. İngilizler 1947 yılında Hindistan’daki hakimiyetlerini kaybedince sonra
körfezdeki hakimiyetleri de azalmıştır. Sonraki yıllarda körfezde bulunan Kuveyt, Bahreyn, Katar,
Birleşik Arap Emirlikleri gibi devletler bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır.
FIRat:
Fırat Doğu Anadolu’nun en önemli akarsuyudur. Keban ilçesine kadar olan bölümü başlıca
iki ana koldan oluşur. Bunlar Karasu ve Murat nehirleridir. Elâzığ ilinin sularını ise Murat ve onun kolları
boşaltır. Murat Nehrinin Palu ilçesi civarında Keban Baraj Gölüne karıştığı noktaya kadar olan uzaklığı
yaklaşık 500 km’dir. 42.000 km2’lik akaçlama havzasıyla, Fırat’ın en önemli koludur. İlk kaynaklarını il
sınırları dışından, Van Gölünün kuzeyindeki Aladağ’ın kuzey eteklerinden alır. Sürekli batı yönünde
akarak Palu ilçesine ulaşır ve Keban Baraj Gölüne dökülür. Fırat nehrinin kolları olan Murat Irmağı ile
Karasu, Keban ilçesinin kuzeyinde birleşir. Bu noktadan sonra oluşan Fırat Nehri, önce güneybatı
yönünde akar. Keban ilçesinin Dummu yöresinden sonra Elazığ-Malatya il sınırlarını oluşturacak
şekilde geniş bir yay çizer ve Elazığ-Diyarbakır sınırına kadar gelir. Toplam uzunluğu 2.800 km’dir.
Hazar Gölünün güneydoğusundan süzülen sular, Dicle Havzasının üç deresinden biri olan Behremaz
Deresi ile birleşerek Dicle Nehrinin ilk kaynağını teşkil eder. Maden dağlarından ve Behramaz Ovasının
ortasından kuzeydoğu yönünde akan nehir, önce doğuya, sonra güneydoğuya yönelerek Maden
ilçesini geçer ve il sınırları dışına çıkar. Fırat, Kargamış’ın doğusunda Türkiye topraklarından Suriye’ye
girer. Ebukemal denilen yerden geçer. Oradan da Dicle Nehri ile birleşerek Basra Körfezine dökülür.
FRaNSa:
Fransa Cumhuriyeti Batı Avrupa’da, kuzeyde Lüksemburg, Belçika ve Marş Denizi; batıda
Atlas Okyanusu ve Biskay Körfezi; güneyde İspanya ve Akdeniz; doğuda da İtalya, İsviçre ve Almanya
ile çevrili bir ülkedir. Başkenti Paris, yüzölçümü 547,030 km2, nüfusu ise 59,551,227 (Temmuz 2001
verisi) kadardır. Sahil şeridi 3,427 km olan ülkede ılıman bir iklim görülür. Ülkenin kuzeyinde kışları
soğuk, yazları yağmurlu geçer. Güneyde ise Akdeniz iklimi hakimdir. Plato görünümlü masifleri
oluşturan yaşlı dağ kalıntıları; kuzey ve batıdaki tortul ovalar; güney ve güneydoğudaki genç dağlar
ile bunların arasında uzanan dar ovalar hakimdir. En alçak noktası Rhone Nehri Deltası (2 m), en
yüksek noktası Blanc Tepesi 4,807 m olan ülkenin % 33 toprakları tarıma uygundur. Kömür, demir,
boksit, çinko, potas, kereste, balık doğal kaynakları arasındadır. Ülke nüfusunun hemen hemen
tamamı Fransızca konuşmaktadır. Fransa nüfusunun % 3’ü Müslümandır.
- G -
GÀR-I SeVR (SeVR MaĞaRaSI):
Mekke'nin 5 km güney tarafında bulunan Sevr Dağı birçok tepeden
oluşur. Bu dağda irili ufaklı pek çok da mağara bulunur. Bunlardan biri de Peygamber Efendimizin (
ASM
)
Hicret esnasında Hz. Ebu Bekir (
RA
) ile beraber sığındıkları mağaradır. Bu mağara ådeta gizlenebilmek
için kayadan yontularak yapılmış bir mağara gibidir. Mağaraya ancak sürünerek girilebilir. Mağaranın
içi dışarıda dolaşan kişilerce kolayca görülememektedir. Mağaranın içinde bulunan ise dışarıda
dolaşanların ayaklarını görebilirler. Onların dışarıdan görülebilmesi için iyice eğilerek bakmak gerekir.
- H -
HabeŞ (HabeŞİStaN):
Günümüzdeki adı Etiyopya olan Habeşistan, Afrika’nın doğusunda yer
alan bir ülkedir. Kuzeyinde Sudan ve Eritre, doğusunda Cibuti ve Somali, güneyinde Kenya, batısında
yine Sudan bulunmaktadır. Afrika’nın en eski devleti olan Habeşistan aynı zamanda dünyanın en eski
yerleşim yerlerinden biridir. İlk zamanlar putperest olup 4. yüzyılda Hıristiyanlıkla, 7. yüzyılın
başlarında da İslamiyetle tanışmıştır. Günümüzde Hıristayanların yoğun misyonerlik faaliyetlerinde
bulunmalarına rağmen Habeşistan’ın yarısı Müslümandır.
HaLİÇ:
İstanbul Boğazının güneybatısına açılan bir deniz girintisi olan Haliç, doğal ve çok emin bir
limandır. Şekli bir yaya benzer. Avrupa yakasını ikiye ayırır. Yaklaşık 8 km uzunluğunda olup en geniş
yeri Boğaz tarafındaki girişidir; dip tarafta iki dere sularını Halic’e boşaltır. Gel-git olayı ve akıntı yoktur.
Haliç, tarihin her döneminde önemini korumuştur. Bizans devrinde girişine gerilen zincirlerle düşman
donanmalarının kuşatmaları önlenmiş, İstanbul’un fethinden sonra da Osmanlı donanmasının
konuşlandığı bir ana üs olarak kullanılmıştır.
HaReMeYN-İ ŞeRİFeYN:
Arabistan’ın Mekke ve Medine şehirlerinin; Peygamberimiz (
ASM
)
tarafından belirlenen hayvanlarına, bitki örtüsüne zarar vermenin yasak olduğu sınırların içinde kalan
Y
er
B
ilgileri
| 944 | Mektubat