Lem'alar - page 1016

DörDüNCü NOta
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
290
Muttarıt bir kanun-ı âdetullah olan mevsimlerin,
asırların değişmesinde, ekser eşyanın aynen iade ve
tazelenmesiyle, şecere-i kâinatın en mükemmel
meyvesi olan insanın mevsim-i haşr-i ekberde ay-
nen iade edileceğini kat’iyen ispat eder.
BeŞİNCİ NOta
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
291
Şu asr-ı felâket ve helâketin en büyük musibeti
olan ve dinsizliğe giden medeniyet-i sakimenin iç
yüzünü ve yüzündeki peçeyi ve cehennemnümun
mahiyetini, hüda-i kur’ânî ile muvazene suretiyle
açar, gösterir. ehl-i imanı ona temayülden şiddetli
tenfir ettirip, sari bir vebayı teşhis ile, eczahane-i
kur’âniyeden zemzem-i tiryaki içirir.
aLtıNCı NOta
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
301
nefis ve şeytanın en büyük hile ve desiselerinden
olan, kâfirlerin çokluklarını ve onların bazı hakaik-ı
imaniyenin inkârındaki ittifaklarını vesvese suretiyle
göstererek, şüpheleri ve dine karşı lâkaytlığı, ayn-ı
hak ve hakikat bir temsil ile kökünden kesen ve tu-
ba-i cennet olan iman ağacını yetiştiren mücerrep
bir iksir-i nuranîdir.
YeDİNCİ NOta
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
303
Hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyenin muzır bir mikrobu
olan ve terakkiyat-ı ecnebiyede saadet zannedilen
zulümlü ve zulmetli ihtirasat-ı dünyevîye ehl-i imanı
sevk eden sahtekâr hamiyetfüruşları, kur’ân’ın
elmas kılıcı ile öldürerek, irtidada yüz tutan veyahut
f
iHriST
| 1016 | Lem’aLar
asır:
yüzyıl.
asr-ı felâket ve helâket:
belâ, sı-
kıntı ve mahvoluş yüz yılı.
aynen:
değişmeden, olduğu gibi.
ayn-ı hak ve hakikat:
doğru ve
gerçek.
cehennemnümun:
cehennem
gibi, cehennem gibi çok azap ve-
rici.
desise:
gizli hile, aldatmaca.
eczahane-i Kur’âniye:
Kur’ân ec-
zahanesi.
ehl-i iman:
iman edenler, Allah’a
inananlar.
ekser:
pek çok.
hakaik-ı imaniye:
iman hakikat-
leri.
hamiyetfüruş:
vatan, millet, bay-
rak gibi değerleri korumak için ça-
lıştığını iddia eden.
hayat-ı içtimaiye-i İslâmiye:
İs-
lâm’ın getirdiği kurallar çerçeve-
sinde oluşan toplum hayatı.
hüda-i Kur’ânî:
Kur’ân’ın göster-
diği doğru yol.
iade:
geri verme.
ihtirasat-ı dünyevîye:
şiddetli
arzu ve hırs ile dünyaya bağlılık.
iksir-i nuranî:
nurlu, çok etkili ilâç.
iman:
inanç, itikat, Allah’a ve diğer
iman esaslarına inanma.
inkâr:
reddetme, inanmama.
irtidat:
dinden çıkma.
ispat etmek:
doğruyu delil göste-
rerek meydana koymak.
ittifak:
birleşme.
kâfir:
Allah’ı ve İslâmiyeti inkâr
eden, dinsiz.
kanun-ı âdetullah:
âdetullah ka-
nunu; Allah’ın tabiata koyduğu ya-
ratılışa ait kanun.
kat’iyen:
kesin olarak.
lâkayt:
ilgisiz.
mahiyet:
nitelik, özellik.
medeniyet-i sakime:
hasta me-
deniyet, ahlâksız ve günahlarla sa-
katlanan medeniyet.
mevsim-i haşr-i ekber:
en büyük
dirilip toplanmanın mevsimi, kıya-
metten sonraki dirilip top-
lanma devresi.
musibet:
belâ, felâket, sıkıntı.
muttarıt:
düzenli; devamlı, ke-
sintisiz.
muvazene:
karşılaştırma.
muzır:
zararlı, zarar veren.
mücerrep:
denenmiş, tecrübe
edilmiş.
nefis:
kötü vasıfları, nitelikleri
kendisinde toplayan, iyilikten
alıkoyan, kötülüğe sevk eden
güç.
peçe:
örtü.
saadet:
mutluluk.
sahtekâr:
insanları aldatmaya
yönelik işler yapan.
sari:
bulaşıcı.
sevk etmek:
önüne katıp sür-
mek, yönlendirmek.
suret:
metot, yol, tarz.
şecere-i kâinat:
kâinat ağacı.
temayül:
meyletme, yö-
nelme, eğilme.
temsil:
örnek, benzetme.
tenfir ettirmek:
nefret ettir-
mek.
terakkiyat-ı ecnebiye:
ya-
bancıların sağladığı gelişmeler.
teşhis:
hastalığın ne olduğunu
anlama, tanıma.
tubâ-i cennet:
kökü yukarıda,
dalları aşağıda olan cennet
ağacı.
veba:
bir çeşit salgın hastalık.
vesvese:
şüphe, tereddüt;
kalbe gelen asılsız, kötü ve
sinsi düşünce.
zannetmek:
sanmak.
zemzem-i tiryak:
çok etkili,
lezzetli ve içilmesi kolay olan
ilâç.
zulmet:
karanlık.
zulüm:
haksızlık, kötülük, ezi-
yet.
1...,1006,1007,1008,1009,1010,1011,1012,1013,1014,1015 1017,1018,1019,1020,1021,1022,1023,1024,1025,1026,...1406
Powered by FlippingBook