Lem'alar - page 1011

mukabil, herkesi ikna edecek bir cevaptır. kusuru-
nu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusur bu-
lunduğunu ve kusurunu görmek, kusurunu kusur-
luktan çıkarmak olduğunu beyan eder.
Üçüncü Nokta
: İnsanın hayat-ı içtimaiyesini ifsat
eden en mühim bir desise-i şeytaniye, “mü’minin
bir tek seyyiesiyle hasenatını örtmek” ile o mü’mi-
ne karşı adavet ettirmeye mukabil, mizan-ı ekberde
adalet-i mutlaka-i İlâhiyenin tecellisindeki düstur ile,
herkese lüzumlu, hususan hadîdü’l-mizaç ve müş-
külpesent insanlara kıymettar ve haklı ve kuvvetli
bir cevaptır.
İşte, şu risale, on üç İşaret ile, şeytan-ı insî ve
cinnînin on üç hücum yollarını kapadığı gibi,
(1)
¢p
SÉs
ædG u
Ün
ôp
H o
Pƒo
Yn
G r
?o
b
suresinin kal’a-i metninde ta-
hassun etmek için on üç anahtar olup, on üç kapı-
yı ehl-i imana açar.
Şu
Hikmetü’l-İstiaze Risalesi’
nin iki mühim kar-
deşi var. Birisi, Yirmi dokuzuncu Mektubun altıncı
risalesi olan
Hücumat-ı Sitte
mühim bir kale olduğu
gibi; ikinci bir kardeşi olan Yirmi Altıncı Mektubun
Hüccetü’l-Kur’ân Aleşşeytan ve Hizbihî
namındaki
risalesi dahi bir hısn-ı hasindir. Bu üç risale birbiriy-
le münasebettardır ve ehl-i imana bu zamanda çok
lüzumlu olduğunu ihtar ediyorum. Fakat, şu risale-
ler tamamıyla kur’ân’a sadık olanların ellerine ve-
rilebilir. Bid’a ve dalâlete taraftar veya siyasetçiliğe
müptelâ olanların ellerine vermemek gerektir.
Lem’aLar | 1011 |
f
iHriST
mühim:
önemli.
mü’min:
iman eden, Allah’a ina-
nan.
münasebettar:
ilgili, alâkalı.
müptelâ:
bir şeye tutulmuş ve
düşkün olan.
müşkülpesent:
zor beğenen
namında:
adında, isminde.
risale:
belirli bir konuda yazılmış
küçük kitap.
sadık:
dostluğu ve bağlılığı içten
olan.
seyyie:
kötülük, günah, suç.
sure:
Kur’ân-ı Kerîm’in 114 bölü-
münden her biri.
şeytan-ı insî ve cinnî:
cinlerden
ve insanlardan olan şeytanlar.
tahassun etmek:
sığınmak.
tecelli:
görünme, ortaya çıkma.
adalet-i mutlaka-i İlâhîye:
Al-
lah’ın tam ve sınırsız adaleti.
adavet:
düşmanlık.
beyan etmek:
açıklamak, an-
latmak.
bid’a:
dinin aslında olmayıp
sonradan çıkarılan şey.
bilhassa:
özellikle.
dalâlet:
iman ve İslâmiyetten,
hak ve hakikatten, doğru yol-
dan sapma.
desise-i şeytaniye:
şeytanın
hilesi.
düstur:
kanun, prensip, kural.
ehl-i iman:
iman edenler, Al-
lah’a inananlar.
hadidü’l-mizaç:
öfkeli, çabuk
kızan.
hasenat:
iyi işler, hayırlar, gü-
zellikler.
hayat-ı içtimaiye:
sosyal ha-
yat, toplum hayatı.
hısn-ı hasin:
çok sağlam kale.
hususan:
özellikle.
ifsat etmek:
bozmak, düzen-
sizlik meydana getirmek.
ihtar:
hatırlatma, dikkat
çekme.
istiaze:
şeytandan Allah’a ve
korumasına sığınma.
kal’a-i metin:
sağlam kale.
kıymettar:
kıymetli, değerli.
mizan-ı ekber:
mahşer günü
amellerin ölçüleceği en büyük
terazi.
mukabil:
karşı, karşılık olarak.
1.
De ki: Sığınırım insanların Rabbine. (Nâs Suresi: 1.)
1...,1001,1002,1003,1004,1005,1006,1007,1008,1009,1010 1012,1013,1014,1015,1016,1017,1018,1019,1020,1021,...1406
Powered by FlippingBook