Kastamonu Lahikası - page 51

sizlerle çok müştak olduğum uzun konuşmayı hoş gör-
mediği için, kısa kesip ruhucanımla her birinize binler se-
lâm. Maşaallah, bârekâllah derim.
Bu mübarek Şuhur-i Selâsede
duanıza çok muhtaç kardeşiniz
Said Nursî
ì@í
21
·
ahiR Zamandan haBER VEREn
mühim BiR hadis
(1)
/
?p
ôr
en
Ép
H *G n
?p
Jr
Én
j »
s
à`n
M u
?n
ër
dG n
¤n
Y n
øj/
ôp
gÉn
X »/
às
e o
G r
øp
e l
án
Øp
F B Én
W o
?Gn
õn
J n
ramazan-ı şerifte onuncu günün ikinci saatinde bir-
den bu hadis-i şerif hatırıma geldi. Belki, risale-i nur Şa-
kirtlerinin taifesi ne kadar devam edeceğini düşündüğü-
me binaen ihtar edildi.
(2)
»/
às
e o
G r
øp
e l
án
Øp
F B Én
W o
?Gn
õn
J n
şedde sayılır, tenvin sayılmaz;
fıkrasının makam-ı cifrîsi bin beş yüz kırk iki ederek, ni-
hayet devamına ima eder.
(3)
*G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?r
©n
j n
.
(4)
u
?n
ër
dG n
¤n
Y n
øj/
ôp
gÉn
X
şedde sayılır, fıkrası dahi, makam-ı
cifrîsi bin beş yüz altı edip, bu tarihe kadar zahir ve aşi-
kârâne, belki galibâne; sonra tâ kırk ikiye kadar gizli ve
mağlûbiyet içinde vazife-i tenviriyesine devam edeceğine
remze yakın ima eder.
(6)
*G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?r
©n
jn
(5)
@$Gn
ór
æp
Y o
ºr
?p
©r
dGn
h
K
astamonu
L
âhiKası
| 51 |
fıkra:
bent, madde, paragraf.
galibâne:
galip gelmiş gibi, galip
sıfatıyla.
hadis:
Hz. Muhammed’e (asm) ait
söz, emir, fiil veya Hz. Peygambe-
rin onayladığı başkasına ait söz, iş
veya davranış.
hadis-i şerif:
Peygamberimizden
aktarılan sözlerin genel adı.
ihtar:
hatırlatma, uyarı.
ima:
işaretle anlatma, üstü kapalı
ifade etme.
mağlûbiyet:
yenilgi, yenilme.
makam-ı cifrî:
cifre ait makam,
cifir hesabına göre ulaşılan neti-
ce, sayı değeri.
maşaallah:
Allah’ın istediği gibi,
Allah’ın istediği olur anlamında
hayret ve memnunluk ifade eden
bir ibare.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
müştak:
arzulu, fazla istekli, işti-
yak gösteren.
nihayet:
son, sınır.
Ramazan-ı Şerif:
mübarek, şeref-
li Ramazan ayı.
remiz:
işaret, bir manayı ifade
eden veya bir manaya delalet
eden işaret ve şekil.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
adı.
ruh:
dirilik kaynağı, hayatın te-
meli ve sebebi olan manevî var-
lık.
selâm:
barış, rahatlık, selamet ve
esenlik dileme.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şedde:
Arapça ve Farsçada iki de-
fa okunması gereken bir harfin
üzerine konulan ve o harfi iki de-
fa okutan işaret.
şuhur-i selâse:
Üç Aylar; Recep,
Şaban ve Ramazan.
taife:
takım, güruh.
tenvin:
Arapça bir kelimenin so-
nunu nun gibi okutmak üzere ko-
nulan işaret; kelimenin sonuna iki
üstün (en), iki esre.
vazife-i tenviriye:
nurlandırma,
aydınlatma vazifesi.
zahir:
açık, âşikar.
ahir zaman:
dünyanın son
zamanı ve son devresi, dünya
hayatının kıyamete yakın son
devresi.
aşikârâne:
açıkça, açık bir şe-
kilde, alenen.
barekallah:
Allah mübarek
etsin, hayırlı ve bereketli ol-
sun.
binaen:
-den dolayı, bu se-
bepten.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
1.
Ümmetimin içinden öyle bir taife gelecek, tâ Allah’ın emri [olan kıyamet] gelene kadar ga-
libâne bir şekilde hak üzere devam edecektir. (Buharî, 9:125, 162; Müslim, 1:137, 2:1522,
1524, 1525.)
2.
Ümmetimden bir tâife devam edecektir.
3.
Gaybı Allah’tan başka kimse bilemez. (Ayetlerden müktebes İslâmî bir kaide.)
4.
Galibâne hak üzere.
5.
Gerçek bilgi Allah katındadır. (Ahkaf Suresi: 23.)
6.
Gaybı Allah’tan başka kimse bilemez. (Ayetlerden müktebes İslâmî bir kaide.)
1...,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50 52,53,54,55,56,57,58,59,60,61,...478
Powered by FlippingBook