İşaratü'l İ'caz - page 99

Arkadaş!
zahire nazaran haşirde ecza-i asliye ile ecza-i zaide
birlikte iade edilir. evet, cünüp iken tırnakların, saçların
kesilmesi mekruh ve bedenden ayrılan her bir cüz’ün bir
yere gömülmesi sünnet
(1)
olduğu ona işarettir. Fakat,
tahkike göre, nebatatın tohumları gibi, “acbüzzenep” ta-
bir edilen bir kısım zerreler, insanın tohumu hükmünde
olup, haşirde o zerreler üzerine beden-i insanî neşvüne-
ma ile teşekkül eder.
(2)
İkinciayetleişaretedilendelil-iadlîise:
evet, görüyoruz ki; alelekser, gaddar, facir zalimler,
lezzetler, nimetler içinde pek rahat yaşıyorlar. Yine gö-
rüyoruz ki, masum, mütedeyyin, fakir mazlumlar, zah-
metler, zilletler, tahkirler, tahakkümler altında can veri-
yorlar. sonra ölüm gelir, ikisini de götürür. Bu vaziyet-
ten bir zulüm kokusu gelir! Hâlbuki, kâinatın şahadetiy-
le, adalet ve hikmet-i İlâhiye, zulümden pak ve münez-
zehtirler. öyle ise, adalet-i İlâhiyenin tam manasıyla te-
celli etmesi için, haşre ve mahkeme-i kübraya lüzum var-
dır ki; biri cezasını, diğeri mükâfatını görsün.
(3)
n
¿ƒo
æ p
bƒo
j r
ºo
g p
In
ô p
N'
’r
É p
Hn
h
Bucümledekikelimelerinarasındabulunannazım
venizam:
1. Bu cümlenin mâkabliyle bağlanmasını ifade eden
n
h
bu rükn-i imaniyenin burada sarahaten zikredilmesi için,
âmm olarak zikredilen evvelki cümleden bu cümlenin
tahsis lüzumuna binaen, atıf yapılmıştır.
ödülünü tam almıyor, şu hâlde bir
başka dünya var, orada hak yeri-
ni bulur, adalet yerini bulur” diye
özetlenebilecek delil.
ecza-i asliye:
aslî unsurlar, vücut-
ta temel teşkil eden unsurlar.
ecza-i zaide:
fazladan olan kısım-
lar, parçalar.
facir:
açıktan günah işleyen.
gaddar:
çok fazla zulüm ve hak-
sızlık eden.
haşir:
yeniden dirilip toplanma,
ikinci diriliş.
hikmet-i İlâhiye:
mahlûkatın ya-
ratılışında Allah’ın gayeleri.
hükmünde:
değerinde, yerinde.
mahkeme-i kübra:
en büyük
mahkeme, öldükten sonra bütün
insanların diriltilerek Allah huzu-
runda hesaba çekileceği mahke-
me.
mâkabl:
öndeki, üstteki.
masum:
suçsuz, günahsız.
mazlum:
zulüm görmüş.
mekruh:
şer’î olarak haram edil-
memekle birlikte, yapılması şeri-
atça hoş görülmeyen hâl.
mükâfat:
ödüllendirme.
münezzeh:
arınmış, temiz, arı,
pak, tenzih edilmiş, uzak, berî.
mütedeyyin:
dinin emirlerini ek-
siksiz yerine getiren, dindar, dine
bağlı.
nazaran:
nispeten, kıyaslayarak,
göre.
nazım:
sıra, tertip, düzen.
nebatat:
bitkiler.
neşvünema:
yayılıp gelişme, bü-
yüyüp gelişme; büyüme, boy at-
ma, yetişme, gelişme.
nimet:
servet, varlık.
nizam:
düzgünlük, tertip.
rükn-i imaniye:
imana ait esas,
imanın esası.
sarahaten:
açıkça, açıktan açığa.
sünnet:
farz ibadetler dışında, Hz.
Muhammed’in (
ASM
) yapmayı âdet
edindiği ibadetler.
şahadet:
şahitlik, tanıklık.
tabir:
ifade.
tahakküm:
zorbalık etme, zorla
hükmetme, hükmü altına alma.
tahkik:
inceleme, araştırma.
tahkir:
hakaret etme, şeref ve
haysiyetini incitme.
tahsis:
has kılma, ayırma.
tecelli:
belirme, görünme.
teşekkül:
kurulma, oluşma, şekil-
lenme.
vaziyet:
durum.
zahir:
görünüşe göre, görünüş iti-
bariyle.
zalim:
zulmeden, acımasız.
zerre:
pek ufak parça.
zikir:
anma, bildirme.
zillet:
hor ve hakir görülme.
zulüm:
haksızlık.
acbüzzenep:
hadis-i şerifte,
insanın kuyruk sokumunda
bulunduğu ve ikinci yaratılış
için çekirdek hükmünde oldu-
ğu bildirilen, bedenin özünü
oluşturduğu kabul edilen
madde; bir tür genetik şifre.
adalet:
her hak sahibine hak-
kının tam ve eksiksiz verilme-
si, hakkaniyet, âdillik.
adalet-i İlâhiye:
Allah’ın ada-
leti, İlâhî adalet.
alelekser:
ekseriya, çoğunluk-
la, çok kez, çok vakit.
âmm:
genel, herkese ait.
atıf:
bağlaç.
ayet:
her bir Kur’ân cümlesi.
beden-i insanî:
insanın bede-
ni, vücudu.
binaen:
-den dolayı.
cünüp:
cenabet hâlde bulu-
nan, gusül abdesti alması ge-
reken, şer’an yıkanıp temiz-
lenme gerektiren hâl.
cüz:
kısım, parça.
delil-i adlî:
Ölümden sonra di-
rilmeyi ispat eden şahitlerden
birisi “Allah âdildir, öyle ise
herkese hakkını verir, bu dün-
yada zalim cezasını mazlum
1.
Fethu’l-Kebir, 2:375; Kenzü’l-Ummal, 17245; Müsnedü’l-Firevs, 1:102; Cem’ü’l-Cevami, 885.
2.
Müslim, Fiten: 141; Buharî, Tefsir: 39:3, 78:1; EbuDavut, Sünnet: 24; Müsned, 2:322, 428, 499.
3.
Ahirete de kesin olarak iman ederler. (Bakara Suresi: 4.)
İşaratü’l-İ’caz | 99 |
h
aşir ve
a
hireTin
i
SpaTı
1...,89,90,91,92,93,94,95,96,97,98 100,101,102,103,104,105,106,107,108,109,...576
Powered by FlippingBook