s
ºo
K r
ºo
µo
à«/
Áo
s
ºo
K r
ºo
cÉn
« r
Mn
Én
a Ék
JGn
ƒr
en
G r
ºo
àæo
cn
h $Ép
H n
¿ho
ôo
Ør
µn
J n
?r
«n
c
(1)
|}
n
¿ƒo
©n
Lr
ôo
J p
¬r
«n
dp
G s
ºo
K r
ºo
µ«/
«r
ëo
j
Yani: “
NesuretleAllah’ıinkârediyorsunuz?Hâlbuki,
sizinhayatınızyoktu;Osizehayatıverdi,sonrasiziöldü-
recektir.Sonrayinehayatverecektir;sonraOnarücu
edipgideceksiniz.
”
Ayetlerin nazmına ait üç vecih, bu ayette de caridir.
Buayetinmâkabliyleirtibatı:
evet, kur’ân-ı kerîm, vakta ki insanları ibadete ve Al-
lah’a iman etmeye davet etti ve imanın itikat edilecek
esaslarıyla yapılacak hükümlerini icmalen delillerine işa-
reten zikretti; evvelce mücmelen işaret edilen delilleri ta-
zammun eden nimetlerin tadadıyla, bu ayette de zikret-
meye avdet etti.
evet, bu ayetle en büyük nimet olan hayata işaret edil-
miştir.
İkinci ayetle beka nimetine işaret edilmiştir. evet, se-
mavat ve arzın tanzimatı, hayatın kemal ve saadetini te-
min eder.
üçüncü ayetle beşerin kâinat üzerine tafdil ve tekrimi-
ne işarettir.
dördüncü ayetle beşere talim-i ilim nimetine işaret ya-
pılmıştır.
arz:
yer, dünya.
avdet:
geri gelme, dönüş.
ayet:
Kur’ân cümlesi.
beka:
bâkîlik, ebedîlik, sonsuzluk.
beşer:
insan, insanlık.
cari:
geçerli, yürürlükte, muteber.
delil:
kanıt, tanık, bürhan.
evvelce:
daha önce.
hüküm:
emir, buyruk.
icmalen:
kısaltarak, kısaca, özet-
le.
iman:
inanç, itikat.
inkâr:
Allah’ın varlığına, birliğine
inanmama, kabul ve tasdik etme-
me.
irtibat:
bağ, münasebet.
işareten:
işaret ederek, belirterek.
itikat:
kesin inanma, iman.
kâinat:
evren; yaratılmış olan
şeylerin tamamı, bütün âlem-
ler.
kemal:
olgunluk, fazilet.
mâkabl:
geçmişteki, geçmiş,
bir şeyin kendinden önce
olan.
mücmelen:
kısa ve özlü bir
şekilde, özet olarak.
nazım:
sıra, tertip, düzen.
nimet:
lütuf, ihsan, bağış.
rücu:
dönme, geri dönme.
saadet:
mutluluk.
semavat:
semalar, gökler.
suret:
biçim, şekil, tarz.
tadat:
birer birer söyleme, tek
tek zikretme, sayıp dökme,
sayım.
tafdil:
birini ötekilerden üstün
tutma, üstün sayma.
talim-i ilim:
ilim talimi; ilim
öğretme, ilim öğrenme.
tanzimat:
tanzimler, nizam
vermeler, düzenlemeler.
tazammun:
ihtiva etme, içine
alma, içinde bulundurma.
tekrim:
hürmet, saygı göster-
me, ululama, yüceltme.
temin:
sağlama.
vakta ki:
ne vakit ki, ne za-
man ki, o zaman ki, olduğu
vakit.
vecih:
cihet, yön.
zikir:
anma, bildirme.
1.
Bakara Suresi: 28.
B
akara
S
ureSi
| 374 | İşaratü’l-İ’caz