(1)
l
In
ôs
¡ n
£o
e
tef’il babından ism-i mef’ul olduğundan, her-
hâlde tathir edici bir fail vardır. o fail de, ancak Yed-i
kudrettir. Binaenaleyh, Yed-i kudretin tathir ve tenzih
ettiği kadınların tavsifleri, kabil değildir.
Ve keza
l
In
ôs
¡ n
£o
e
kelimesi müteaddî olduğuna nazaran,
o kadınların taharetleri kendilerinden olmayıp, başkasın-
dan onlara sirayet etmiş olduğu anlaşılır. Binaenaleyh,
dünya kadınları da cennete girdikten sonra, bir tetahhur
ve tasfiye ve tasaykul ameliyatıyla güzellikte hurilerin de-
recelerine çıkacaklarına delâlet eder.
(2)
n
¿ho
óp
dÉn
N Én
¡«/
a r
ºo
gn
h
Yani, “
Onlarda,ezvaçlarıda,cen-
netde,cennetinlezaizidehepebedîdirler
.”
ó
®
ò
Én
¡n
br
ƒn
a Én
ªn
a k
á°n
Vƒo
©n
H Én
e k
Ón
ãn
e n
Üp
ôr
°†n
j r
¿n
G »/
«r
ën
à°r
ùn
j n
’ %G s
¿p
G
n
øj/
òs
dG És
en
Gn
h r
ºp
¡u
Hn
Q r
øp
e t
?n
ër
dG o
¬s
fn
G n
¿ƒo
ªn
?r
©n
«n
a Gƒo
æn
e'
G n
øj/
òs
dG És
en
Én
a
Gk
Ò/
ãn
c /
¬p
H t
?°p
†o
j k
Ón
ãn
e Gn
ò'
¡p
H *G n
OGn
Qn
G B Gn
P Én
e n
¿ƒo
dƒo
?n
«n
a Gho
ôn
Øn
c
n
øj/
òs
dn
G
|}
n
Ú/
?p
°SÉn
Ør
dG s
’p
G B/
¬p
H t
?p
°†o
j Én
en
h Gk
Ò/
ãn
c /
¬p
H …/
ór
¡n
jn
h
ameliyat:
operasyon.
binaenaleyh:
bundan dolayı, bu-
nun üzerine.
delâlet:
delil olma, gösterme;
alâmet, işaret.
ebedî:
sonu olmayan, daimî,
sürekli.
ezvaç:
hanımlar, eşler.
fail:
işi yapan, fiili işleyen, ya-
pan, eden işleyen.
huri:
cennet kızı, cennet güze-
li.
ism-i mef’ul:
sıfat fiil.
kabil:
mümkün, ihtimal daire-
sinde.
keza:
böylece, aynı şekilde.
lezaiz:
zevkler, lezzetler.
müteaddî:
geçişli fiil.
nazaran:
göre, bakımından,
bakarak, bakılırsa.
sirayet:
bulaşma, geçme.
taharet:
temizlik, paklık.
tasaykul:
pürüzsüzlük.
tasfiye:
saflaştırma, arıtma,
temizleme.
tathir:
temizlenme, paklama.
tavsif:
vasıflandırma, nitele-
me.
tef’il babı:
tef’il kalıbı.
tenzih:
kusur kondurmama,
kabahat ve kusuru yok etme.
tetahhur:
temizlenme.
Yed-i Kudret:
kudret eli, her
şeyi tutan Allah’ın kudret eli.
1.
Tertemiz. (Bakara Suresi: 25.)
2.
Bakara Suresi: 25.
B
akara
S
ureSi
| 340 | İşaratü’l-İ’caz