İşaratü'l İ'caz - page 32

mukadder olan
(1)
r
?o
b
’ün istilzam ettiği
(2)
r
CGn
ôr
bp
G
fiillerinden
birine mütealliktir.
İhtar:
(3)
$G p
º°r
ùp
H
’daki
car
ve
mecrur’
a müteallik olarak
mezkûr olan fiiller, Besmeleden sonra takdir edilir
ki, haşri ifade etmekle ihlâs ve tevhidi tazammun et-
sin. İsim; Cenab-ı Hakkın zatî isimleri olduğu gibi, fii-
lî isimleri de vardır. Bu fiilî isimlerin,
Gaffar
ve
Rez-
zak, Muhyî
ve
Mümît
gibi pek çok nevileri vardır.
Sual:
Bu fiilî isimlerinin kesretle tenevvüü neden
meydana geliyor?
Cevap:
kudret-i ezeliyenin kâinattaki mevcudatın ne-
vilerine, fertlerine olan nispet ve taallûkundan husule ge-
lir. Bu itibarla
$G p
º°r
ùp
H
kudret-i ezeliyenin taallûk ve tesi-
rini celp eder. Ve o taallûk, abdin kesbine ve işine yar-
dım edici bir ruh gibi olur. öyle ise, hiç kimse, hiçbir işi-
ni Besmelesiz bırakmasın.
*n
G
lâfza-i Celâli bütün sıfât-ı kemaliyeyi tazammun
eden bir sadeftir. Çünkü, lâfza-i Celâl, zat-ı Akdes’e de-
lâlet eder; zat-ı Akdes de, bütün sıfât-ı kemaliyeyi istil-
zam eder. öyle ise, o lâfza-i mukaddese, delâlet-i iltiza-
miye ile bütün sıfât-ı kemaliyeye delâlet eder.
İhtar:
Başka ism-i haslarda bu delâlet yoktur. Çünkü, baş-
ka zatlarda sıfât-ı kemaliyeyi istilzam etmek yoktur.
abd:
kul.
Besmele:
her hayırlı işten sonra
söylenen ve Allah’ın adıyla o işe
başlandığını ifade eden “Bismillâ-
hirrahmanirrahim” kelimesine ve-
rilen isim.
celp:
çekme, çekiş, kendine çek-
mek.
cenab-ı Hak:
hakkın ta kendisi
olan şeref ve azamet sahibi Allah.
delâlet:
delil olma, gösterme; alâ-
met, işaret.
delâlet-i iltizamiye:
bir lâfzın ta-
şıdığı mananın delâleti.
fiil:
iş, hareket.
fiilî:
fiille ilgili, gerçekten yapılan
iş.
Gaffar:
kulların günahlarını çok af-
feden, örten, bağışlayan, bağışla-
ması bol olan Allah.
haşir:
kıyametten sonra bütün in-
sanların bir yere toplanmaları, Al-
lah’ın, ölüleri diriltip mahşere çı-
karması, kıyamet.
husul:
hâsıl olma, meydana gel-
me, peyda olma.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli başka
bir karşılık beklemeksizin, sırf Al-
lah rızası için yapma.
ihtar:
dikkat çekme, hatırlatma,
uyarı.
ism-i has:
özel isim.
istilzam:
gerekli görme, lüzumlu
görme.
itibar:
bakımdan, sebepten.
kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler.
kesb:
çalışarak elde etme, çalışa-
rak kazanma.
kesret:
çokluk.
Kudret-i Ezeliye:
ezele ait kudret,
başı-sonu olmayan sonsuz İlâhî
kudret, kuvvet.
lâfza-i celâl:
Allah lâfzı, kelimesi.
lâfza-i mukaddes:
mukaddes söz.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her şey, mahlûklar.
mezkûr:
zikredilen, adı geçen,
anılan.
Muhyî:
ölüleri dirilten, hayat ve-
ren Allah.
mukadder:
takdir olunmuş, kıy-
meti biçilmiş.
Mümît:
diriltip can verdiğini
vakti gelince öldüren Cenab-ı
Hak.
müteallik:
ait, alâkalı, ilgili.
nevi:
tür, çeşit.
nispet:
ilgi, bağ, münasebet.
rezzak:
bütün yaratılmışların
rızkını veren ve ihtiyaçlarını
karşılayan Allah.
sadef:
sedef, inci kabuğu.
sıfât-ı kemaliye:
mükemmel-
lik sıfatları.
sual:
soru.
taallûk:
alâkalı, münasebetli
olma.
takdir:
değerlendirme.
tazammun:
ihtiva etme, içine
alma, içinde bulundurma.
tenevvü: çeşitlenme, çeşit
çeşit olma; nevilere ayrılma.
tevhid:
Allah’ın bir olduğuna
inanma, birleme.
zat-ı akdes:
en mukaddes
zat, her türlü kusur ve nok-
sandan uzak ve pak olan zat;
Allah.
zatî:
zata ait, zatın kendisin-
den olan, kendisiyle ilgili, ken-
dine ait.
1
. De ki!
2.
Oku!
3.
Allah’ın adıyla. (Fatiha Suresi: 1.)
f
aTiha
S
ureSi
| 32 | İşaratü’l-İ’caz
1...,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31 33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,...576
Powered by FlippingBook