W
(1)
@ n
¿Én
«n
Ñr
dG o
¬n
ªs
?n
Y @ n
¿É°n
ùr
f p
’r
G n
?n
?n
N@ n
¿'
Gr
ôo
?r
dG n
ºs
?`n
Y @ o
ø'
ªr
Ms
ôdn
G
n
Ú/
ªn
dÉn
©r
?p
d k
án
ªr
Mn
Q o
¬n
?°n
Sr
Qn
G i/
òs
dG
p
¿
m
ós
ªn
?o
/
¬u
«p
Ñn
f '
¤n
Y n
Ú/
q
?°n
üo
e o
?o
ón
ªr
ën
æn
a
p
?p
F=Én
?n
ë p
d Én
¡p
JGn
QÉn
°Tp
Gn
h Én
gp
Rƒo
eo
ôp
H n
án
©p
eÉn
÷r
G in
ôr
Ño
µ`r
dG o
¬n
Jn
õp
ér
©o
e n
?n
©n
Ln
h
k
ás
eÉn
Y /
¬p
d'
G '
=
¤n
Yn
h p
øj
u
ódG p
?r
ƒn
j '
‹p
G p
Qƒo
gt
ódG u
ôn
e '
¤n
Y k
án
«p
bÉn
H p
äÉn
æp
F = Én
µ`r
dG
(2)
k
ás
aÉn
c /
¬p
HÉn
ë°r
Un
Gn
h
Ev ve l â :
Şu
İşaratü’l-İ’caz
adlı eserden maksadımız,
kur’ân’ın nazmına, lâfzına ve ibaresine ait i’caz işaretle-
rini ve remizlerini beyan etmektir. Çünkü, i’cazın mühim
bir vechi, nazmından tecelli eder; ve en parlak i’caz,
kur’ân’ın nazmındaki nakışlardan ibarettir.
San i yen: Kur’ân’dakianasır-ıesasiyeveKur’ân’ın
takipettiğimaksatlar,tevhid,nübüvvet,haşir,adaletile
ibadetolmaküzeredörttür.
Bu dört unsuru beyan ede-
ceğiz.
Sual:
kur’ân’ın, şu dört hedefe doğru yürüdüğü ne-
den malûmdur?
Cevap:
evet, benîâdem, büyük bir kervan ve azîm bir
kafile gibi, mazinin derelerinden gelip, vücut ve hayat
sahrasında misafir olup, istikbalin yüksek dağlarına ve
müzeyyen bağlarına müteveccihen, kafile kafile
adalet:
her hak sahibine hakkının
tam ve eksiksiz verilmesi, hakka-
niyet, âdillik.
anasır-ı esasiye:
esas unsurlar,
temel elementler.
azîm:
büyük.
beyan:
anlatma, açıklama.
evvelâ:
öncelikle.
haşir:
kıyametten sonra bütün in-
sanların bir yere toplanmaları, Al-
lah’ın, ölüleri diriltip mahşere çı-
karması, kıyamet.
i’caz:
mu’cizelik, insanların benze-
rini yapmaktan âciz kaldıkları şe-
yi yapmak.
istikbal:
gelecek zaman.
kafile:
takım, bölük.
malûm:
bilinen, bilinir olan.
mazi:
geçmiş zaman.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
müteveccihen:
teveccüh
ederek, yönelerek.
müzeyyen:
ziynetlendirilmiş,
süslü.
nazım:
düzenleme, tanzim.
nübüvvet:
nebîlik, peygam-
berlik, Allah elçiliği.
remiz:
işaret, bir manayı ifade
eden veya bir manaya delâlet
eden işaret ve şekil.
rumuz:
remizler, işaretler.
saniyen:
ikinci olarak.
sual:
soru.
tecelli:
açılıp belirme, açıkça
ortaya çıkma, aydınlanma.
tevhid:
Allah’ın bir olduğuna
inanma, birleme.
vecih:
cihet, yön.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
O Rahman • Ki Kur’ân’ı öğretti. • İnsanı yarattı. • Ona anlamayı ve anlatmayı öğretti. (Rah-
man Suresi: 1-4.)
2.
Rumuz ve işaretleriyle kâinatın hakikatlerini toplayan en büyük mu’cizesini asırların geç-
mesiyle tâ kıyamete kadar bâkî kıldığı ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği peygamberi
Muhammed’e ve onun Âl ve Ashabının tümüne salât ve selâm dilediğimiz o Rahman’a biz
dahi hamd ederiz.
f
aTiha
S
ureSi
| 28 | İşaratü’l-İ’caz