İşaratü'l İ'caz - page 174

(1)
n
¿oD
hp
õr
¡n
à°r
ùo
e o
ør
ën
f Én
ªs
fp
G
: Yani, “
Bizlermü’minlerekarşı
ancakistihzaediciinsanlarız
.”
Bu cümlenin evvelki cümleye atfedilmediğinin esbabı:
İki kelime veya iki cümle arasında, ya kemal-i ittisal ve it-
tihat vardır; veya kemal-i inkıta ve infisal vardır. Bu iki
surette birbirine atıfları caiz değildir. Ancak aralarında
orta derecede bir inkıta ve bir ittisal olan yerlerde atıfla-
rı caizdir.
Bu cümle ise,
(1)
r
ºo
µ`n
©n
e És
fp
G
cümlesine bir cihetten te’kit-
tir, bir cihetten bedeldir. Bu iki surette, her iki cümlenin
arasında kemal-i ittisal vardır. diğer bir cihetten dahi,
mukadder bir suale cevaptır. Bu surette de aralarında ke-
mal-i inkıta vardır. Çünkü, alelekser sual, inşa; cevap, ih-
bar olur. İşte bunun için, aralarında atıf yapılmamıştır.
Sual:
Bu cümlenin
r
ºo
µ
`n
©n
e És
fp
G
cümlesine te’kit veya
bedel olduğunun tevcihi?..
Elcevap
:
n
¿oD
hp
õr
¡n
à°r
ùo
e o
ør
ën
f Én
ªs
fp
G
cümlesi, gerek hak ve ha-
kikate, gerek ehl-i hak ve hidayete ihanete dairdir. Çün-
kü, bundan dalâlet ve ehl-i dalâlete tazim çıkıyor. Bu ise
r
ºo
µ`n
©n
e És
fp
G
cümlesinin mealidir. demek, her iki cümlenin
mahalleri birdir veya birbirini te’kittir.
Mukadder bir suale cevap olduğunun tevcihi ise:
sanki onların şeytanları tarafından şöyle bir sual varit
olmuştur ki: “
Yahu,eğersizbizimleberabervebizim
alelekser:
ekseriya, çoğunlukla,
çok kez, çok vakit.
atıf:
bir kelime veya cümlenin,
önceki kelime veya cümleye bağ-
lanması.
bedel:
karşılık.
caiz:
yapılması veya yapılmama-
sında sakınca olmayan, uygun.
cihet:
yön.
dair:
alâkalı, ilgili.
dalâlet:
dinsizlik, inançsızlık,.
ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli; yoldan
çıkanlar, azgın ve sapkın kimseler.
ehl-i hak:
hak ehli, iman, İslâmi-
yet ve hak yolunda olan, hak
mezhepte olan.
esbap:
nedenler, sebepler, vasıta-
lar.
hakikat:
gerçek, doğru.
hidayet:
doğru olan, hak olan.
ihanet:
hainlik, kötülük etme.
ihbar:
haber verme, bildirme.
infisal:
olduğu yerden ayrıl-
ma, yerini bırakıp gitme.
inkıta:
kesilme, devam etme-
me, sona erme.
inşa:
yapma, bina etme, kur-
ma.
istihza:
alaya alma, birisiyle
eğlenme, inceden inceye do-
kundurarak alay etme.
ittisal:
bitişme, birleşme.
kemal-i inkıta:
tam bir kesil-
me ve tükenme.
kemal-i ittisal:
mükemmel,
kusursuz ve tam bir bağlılık.
meal:
mana, anlam, mefhum.
mukadder:
takdir edilmiş.
mü’min:
iman eden, inanan.
sual:
soru.
suret:
biçim, tarz.
tazim:
hürmet, ululama, say-
gı gösterme.
te’kit:
kuvvetlendirme, sağ-
lamlaştırma; üstüne basma,
tekrarlama.
tevcih:
yöneltme, çevirme;
mana verme, yorumlama.
varit:
gelen, ulaşan, erişen.
1.
Bakara Suresi: 14.
2.
Muhakkak sizinle beraberiz. (Bakara Suresi: 14.)
B
akara
S
ureSi
| 174 | İşaratü’l-İ’caz
1...,164,165,166,167,168,169,170,171,172,173 175,176,177,178,179,180,181,182,183,184,...576
Powered by FlippingBook