âr
°Sn
QÉn
«n
Y r
ºn
c r
ºn
gn
h o
?Én
Jƒ o
c r
ºn
g ,r
õp
LÉn
Y r
ºn
g ,r
Aõo
Lho
G ¬p
c
Hâlbuki o cüz-i ihtiyarî denilen silâh-ı insanî, hem
âciz, hem kısadır; hem ayarı noksandır, icat edemez,
kispten başka hiçbir şey elinden gelmez.
(HaşİYe 9)
HaşİYe 9:
İman, o cüz-i ihtiyarîyi Allah namına istimal ettirip, her
şeye karşı kâfi getirir. Bir askerin cüz’î kuvvetini devlet hesa-
bına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görme-
si gibi.
r
?n
Ñr
?n
à°r
ù o
e r
Q n
O ¬n
f r
?ƒ o
? o
M p
?É n
é n
e ?/
VÉ n
e r
Qn
O r
¬n
f
âr
°Sn
G r
Pƒo
Øo
f p
QGn
ó n
e
ne geçmiş zamana hulûl edebilir, ne de gelecek zama-
na nüfuz edebilir. Mazi ve müstakbele ait emellerime ve
elemlerime faydası yoktur.
(HaşİYe 10)
HaşİYe 10:
İman, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp, kalbe, ru-
ha teslim ettiği için, maziye nüfuz ve müstakbele hulûl ede-
bilir. Çünkü, kalp ve ruhun daire-i hayatı geniştir.
âr
°ù n
dÉs
«n
°S p
¿B
G r
?n
jn
h ,r
?Én
M p
¿Én
en
R r
øj/
G ho
G p
¿G n
ór
«n
e
o cüz-i ihtiyarînin meydan-ı cevelânı, kısacık şu za-
man-ı hâzır ve bir ân-ı seyyaldir.
?n
QÉn
µp
°TB
Gƒ o
J p
än
Q r
ó o
b p
º n
?n
b ,Én
¡n
Ør
©n
°Vn
h Én
g n
ôr
?n
a ¬n
ªn
g r
øj/
G Én
H
r
ó n
e r
ôn
°S p
? n
en
G n
h r
ón
Hn
G p
?r
«n
e Én
e p
ä n
ôr
£ p
a r
Q n
O ,âr
°Sn
G ¬n
à°r
T p
ƒ o
f
İşte şu bütün ihtiyaçlarımla ve zayıflığımla ve fakr ve
aczimle beraber, altı cihetten gelen dehşetler ve vahşet-
lerle perişan bir hâlde iken, kalem-i kudretle sahife-i fıt-
ratımda ebede uzanan arzular ve sermede yayılan
âciz:
zayıf, güçsüz.
acz:
zayıflık, güçsüzlük.
an-ı seyyal:
bir anda akıp giden
çok küçük zaman dilimi.
cihet:
yön.
cism-i hayvanî:
hayvanî beden;
maddî lezzet ve zevkler.
cüz-i ihtiyarî:
seçme hakkı, tercih
etme serbestliği.
cüz’î kuvvet:
az bir kuvvet.
daire-i hayat:
hayat dairesi; bir
varlığın yaşadığı ve bulunduğu
zaman dilimi.
dehşet:
korku.
dizgin:
kontrol, idare.
ebed:
sonsuzluk.
elem:
üzüntü, kaygı.
emel:
istek, beklenti.
fakr:
yoksulluk, muhtaçlık.
haşiye:
açıklayıcı not, dipnot.
hesabına:
adına.
hulûl etmek:
girmek.
icat:
vücuda getirme, yarat-
ma.
iman:
Allah’a inanma.
istimal etmek:
kullanmak.
kâfi:
yeterli.
kalem-i kudret:
kudret kale-
mi, Allah’ın güç ve kuvveti.
kisb:
çalışıp kazanma.
mazi:
geçmiş zaman.
meydan-ı cevelân:
hareket,
faaliyet meydanı.
müstakbel:
gelecek zaman.
namına:
adına.
noksan:
eksik.
nüfuz etmek:
girmek, geç-
mek.
sahife-i fıtrat:
yaratılış sayfası.
sermed:
sonsuz.
silâh-ı insanî:
insana ait silâh.
vahşet:
korku.
vakit:
zaman.
zaman-ı hâzır:
şimdiki zaman.
o
n
Y
edinCi
S
öz
| 98 |
iMan ve küfür Muvazeneleri
