İman ve Küfür Muvazeneleri - page 105

?/
bn
Ón
J r
¢ùn
> r
Qn
O r
?Gn
hn
R r
øj/
G z¬n
bG n
ô n
e{ r
On
Rr
Q n
CG /
?n
derakap, zeval ile acılanan mülâkatlar, keder ve me-
raka değmez, iştiyaka hiç lâyık değildir. Çünkü, zeval-i
lezzet elem olduğu gibi, zeval-i lezzetin tasavvuru dahi bir
elemdir. Bütün mecazî âşıkların divanları, yani aşkname-
leri olan manzum kitapları, şu tasavvur-i zevalden gelen
elemden birer feryattır. Her birinin, bütün divan-ı eş’arı-
nın ruhunu eğer sıksan, elemkârâne birer feryat damlar.
r
ºn
Ñ r
?n
b r
ón
fn
R ?/
e z
n
Ú/
? p
a '
’r
G t
Öp
Mo
G B
'
{ r
øj/
R ¬p
cip
Or
Q n
O r
¿B
G r
Rn
G
İşte o zevalâlûd mülâkatlar, o elemli mecazî muhabbet-
ler derdinden ve belâsındandır ki, kalbim, İbrahimvari
(1)
n
Ú/
? p
a '
’r
G t
Öp
Mo
G B
'
ağlamasıyla ağlıyor ve bağırıyor.
r
¿ n
OÉn
æn
a r
O n
õ«/
N Én
?n
H …/
RÉn
N Én
?n
H ?/
fÉ n
a r
øj/
G r
Qn
O
eğer şu fânî dünyada beka istiyorsan, beka fenâdan
çıkıyor, nefs-i emmare cihetiyle fenâ bul ki, bâkî olasın.
Én
«r
fo
O r
Rn
G :¬p
c r
Ú/
H r
? n
ón
Y r
ºn
g ,r
øo
c G n
ó n
a r
ºn
g ,r
ó o
°T Én
æn
a
zr
¿ n
OÉn
æn
a{ r
?Gn
Q z¬n
jÉn
?n
H{
dünyaperestlik esasatı olan ahlâk-ı seyyieden tecerrüt
et, fânî ol. daire-i mülkünde ve malındaki eşyayı Mah-
bub-i Hakikî yolunda feda et. Mevcudatın ademnüma
akıbetlerini gör. Çünkü, şu dünyadan bekaya giden yol,
fenâdan gidiyor.
Hidayet ve dalâlet Mukayeseleri
| 105 |
o
n
Y
edinCi
S
öz
lere duyulan sevgi.
mevcudat:
varlıklar.
mülâkat:
kavuşma, buluşma, gö-
rüşme, beraberlik.
nefs-i emmare:
insana sürekli kö-
tülükleri emreden nefis.
tasavvur:
düşünme.
tasavvur-i zeval:
yokluğu düşün-
me.
tecerrüt:
sıyrılma, kurtulma.
zeval:
sona erme, yok olma.
zevalâlûd:
yoklukla karışık.
zeval-i lezzet:
lezzetin sona er-
mesi.
ademnüma:
yokluğu göste-
ren.
ahlâk-ı seyyie:
kötü, çirkin
ahlâk.
akıbet:
son, netice.
aşkname:
aşk mektubu.
bâkî:
sonsuz.
beka:
sonsuzluk.
cihet:
yön.
daire-i mülk ve mal:
sahip ol-
duğu, kullandığı varlık dairesi.
derakap:
hemen, arkasından.
divan:
şiirlerin toplandığı ki-
tap.
divan-ı eş’ar:
şiirler kitabı.
dünyaperestlik:
dünyayı ta-
parcasına sevme.
elem:
üzüntü, acı.
elemkârâne:
üzüntülü ve acılı
bir şekilde.
esasat:
esaslar, temeller.
fânî:
geçici.
feda etme:
harcama, verme.
fenâ:
yok olma, yokluk.
feryat:
yardım istemek için
yüksek sesle bağırma, şikâyet.
ibrahimvari:
Hz. İbrahim gibi.
iştiyak:
özleme.
keder:
üzüntü.
Mahbub-i Hakikî:
gerçekten
sevilmeye lâyık olan Allah.
manzum:
nazımlı, şiirsel ölçü-
lü.
mecazî âşık:
geçici şeylere
âşık olan.
mecazî muhabbet:
geçici şey-
1.
Batıp gidenleri sevmem. (En’am Suresi: 76.)
1...,95,96,97,98,99,100,101,102,103,104 106,107,108,109,110,111,112,113,114,115,...412
Powered by FlippingBook