Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 79

Elcevap:
İttihad-ı Muhammedî sair cemiyatın akran
ve emsali değildir. Belki umumun pederi ve mürşididir.
o yıldızlara bu şems ziya verecek ve her dairenin mafev-
kinde ve sair devaire muhittir. zira manen livaülhamd-i
Muhammedî altına girmeyen mü’min yoktur. lâsiyyema
asakir-i muvahhidîn cemiyetin hedef-i maksadı olan mu-
habbet ve uhuvvete ve i’lâ-i kelimetullaha tamamıyla
mazhardırlar. Asıl İttihad-ı Muhammedînin saff-ı evvelini
umum asakir-i muvahhidîn teşkil eyler.
Biz bu İttihad-ı Muhammedî ile isteriz ki, umum millet
de asker gibi müttehit ve yekvücut olsun ve o muhabbet
ve uhuvveti kuvveden fiile çıkarsınlar. Ve müdafi ve mu-
hafız-ı hukuk ve hallâl-i müşkülât efkâr-ı ammeyi tevlit ve
tehzip etsin. zira katre katre su, müteferrik kalsa kurur,
hebaya gider, ittihatla bir havz-ı âb-ı hayat olur.
ey ümmet-i muhammed ve ittihad!
Bu İttihad-ı Muhammedînin sedası umum mü’minlere
bir “Arş!” emridir. Mübareze-i hayat meydanında tarik-ı
terakkide parlak müstakbel tarafına asker gibi sizi sevk
ediyor.
Sual:
Anasır-ı gayrimüslimeyi de ittihad-ı İsevî ve Mû-
seviye teşebbüslerine teşviktir. Bu ise taassupla ve iftirak-
la meşrutiyete darbe olmaz mı?
Elcevap:
zarar yoktur; onlar da yapsınlar. Ve hem
de çoktan yapmışlar. Şimdi bir nebî-i zîşan’ın ismine is-
tinatla bir cemiyet çıksa, ya o nebî-i İhtiram’ı tasdik ve
mâfevk:
üst, üstün, üstte bulunan.
manen:
mana bakımından, mana-
ca.
mazhar:
bir şeyin çıktığı göründü-
ğü yer; nail olma, şereflenme.
meşrutiyet:
bir hükümdarın baş-
kanlığı altındaki millet meclisi ile
idare edilen devlet sistemi.
muhabbet:
sevgi, sevme.
muhafız-ı hukuk:
hukuk koruyu-
cusu, hukuku koruyan.
muhit:
ihata eden, kuşatıcı.
mübareze-i hayat:
hayat müca-
delesi, çatışması.
müdafi:
müdafaa eden, savunan.
mürşit:
gafletten uyandıran.
müstakbel:
gelecek.
müteferrik:
dağınık, ayrı ayrı.
müttehit:
ittihat eden, birleşen,
birlik olmuş.
nebî-i ihtiram:
hürmete layık
Peygamber, Hz. Muhammed (
ASM
).
nebî-i Zîşan:
şan ve şeref sahibi
nebî, peygamber; Hz. Muhammed
(
ASM
).
peder:
baba, ata.
saff-ı evvel:
birinci saf, çığır açan-
lar.
sair:
diğer, başka, öteki.
seda:
ses.
sual:
soru.
şems:
güneş.
taassup:
bir şeye veya kimseye
körü körüne aşırı bağlılık.
tarik-ı terakki:
ilerleme yolu.
tasdik:
bir şeyin veya kimsenin
doğruluğuna kesin olarak hük-
metme.
tehzip:
düzeltme, terbiye etme.
teşebbüs:
girişim, bir işi yapmak
için harekete geçme.
teşkil:
oluşturma, şekillendirme.
tevlit:
doğurma.
uhuvvet:
kardeşlik.
umum:
bütün.
ümmet-i muhammed:
Hz. Mu-
hammed’in ümmeti; Hz. Muham-
med’e (
ASM
) bağlı olan ve yolundan
gidenler.
yekvücut:
tek vücut, hep birden.
ziya:
ışık, aydınlık, nur.
akran:
eşler, eşitler.
anasır-ı gayrimüslime:
Müs-
lüman olmayan unsurlar, Müs-
lüman olmayan milletler, top-
luluklar.
asakir-i muvahhidîn:
tevhid
ehli, Allah’ın birliğine inanmış
askerler.
cemiyet:
topluluk, birlik.
devair:
daireler.
efkâr-ı amme:
genelin, umu-
mun düşünceleri, kamuoyu.
elcevap:
cevap olarak.
emsal:
benzerler.
fiil:
iş, hareket.
hallâl-i müşkülât:
zorlukları
yenen, müşkülleri halleden.
havz-ı âb-ı hayat:
hayat ve-
ren su havuzu.
heba:
harcama, boşa gitme.
hedef-i maksat:
asıl varılmak
istenen hedef.
i’lâ-i kelimetullah:
Allah’ın is-
mini, davasını yüceltmek, yay-
mak.
iftirak:
ayrılma, dağılma.
istinat:
dayanma, güvenme.
ittihad-ı isevî ve musevî:
İse-
vî ve Musevî birlikleri.
ittihad-ı muhammedî:
Süheyl
Paşa, Mehmed Sadık, Ferik Rı-
za Paşa, Derviş Vahdeti ve ar-
kadaşları tarafından İstan-
bul’da 5 Nisan 1909 tarihinde
kurulan bir cemiyet.
ittihat:
birleşme, birlik oluş-
turma.
katre:
damla.
kuvve:
gerçekleşmemiş, fakat
gerçekleşme imkânı ve ihti-
mali olan potansiyel.
lâsiyyema:
hususan, özellikle.
livaülhamd-i muhammedî:
Peygamberimizin (
ASM
) hamd
sancağı.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 79 |
m
akalâT
1...,69,70,71,72,73,74,75,76,77,78 80,81,82,83,84,85,86,87,88,89,...790
Powered by FlippingBook