Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 78

14
7 Nisan 1909
Ziya-i Hakikat
25 Mart 1325, Volkan, Sayı: 97.
lisanım fikrime iyice tercümanlık edemiyor; muhake-
menizle bu perişan sözlere bir intizam veriniz.
Sual:
Asıl, İttihad-ı Muhammedînin numunesi ve bir
şulesi olan buradaki ittihat ne edecektir?
Elcevap:
Manevî irşat tarikıyla ikaz edecek ve aktâr-ı
erbaaya yayılmış olan silsile-i müteselsile-i nuraniyeyi ih-
tizaza getirecek ve beynelmü’minîn muhabbet ve uhuv-
veti kuvveden fiile çıkaracak. Müteferrik ve tavaif-i mü-
lûk temelleri olan cemiyetleri tevhid edecek ve vasıta-i
terakki olan hubb-i din, hubb-i vatan gibi ve hedef-i mak-
sat olan i’lâ-i kelimetullahı menfaat-i dünyeviye gibi ha-
miyet-i İslâmiye ile hamiyet-i milliye gibi herkese müte-
veccih kılacak. zira vasıta-i terakkimiz, tarikte, maksatta
ve hiss-i hamiyette müsennadır, daha muhkemdir. Am-
ma, vâesefâ ki, istifade tarikını bilmedik. Bu müsennanın
bir katı çözülse, nısf-ı kuvvet gider. Hem de yürüyüşünü
terk ile başkasının yürüşünü öğrenmedi meseline mâsa-
dak olacağız. Hem de lâhm ve demlerine karışmış olan
hissiyat-ı diniyenin yerini başka bir şey tutamaz; meğer
birden vücut tamamıyla birden inkılâp edebilsin.
Sual:
Bu cemiyet-i Muhammedî sair cemiyetler gibi
hiss-i taraftarî ve rekabeti ve münakaşayı uyandıracak.
Bahusus askere sirayetle neticesi iyi çıkmaz.
aktâr-ı erbaa:
dört bir taraf.
bahusus:
özellikle.
beynelmü’minîn:
mü’minler ara-
sında.
cemiyet:
topluluk, birlik.
cemiyet-i muhammedî:
İslâmi
cemiyet, İslâmi fırka.
dem:
kan.
elcevap:
cevap olarak.
fiil:
iş, hareket.
hamiyet-i islâmiye:
İslâmiyete ait
olan duygu ve bağların korunma
çabası.
hamiyet-i milliye:
millî duygu ve
hislerin muhafaza edilmesi için ya-
pılan çaba.
hedef-i maksat:
asıl varılmak iste-
nen hedef.
hiss-i hamiyet:
fedakârlık duygu-
su.
hiss-i taraftarî:
taraftarlık duygu-
su.
hissiyat-ı diniye:
dinle ilgili hisler.
hubb-i din:
din sevgisi.
hubb-i vatan:
vatan sevgisi.
i’lâ-i kelimetullah:
Allah’ın ismini,
davasını yüceltmek, yaymak.
ihtizaz:
titreme, sarsıntı.
inkılâp:
değişme, dönüşme.
intizam:
düzenlilik, düzgünlük.
irşat:
doğru yolu gösterme, gaflet-
ten uyandırma.
istifade:
faydalanma, yararlanma.
ittihad-ı muhammedî:
Süheyl Pa-
şa, Mehmed Sadık, Ferik Rıza Paşa,
Derviş Vahdeti ve arkadaşları tara-
fından İstanbul’da 5 Nisan 1909 ta-
rihinde kurulan bir cemiyet..
ittihat:
birleşme, birlik oluşturma.
iya-i hakikat:
hakikat ışığı.
kuvve:
gerçekleşmemiş, fakat
gerçekleşme imkânı ve ihti-
mali olan potansiyel.
lâhm:
et.
lisan:
dil.
manevî:
fikri, hissi, ruhi.
mâsadak:
doğrulayıcı, tasdik
etmek.
menfaat-i dünyeviye:
dünya-
ya ait menfaat, fayda.
mesel:
genel kurala delil olan
meşhur söz, atasözü.
muhabbet:
sevgi, sevme.
muhakeme:
akıl yürütüp doğ-
ru netice elde edebilme, tart-
ma, değerlendirme, yargılama.
muhkem:
sağlam, dayanıklı.
münakaşa:
tartışma.
müsenna:
kat kat, iki kez tek-
rar edilen.
müteferrik:
dağınık, ayrı ayrı.
müteveccih:
yönelik.
nısf-ı kuvvet:
gücün yarısı.
numune:
örnek.
sair:
diğer, başka, öteki.
silsile-i müteselsile-i nurani-
ye:
art arda devam eden nurlu
zincir.
sirayet:
birinden diğerine geç-
me, bulaşma.
sual:
soru.
şule:
parıltı, ışıltı; alev, ateş.
taraftarî:
taraftarlık.
tarik:
yol, meslek, seçilen tarz.
tavaif-i mülûk:
küçük devlet-
ler, beylikler.
tevhid:
birleştirme.
uhuvvet:
kardeşlik.
vâesefâ:
esefler olsun, ne
üzüntü!.
vasıta-i terakki:
ilerleme ara-
cı.
m
akalâT
| 78 |
Eski said dönEmi EsErlEri
1...,68,69,70,71,72,73,74,75,76,77 79,80,81,82,83,84,85,86,87,88,...790
Powered by FlippingBook