İslâmiyet’i mahbup ve ulvî göstermektir –zira onları
munsıf zannediyoruz.
lâubalîler iyi bilsinler ki, dinsizlikle kendilerini hiçbir
ecnebiye sevdiremezler. zira mesleksizliklerini göstermiş
olurlar. Mesleksizlik, anarşilik sevilmez. Ve bu ittihada
tahkik ile dâhil olsalar, onları taklit edip çıkmazlar.
İttihad-ı Muhammedînin (
AsM
) ittihad-ı İslâm meslek
ve hakikatini enzar-ı umumiyeye arz ederiz. kimin bir iti-
razı varsa, etsin; cevaba hazırız.
ór
fn
G ¬n
?p
°ùr
?p
°S r
øjp
G p
A¬n
à°r
ùn
H r
¿Én
¡p
L p
¿Gn
Ò/
°T ¬n
?r
ªo
L
(1)
Gn
Q ¬n
?p
°ùr
?p
°S r
øjp
G r
ón
?°n
ùo
µn
H r
¿Én
°S ¬p
¸ ¬n
?«p
M r
Rn
G ¬n
Hho
Q
Said Nursî
®
anarşi:
her türlü düzen ve otorite-
ye karşı koyarak karışıklığı mey-
dana getirme durumu.
arz:
sunma.
dâhil:
girme, içinde olma.
ecnebi:
yabancı.
enzar-ı umumiye:
umumun
nazarları, genelin bakışı.
hakikat:
gerçek, bir şeyin aslı,
esası.
ittihad-ı islâm:
İslâm birliği,
Panislâmizm.
ittihad-ı muhammedî:
Süheyl
Paşa, Mehmed Sadık, Ferik Rı-
za Paşa, Derviş Vahdeti ve ar-
kadaşları tarafından İstan-
bul’da 5 Nisan 1909 tarihinde
kurulan bir cemiyet.
ittihat:
birleşme, birlik oluş-
turma.
mahbup:
sevgili, sevilen.
meslek:
gidiş, tutulan yol, sis-
tem.
munsıf:
insaf eden, insaflı.
tahkik:
inceleme, araştırma.
ulvî:
yüksek, yüce.
1.
Cihanın bütün aslanlarının bağlandığı bu zinciri hilekâr bir tilkinin koparmasına imkân var
mıdır?
m
akalâT
| 68 |
Eski said dönEmi EsErlEri