kuvvet kanunda olmalı. Yoksa istibdat tevzi olunmuş
olur.
(1)
o
Ú/
àn
Ÿr
G t
ip
ƒn
?r
dG n
ƒo
g %G s
¿
p
G
hâkim ve amir-i vicdanî ol-
malı. o da marifet-i tam ve medeniyet-i âmm veyahut
din-i İslâm namıyla olmalı. Yoksa istibdat daima hüküm-
ferma olacaktır.
İttifak hüdadadır, hevada ve heveste değil.
İnsanlar hür oldular, ama yine abdullahtırlar. Her şey
hür oldu; şeriat da hürdür, meşrutiyet de. Mesail-i şeria-
tı rüşvet vermeyeceğiz. Başkasının kusuru insanın kusu-
runa senet ve özür olamaz.
Yeis mâni-i herkemaldir.
(2)
“neme lâzım, başkası dü-
şünsün” istibdadın yadigârıdır.
Bu cümlelerin mabeynini raptedecek olan mukadde-
matı, türkçe bilmediğim için mütaliînin fikirlerine hava-
le ediyorum.
Said Nursî
='
abdullah:
Allah’ın kulu.
amir-i vicdanî:
vicdana emreden.
din-i islâm:
İslâm dini.
hâkim:
hükmeden.
heva:
nefsin hoşuna giden zararlı
ve günah olan istek ve arzular.
heves:
nefsin hoşuna giden, gelip
geçici istek.
hüda:
hidayet, doğru yol, hak.
hükümferma:
hükümran, hüküm
süren.
istibdat:
baskı, baskıcı yönetim,
kendi başına ve hiç bir nizama ve
kanuna bağlı olmadan yönetme,
keyfî idare sistemi.
istibdat:
kendi başına ve hiç bir ni-
zama ve kanuna bağlı olmadan
yönetme, keyfî idare sistemi.
ittifak:
birleşme, birlik oluşturma.
mabeyn:
ara.
mâni-i herkemal:
bütün mükem-
melliklerin mânii, engeli; her türlü
gelişmeye engel.
marifet-i tam:
noksansız bir eği-
tim, tam olarak bilme, mükemmel
maharet, eksiksiz ustalık.
medeniyet-i âmm:
herkese,
umuma ait medeniyet, bütün in-
sanlığa ait olan medeniyet.
mesail-i şeriat:
şeriat mesele-
leri.
meşrutiyet:
bir hükümdarın
başkanlığı altındaki millet
meclisi ile idare edilen devlet
sistemi.
mukaddemat:
öncüller, ilke-
ler.
mütaliîn:
okuyanlar, okuyu-
cular.
rapt:
bağlama.
senet:
kuvvetli delil olabilecek
söz.
şeriat:
Allah tarafından pey-
gamber vasıtasıyla bildirilen,
İlâhî emir ve yasaklara daya-
nan hükümlerin hepsi.
tevzi:
dağıtma, herkese payını
verme.
yadigâr:
armağan.
yeis:
ümitsizlik.
1.
Muhakkak ki Allah sonsuz güç ve kudret sahibidir.
Üstadımız aynı makaleyi Tarihçe-iHayat’ta derç ederken Arabca ibare şöyle yer almıştır:
l
õj/
õn
Y w
…p
ƒn
?n
d %G s
¿
p
G
“Şüphesiz ki Allah pek kuvvetli ve pek izzetlidir. (Hac Suresi: 40.)
2.
Gazetede bu cümleden sonra “Havale etmek, menba-ı herzillettir.” ifadesi de yer almakta-
dır.
m
akalâT
| 52 |
Eski said dönEmi EsErlEri