Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 47

7
9 Ocak 1909
İlmiye
27 Kânunievvel 1324, Kürd Teavün ve Te-
rakki gazetesi, Sayı: 6.
İfade-iMeram
Ş
imdiki
Şarkta medeniyetin müessisi ve bize bir ders-i
ibret vermiş olan japonların, medeniyet-i cismani-
yelerine hayat vermek için taharri-i din ederek, bazı sualler
sormuşlar idi. Ve ben de kendim gibi bir cevap vermiş
idim. Ben bu cevabın kuvvetini tecrübe için –ki, bu mazi ve
müstakbel ortasında açılan büyük selli dere ve uçurum üze-
rinden atlayacak mı, yoksa sair zayıf ve kuvvetsiz ve haki-
katsiz ve ihtiyarlanmış olan âdât ve efkâr gibi mazi tarafın-
da mı kalacak bilmek için– bu cevabı şimdi efkâr-ı umumî-
ye peşkeş ve hediye ediyorum. Ve rağbet-i umumiyeyi
celp ile bizim gibi nevresîdenin sa’yine neşat vermek için
bir hizmet niyetindeyim. Şu bintü’l-fikir ve zade-i tabiat ve
semere-i fuat, şimdiki daire-i vâsia-i hürriyetle mütenasip
geniş ve haşmetli efkâr-ı umumiyenin rağbetine yakışacak
üslûp cihetiyle bir şey değilse de, lâkin dört cihetle antika
olduğundan ve antikalık gulüvv-i kıymetin yerini tutmakla
itibar-ı umumiyenin rağbete istihkakı ümit ediyorum.
Birinci antikalık ciheti:
dağ meyvesidir. zira kürdis-
tan dağlarında şu zamanda sudûr eden sözler kurun-i
Ulâ sözlerini andırıyor. güya biz, kurun-i Ulâ’dan bu
taharri-i din:
din araştırma.
teavün:
yardımlaşma.
terakki:
yükselme, ilerleme.
üslûp:
tarz, biçim, usul.
zâde-i tabiat: bir insanın tabiatın-
dan, karakterinden meydana ge-
len eseri.
âdât:
âdetler, gelenekler.
bintülfikir:
düşünce mahsulü.
celp:
çekme, kendine çekme.
daire-i vâsia-i hürriyet:
hürri-
yetin geniş dairesi.
ders-i ibret:
ibret dersi.
efkâr:
düşünceler, fikirler, gö-
rüşler.
efkâr-ı umumiye:
kamuoyu,
umumun düşüncesi, genel dü-
şünce.
gulüvv-i kıymet:
yüksek de-
ğer.
güya:
sanki.
hakikat:
gerçek, esas.
haşmetli:
ihtişamlı, gösterişli.
ifade-i meram:
dilek ve mak-
sadı ifade etme; kitaplara yazı-
lan ön söz.
ilmiye:
ilim adamları sınıfı.
istihkak:
hak etme.
itibar-ı umumiye:
genelin de-
ğer vermesi, kabul göstermesi.
kânunievvel:
Aralık ayı.
kurun-i Ulâ:
İlk Çağ.
mazi:
geçmiş zaman.
medeniyet-i cismaniye:
mad-
dî olan gelişme, medeniyet.
müessis:
tesis eden, kuran.
müstakbel:
gelecek.
mütenasip:
uygun olan.
neşat:
neşe, sevinç; keyif,
zevk.
nevresîde:
yeni yetişmiş.
peşkeş:
hediye, armağan.
rağbet:
istek, arzu, meyil.
rağbet-i umumiye:
umumun
beğendiği, herkes tarafından
istenme.
sa’y:
çalışma.
semere-i fuat:
gönül meyvesi.
sual:
soru.
sudûr:
sâdır olma, meydana
çıkma, olma.
şark:
doğu; Doğu Bölgeleri.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 47 |
m
akalâT
1...,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46 48,49,50,51,52,53,54,55,56,57,...790
Powered by FlippingBook