Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 476

üçüncü noktadaki esrar-ı sitte ile, mülk ve mümkin ca-
nibinde değil, melekûtiyet ve kudret-i ezeliye cihetinde
nazar edilse, istinkâra incirar eden istib’at zail ve nefis
mutmainne olur. Şöyle: Madem ki kudret-i ezeliye gayr-i
mütenahiyedir, zatiyedir, zaruriyedir; her şeyin lekesiz,
perdesiz cihet-i melekûtiyeti ona müteveccihtir, ona mu-
kabildir. İmkân itibarıyla mütesavi mütevazinü’t-tara-
feyndir, şeriat-ı fıtriye-i kübra olan nizama mutîdir. Ava-
ik ve hususiyat-ı mütenevviadan cihet-i melekûtiyet mü-
cerrettir. küll-i âzam cüz-i asgara nispeten kudrete karşı
ziyade nazlanmaz, mukavemet etmez. Haşirde bütün ze-
vi’l-ervah ihyası, mevtâlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir
sineği baharda ihya ve in’aşından kudrete daha ağır ola-
maz. Mezkûr üç nokta dikkat-i nazara alınsa görünür ki,
(1)
m
In
óp
MGn
h ¢m
ùr
Øn
æn
c s
’p
G r
ºo
µo
ã`r
©n
H n
’n
h r
ºo
µo
?r
?n
NÉn
e
mübalâğasız, mücazefesiz doğrudur, haktır, hakikattir.
a a a
(2)
$G p
¿ho
O r
øp
e Ék
HÉn
Hr
Qn
G Ék
°†r
©n
H Én
æ°o
†r
©n
H r
òp
îs
àn
j n
’n
h
Binler Nüktesinden Bir Nükte
sofiye meşrebinden kat-ı nazar, İslâmiyet vasıtayı red,
delili kabul ve vesileyi nefiy, imamı ispat eder; başka din
vasıtayı kabul eder. Bu sırra binaendir ki, Hristiyanda
servet ve rütbece yüksek olanlar ziyade dindardır. İslâmi-
yet’te, avam ise servet ve rütbece yüksek olanlardan zi-
yade dine merbuttur. zira bir zîrütbe enaniyetli bir
avaik:
engeller, zorluklar.
avam:
sıradan halk tabakası.
binaen:
den dolayı, nedeniyle.
canip:
taraf.
cihet:
yön, taraf.
cihet-i melekûtiyet:
melekûtiyet
tarafı, görünmeyen iç yüzü.
cüz-i asgar:
en küçük parça.
dikkat-i
nazar:
bakıştaki
önemseyiş.
enaniyet:
bencillik, egoistlik.
esrar-ı sitte:
altı sır.
gayr-i mütenahi:
hudutsuz, son-
suz, sınırsız.
haşir:
kıyametten sonra bütün in-
sanların bir yere toplanmaları.
hususiyat-ı mütenevvia:
çeşitli
muhtelif özellikler.
ihya:
diriltme, hayat verme.
imkân:
mümkün olma, olabilirlik.
in’aş:
harekete getirmek, canlılık
kazandırmak.
incirar etmek:
bir neticeye doğru
çekilerek sona ermek.
ispat etmek:
delillendirme, kanıt-
lamak.
istib’at:
uzak görme, ihtimal ver-
meme, akıldan uzak görme.
istinkâr:
bilmezlikten gelme.
itibarıyla:
bakımından.
kat-ı nazar:
bakmamak ilgiyi kes-
mek.
kudret:
İlâhî güç, kuvvet.
kudret-i ezeliye:
başı-sonu olma-
yan sonsuz İlâhî kudret, kuvvet.
küll-i azam:
en büyük bütün, en
büyük küll.
melekûtiyet:
her şeyin doğrudan
Allah’ın ilim, hikmet ve kudretine
bakan, sebeplerin müdahale ede-
mediği aslı, esası, iç yüzü.
merbut:
bağlı.
meşrep:
tarz, şekil, biçim.
mevtâlûd:
ölüm gibi, ölümlü.
mezkûr:
adı geçen.
mukabil:
karşı karşıya.
mukavemet etmek:
karşı koy-
mak, dayanmak, direnmek.
mutî:
itaat eden, boyun eğen.
mutmainne:
gönlü hoş bir şekilde,
kalb ve ruhu doymuş.
mübalâğa:
abartı.
mücazefe:
aldatma, cerbeze ile
karşısındakinin hakkını örtme.
mücerret:
sıyrılmış, soyutlanmış,
yalın.
mülk:
dıştan görülen.
mümkün:
imkân dâhilinde.
mütesavi:
birbirine müsavi olan,
eşit olan, eş olan, birbiri kadar,
müsavi, eş, denk.
mütevazinü’t-tarafeyn:
her iki
tarafı da bir birine denk.
müteveccih:
yönelen.
nazar:
dikkat.
nefis:
kötülüğe sevk eden, hayırlı
işlerden alıkoyan güç.
nefiy:
inkâr etme.
nevm:
uyku.
nispeten:
oranla, kıyasla.
nizam:
düzen, kaide, kanun.
nükte:
ince ve derin anlam.
rab:
besleyen, yetiştiren, ver-
diği nimetlerle mahlûkatı ıslah
ve terbiye eden Allah.
red:
kabul etmemek.
rütbe:
sıra, derece, mertebe,
paye.
sır:
incelik, püf noktası.
sofiye:
tasavvuf felsefesine tâ-
bi olan, tasavvuf erbabı, muta-
savvıf.
şeriat-ı fıtriye-i kübra:
kâi-
nattaki düzen ve intizamı sağ-
layan, bütün varlıkların tâbi ol-
duğu büyük kanun, nizam.
vesile:
bahane, sebep.
zail:
sona eren.
zaruriye:
mecburî, zorunlu.
zatiye:
bir şeyin kendinden
kaynaklanan şey.
zevi’l-ervah:
ruh sahipleri,
canlılar.
zîrütbe:
mevki, makam, rütbe
sahibi.
ziyade:
pek fazla.
s
ünuHaT
| 476 |
Eski said dönEmi EsErlEri
1.
Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir. (Lokman Su-
resi: 28.)
2.
Allah’ı bırakıpta birbirimizi Rab edinmeyelim. (Âl-i İmran Suresi: 64.)
1...,466,467,468,469,470,471,472,473,474,475 477,478,479,480,481,482,483,484,485,486,...790
Powered by FlippingBook