Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 291

dört kıyas-ı fasit
(HaşİYe)
ile hâsıl olan safsatanın zul-
münden muhakeme-i zihniyeyi halâs etmek, meleke-i
feylesofânenin taklid-i tufeylâneye ettiği mugalâtayı izale
etmek.
“ne gibi?”
Vicdanın ziyası, ulûm-i diniyedir. Aklın nuru, fünun-i
medeniyedir. ikisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O
iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. iftirak ettik-
leri vakit birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe te-
vellüt eder.
üçüncü Şart
: zülcenaheyn ve kürdlerin ve türklerin
mutemedi olan ekrad ulemasını veya istinas etmek için
lisan-ı mahalliye aşina olanları müderris olarak intihap
etmektir.
dördüncüsü
: ekrad’ın istidatları ile istişare etmek, on-
ların sabavet ve besatetlerini nazara almaktır. zira, çok
libas var; bir kamete güzel, başkasına çirkin gelir. Çocuk-
ların talimi, ya cebir ile, ya hevesatlarını okşamakla olur.
Beşinci Şart
: taksimü’l-a’mal kaidesini bitamamiha
tatbik etmek. tâ şubeler birbirine medhal ve mahreç ol-
makla beraber, her bir şubeden mütehassıs çıkabilsin.
izale etmek:
gidermek, ortadan
kaldırmak.
kaide:
kural, esas, düstur.
kamet:
boy pos, endam.
kıyas-i fasit:
yanlış olarak karşı-
laştırmak, mukayese etmek.
kıyas:
karşılaştırma, mukayese.
libas:
elbise.
lisan-ı mahalli:
yerel konuşma di-
li.
maddiyat:
maddesel, dünya ile il-
gili.
maharet:
ustalık, beceriklilik.
mahreç:
çıkış yeri.
maneviyat:
mana âlemine ait
olanlar, hisse ve inanca ait şeyler.
mazi:
geçmiş zaman.
medhal:
girilecek yer, kapı; giriş;
başlangıç, katkı.
meleke-i feylesofâne:
felsefeci
mahareti, hüneri.
mugalâta:
yanıltıcı söz etme, saf-
sata.
muhakeme-i zihniye:
akıl yürüt-
me.
mutemet:
itimat edilir, güvenilir.
müderris:
medrese âlimi, hoca,
profesör.
mütehassıs:
bir meslekte mahir
olan, bir işin hakikatini, iç yüzünü
çok iyi bilen, bir meselede derinle-
şen.
nazar:
bakış, dikkat.
nefis:
kendi, şahıs.
nur:
aydınlık, parıltı, ışık.
pervaz etmek:
kanat açmak, uç-
mak.
sabavet:
çocukluk, sabîlik.
safsata:
yalan, uydurma, hezeyan,
hakikatte yanlış ve yalan olan kı-
yas.
selef:
önce geçen; bir yerde, bir iş-
te, bir hal ve mevkide diğerinden
önce bulunmuş olan kimse.
şube:
kısım, bölüm.
taassup:
birine taraftarlık etme;
fanatiklik.
taklid-i tufeylâne:
dalkavukça,
asalakça taklit.
taksimü’l-a’mal:
iş bölümü, işlerin
paylaştırılması.
talim:
eğitim.
tatbik etmek:
yerine getirmek,
uygulamak.
tecelli:
görünme, yansıma.
tevellüt etmek:
doğmak, meyda-
na gelmek.
ulema:
âlimler, bilginler.
ulûm-i diniye:
din ilimleri.
vicdan:
iyiyi kötüden, hayrı şer-
den ayırt etmeye yardımcı olan.
zira:
çünkü.
ziya:
ışık.
zulüm:
haksızlık, eziyet.
zülcenaheyn:
iki taraflı, iki yönlü.
aşina olmak:
yabancı olma-
mak, bilmek.
besatet:
basitlik, sadelik, kar-
maşık olmama hâli.
birader-i Ebu lâşey:
değersiz
kardeşi.
bitamamiha:
tamamen, bütü-
nüyle.
cebir:
zorlama, baskı.
cenah:
kanat, taraf, kısım.
Ekrad:
Kürdler.
fasit:
bozuk.
fünun-i cedide:
yeni fenler.
fünun-i medeniye:
fen ilimle-
ri.
hâl:
şimdiki zaman, durum.
halâs etmek:
kurtulmak, kur-
tuluş.
halef:
birinin yerine geçen, bi-
rinin yerini tutan.
hâsıl:
meydana gelen, çıkan,
husule gelen.
haşiye:
dipnot.
hevesat:
nefsin hoşuna giden
yasak istek ve arzular.
hile:
aldatıcı davranış, yöntem.
himmet:
çalışma, çabalama,
gayret gösterme, emek sarfet-
me.
hüccet tutma:
delil, kanıt ka-
bul etme.
iftira etme:
ayrılmak, ayrılık.
imtizaç:
kaynaşma.
intihap etme:
seçme, tercih
etme.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
istinas etmek:
alışmak, ünsi-
yetli olmak.
istişare etmek:
danışmak, fi-
kir ve görüşlere başvurmak, fi-
kir sormak.
itimat etme:
güvenme, inan-
ma.
itiraz etmek:
kabul etmediği-
ni belirtmek, karşı çıkmak.
HaşİYe:
İşte o kıyaslar; maneviyatı maddiyata kıyas edip Avrupa sözünü
onda dahi hüccet tutmak, hem de bazı fünun-i cedideyi bilmeyen ule-
manın sözünü ulûm-i diniyede dahi kabul etmemek, hem de fünun-i ce-
didede mahareti için gurura gelip dinde de nefsine itimat etmek, hem
de selefi halefe, maziyi hâle kıyas edip haksız itirazda bulunmak gibi fa-
sit kıyaslardır.
Birader-i ebu Lâşey Abdülmecid
Eski said dönEmi EsErlEri
| 291 |
m
ünazaraT
1...,281,282,283,284,285,286,287,288,289,290 292,293,294,295,296,297,298,299,300,301,...790
Powered by FlippingBook