Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 292

Altıncı Şart
: Bir mahreç bulmak ve müdavimlerin te-
feyyüzünü temin etmek; hem de, mekâtib-i âliye-i resmi-
yeye müsavi tutmak ve imtihanları onların imtihanları gi-
bi müntic kılmak, akim bırakmamaktır.
yedinci Şart
: dârülmuallimîni muvakkaten şu dârülfü-
nun dairesinde merkez kılmak, mezcetmektir. tâ ki, in-
tizam ve tefeyyüz ondan buna geçsin; ve fazilet ve diya-
net, bundan ona geçsin. tebadül ile, her biri ötekine bir
kanat verip, zülcenaheyn olsun.
Sekizinci Şart
: kürdistan’da âdet-i müstemirre olan ta-
lim-i infiradîyi halka ve daireye tebdil etmek.
(1)
n
Ün
Q n
On
h o
ôr
gs
ódn
G Én
¡r
«n
?n
Y ¢n
Sn
Qn
O l
I n
OÉn
Y /
?p
ò'
g s
¿p
G
Sual:
“Varidatı nedir?”
Cevap:
Hamiyet ve gayret.
Sual:
“sonra?”
Cevap:
Şu medrese, çekirdek gibi bilkuvve bir şece-
re-i tûbayı tazammun eyliyor. eğer hamiyet ve gayretle
yeşillense, tabiatıyla, maddî hayatını cezp ile sizin kuru
kesenizden istiğna edecektir.
Sual:
“ne cihetle?”
Cevap:
Çok cihetle.
Birincisi
: evkaf, hakkı ile intizama girse, şu havuza
tevhid-i medaris tarikıyla bir mühim çeşmeyi akıtacaktır.
âdet-i müstemirre:
yerleşmiş alış-
kanlıklar ve gelenekler.
âdet:
alışkanlık.
akim:
neticesiz, sonu yok, başarı-
sız.
asır:
yüzyıl, asır.
bilkuvve:
daha fiiliyata geçmemiş,
kabiliyet ve potansiyel hâlinde; fiil
mertebesine varmadan, niyet ola-
rak.
cezp:
çekme, çekim.
cihet:
yön.
daire:
alan.
dârülfünun:
üniversite.
dârülmuallimîn:
öğretmen okulu.
diyanet:
dindarlık.
evkaf:
vakıflar.
fazilet:
değer, meziyet, iman ve ir-
fan itibarıyla olan yüksek derece.
gayret:
çalışma, çabalama.
halka:
toplum.
hamiyet:
millî hislerle hareket
etmek.
imtihan:
deneme, sınama.
intizam:
düzgünlük, tertipli ol-
ma.
istiğna etmek:
var olanla ye-
tinmek, aza kanaat etmek, el-
dekini yeter bulmak.
kürdistan:
Osmanlı devleti za-
manında bir coğrafî bölge adı.
maddî:
maddeye ait.
mahreç:
çıkış yeri.
medrese:
ders okutulan yer.
mekâtib-i âliye-i resmiye:
resmî yüksek okullar.
mezcetmek:
kaynaştırmak.
muvakkaten:
geçici olarak.
müdavim:
devam eden.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
müntic kılmak:
netice veren,
intaç eden; sebebiyet veren.
müsavi:
eşit, denk, birinin öte-
kinden farksız olanı.
sual:
soru.
şecere-i tuba:
cennetteki Tu-
ba ağacı.
talim-i infiradî:
yalnız olarak
alınan eğitim, öğretim.
tarikıyla:
yoluyla.
tazammun etmek:
içine al-
mak, içermek.
tebadül:
birbirinin yerini tut-
ma, karşılıklı değişme.
tebdil etmek:
değiştirmek,
değişiklik, başka bir hâle getir-
mek.
tefeyyüz:
ilim, irfan ve manevî
zenginlik kazanma.
temin etmek:
sağlamak.
tevhid-i medaris:
medreseleri
birleştirme, medreseler birliği.
varidat:
gelirler.
zülcenaheyn:
iki taraflı, iki
yönlü.
m
ünazaraT
| 292 |
Eski said dönEmi EsErlEri
1...,282,283,284,285,286,287,288,289,290,291 293,294,295,296,297,298,299,300,301,302,...790
Powered by FlippingBook