EmiN:
Bakınız ÇAYCI EMIN.
ENVEr PaŞa (1881-1922):
İttihat ve Terakki’nin en aktif üç paşasından biri olan ve Almanların
yanında savaşa girilmesinin tek sorumlusu olarak gösterilen Enver Paşanın asıl adı İsmail Enver’dir.
1881 yılında İstanbul’da doğdu. İttihat ve Terakki Cemiyetinin en aktif üyelerinden biri olan Enver Paşa,
birçok görevlerde bulunduktan sonra 5 Mart 1909 tarihinde Berlin askeri ataşeliğine atandı. Yaklaşık
iki yıl bu görevi sürdürdü. İtalya’nın Trablusgarb’a saldırması ve savaşın başlamasından sonra,
İtalyanlara karşı gerilla savaş taktiği uygulamak üzere 22 Ekim 1911’de Bingazi’ye hareket etti. 24 Ocak
1912’de Bingazi Mıntıkası Kumandanlığına atandı. Buna ek olarak buranın mutasarrıflığına da getirildi.
İtalyanlara karşı başarılı mücadeleler verdiyse de Balkan Harbinin çıkması üzerine İstanbul’a geri döndü
ve akabinde, Onuncu Erkan-ı Harbiye Reisliğine atandı.(1 Ocak 1913) Daha sonra da miralay (15 Aralık
1913) ve mirliva oldu. (3 Ocak 1914) Aynı yıl Harbiye Nazırlığına getirildi. Birinci Dünya Savaşının
başlamasıyla beraber, askeri harekatın yönetimini de üstlendi. Ordunun başında Ruslara karşı giriştiği
Sarıkamış Harekatıyla 90.000 mevcutlu ordunun büyük bir bölümünün, ağır kış şartlarında Allahuekber
Dağlarında donarak ölmeleri üzerine geri çekilmek zorunda kalındığı gibi Enver Paşa da cepheden
İstanbul’a döndü. Savaşın kaybedilmesi ve Talat Paşa Kabinesinin istifası ile Enver Paşanın da bakanlığı
sona erdi (14 Ekim 1918). Kısa bir süre sonra İttihat ve Terakkinin ileri gelenleriyle beraber Almanya’ya
kaçtı. 1 Ocak 1919 tarihli irade ile ordudan atıldı. Berlin’e vardıktan sonra, İttihat ve Terakkinin yeniden
toparlanma faaliyetlerinde rol oynadı. Almanya’da bulunduğu sıralarda birkaç kez değişik isimlerle
Rusya’ya gidip geldi. Bu yolculuklarından birinde Litvanya’da tutuklandı ve iki ay hapis yattı. (15 Ekim
1919) 1-8 Eylül 1920 tarihlerinde Bakü’de gerçekleştirilen Doğu Halkları Kongresine Libya, Tunus, Cezayir
ve Fas’ı temsilen katıldı. Şubat 1922’de Ruslara karşı savaşan Basmacılar’ı teşkilatlandırmak maksadıyla
Duşanbe’ye gitti. Son olarak Belcuvan bölgesindeki Abıdarya köyünde karargah kurdu (4 Ağustos 1922).
Burada Kurban Bayramını kutladıkları sırada Rusların saldırısı sonucu meydana gelen çarpışmada ön
saflarda savaşırken şehit düştü.
EŞrEF EdiP (FErGaN):
II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminin tanınmış dergilerinden Sebilürreşad’ı
yayınlayan gazeteci-yazar. Türkistan muhacirelerinden bir ailenin çocuğu olarak Serez’de dünyaya
geldi. Sibyan mektebini ve rüştiyeyi Serez’de okudu. Bu arada hafızlığını tamamladı. Daha sonra
İstanbul’a gelerek hukuk mektebine kaydoldu. Aynı zamanda Çemberlitaş’taki Atik Ali Paşa Camiinde
medrese derslerine devam etti. Dönemin meşhur vaizlerinin vaazlarıyla hukuk mektebindeki
hocalarının ders takrirlerinden derlediği risaleleri bastırmak suretiyle yayın hayatına girdi. Hukuk
mektebine devam ederken Mehmet Akif, Musa Kâzım gibi isimlerin desteğiyle “Sırat-ı Mustakim” adlı
dergiyi çıkardı. 1912’den sonra derginin adı “Sebilürreşad” olarak değişti. Bu arada hukuk mektebini
bitirdi. Eşref Edip, İstanbul’un işgali üzerine Anadolu’ya geçerek milli mücadeleyi destekledi. Milli
mücadelenin kazanılmasından sonra tekrar İstanbul’a dönerek yayın faaliyetine burada devam etti.
Sebilürreşad’ın yayınını 1966’ya kadar 362 sayı devam ettiren Eşref Edip, bundan sonra Tevhid-i Efkâr,
Yeni Asya, Yeni İstiklâl, Bugün, Sabah, İttihad gibi dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. 1971’de vefat eden
Eşref Edip, Edirnekapı Şehitliğine defnedildi.
EVLiYadaN hasaN FEYZi:
Bediüzzaman Hazretlerinin dünyaya gelişini “Bugün Kürdistan’da bir
evliya dünyaya geldi” diyerek talebelerine haber veren mübarek bir zattır. Denizli’de yaşamıştır.
EYYUB (
AS
):
Kur’ân-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerdendir. Hz. Eyyûb, rivayetlere göre baba
tarafından Hz. İshak’ın, anne tarafından Hz. Lut’un soyundandır. Cenab-ı Hak, onu musibet ve belâlara
karşı, sabır ve teslimiyette insanlara örnek göstermek için, büyük bir imtihana tâbi tutmuştur. O ise
çektiği sıkıntı ve hastalığa halis bir kulluk ve Allah’ın hediyesi nazarıyla bakmış, sabır içinde şükretmiş
ve bir sabır timsali olarak insanlık tarihine geçmiştir. Hz. Eyüp’e kavminden üç veya yedi kişinin iman
ettiği ve kendisinin 93 veya 140 yaşlarında vefat ettiği rivayet edilmiştir.
Ş
ahıs
B
ilgileri
| 896 | Emirdağ Lâhikası