Emirdağ Lâhikası - page 893

kumandanı olarak tayin edildi. Bayar, 7 Ocak 1946 yılında Menderes, Köprülü ve Koraltan ile birlikte
Demokrat Partiyi kurdu. DP’nin genel başkanlığına getirildi. 1950 seçimlerinde 487 milletvekilliğinin
408’inin kazanılmasından (14 Mayıs) sonra 384 oyla 22 Mayıs 1950’de Cumhurbaşkanlığına seçildi. 27
Mayıs 1960 askerî darbesi ile tutuklanarak arkadaşları ile birlikte Yassıada Mahkemesinde yargılandı
ve on beş parti arkadaşı ile birlikte ölüm cezasına çarptırıldı. Bunlardan üçünün (Menderes, Zorlu,
Polatkan) cezası Milli Birlik Komitesi tarafından onaylandı. Kendisinin cezası yaşlılığı sebep gösterilerek
müebbet hapse çevrildi. 7 Kasım 1964 tarihine kadar Kayseri Cezaevinde kaldıktan sonra, sağlık
sebebiyle serbest bırakıldı. 22 Mayıs 1986 tarihinde, 103 yaşında İstanbul’da öldü. Cenazesi devlet
töreni ile kaldırıldıktan sonra kendi köyü olan Umurbey’de toprağa verildi.
CENGiZ (1155-1227):
Moğol İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarıdır. Asıl adı Timuçin’dir.
Tarihin kaydettiği en zalim hükümdar ve kan dökücülerden biridir. Ünlü tarihçi İbnü’l-Esir, onun
yaptıkları için, “Keşke annem beni doğurmasaydı da tüyler ürpertici zulüm ve katliamları görmeseydim”
ifadelerine yer verir. Risale-i Nur’da kendisinden, ayet ve hadislerin işaretiyle “deccal” olarak söz edilip,
Müslümanlar arasında hükmedecek üç deccalden biri olarak tarif edilmektedir. Kan üzerine kurduğu
büyük imparatorluğu, ölümünden hemen sonra parçalandı.
Timuçin, 1155 yılında Sibirya bölgesindeki Onon Nehri kıyısında bulunan Deliün Boldok’da doğdu.
Babası Yesügay Bahadır, annesi Houlen Ece’dir. Henüz on iki yaşında iken babasını kaybetti. Bundan
sonra uzun süren sıkıntılı olayları arka arkaya yaşadı. Önce babasına tabi olan kabileler tarafından terk
edildiler. Diğer taraftan baskılara maruz kaldılar. Nişanlısı esir alınarak Ong Han’a hediye edildi. Aile
balıkçılık ve avcılık yaparak geçimini sağladı.
On üçüncü asrın başından itibaren toparlanan ve etrafına önemli kuvvetler toplayan Timuçin,
düşmanları ile yaptığı savaşları kazanmaya ve giderek güçlenmeye başladı. Karakurum’da ilk Moğol
devletini kurdu (1205). Cahil ve vahşi Moğol ve Tatarlardan, işi gücü yağmacılık olan büyük bir ordu
meydana getirdi. Moğolistan’ın etrafındaki ülkelere saldırmaya başladı. 1206 yılında; cihan hükümdarı,
güçlü, mükemmel savaşçı anlamına gelen “Cengiz” unvanını aldı ve kağan ilan edildi. Tüm bozkır
kavimlerini egemenliği altında topladı. Topraklarını genişleterek Müslümanların yaşadığı alanlara
saldırmaya başladı.
Cengiz, 1219 yılında Harzemşahlar devletine saldırdı. Buhara’yı 1220 yılında kuşattı ve üç gün sonra
ele geçirdi. Bununla beraber, Semerkand, Otrar ve Merv gibi önemli şehirler kuşatılarak ele geçirdi.
Buhara, Semerkand, Herat ve diğer merkezler birer kültür, sanat ve medeniyet abidesi idiler. Buraları
yağmaladıktan sonra yakıp, yıktı. Teslim olmak istemeyen şehirlerde büyük katliamlar yaptı. Sadece
Merv şehrinde; İbnü’l-Esir’e göre yedi yüz bin, Cüveyni’ye göre ise, bir milyon üç yüz binden fazla insanı
katletti. Hatta intikam hırsıyla Nişabur’da kedi ve köpekler bile katletti. Uzun süre Moğol ordusu
tarafından kuşatıldığı halde alınamayan Gürgenç etrafındaki hendekler doldurularak şehir ateşe verildi.
Burasını ele geçirdikten sonra, zenaatkarlar hariç, halkın tamamı katledildi. Uzun süren kuşatma ve
işgalden sonra Harzemşahların toprakları viraneye döndü.
Cengiz, çok geniş bir alanı işgal ve yağmaladıktan sonra 1225 yılında Moğolistan’daki karargâhına
döndü. Hastalanınca oğullarını toplayarak vasiyette bulundu. Bu vasiyete göre; kendisinden sonra
Ögedey kağan olacak, Çağatay yasa işlerinden sorumlu olacak, Tuluy’da ordu kumandanlığını yapacaktı.
1227 yılında öldü ve Moğolistan’ın kuzeydoğusundaki Burhan Haldun denilen yere gömüldü.
CErCis aLEYhissELâm:
Cercis Aleyhisselâmın Şam civarlarında ve Filistin’de yaşadığı ve Hz. İsa’dan
sonra geldiği için, onun dininin hükümlerini devam ettirdiği rivayet edilmiştir. Vazifesini ifa ederken
birçok kişi ona tâbi olmuştur. Hıristiyanlar tarafından St. Georges ismiyle anılan Hz. Cercis’in Filistin’in
Remle kasabasında doğduğu ifade edilmektedir. Gerek Taberi tarihinde, gerekse kilise kaynaklarında,
İsa Aleyhisselâmdan sonra geldiği kaydedilmektedir. Bediüzzaman Hazretleri, müspet hareketi
anlatırken ve müspet hareket etmekle mükellefiz dedikten sonra, Hz. Cercis’i (
AS
) örnek göstermesi
Emirdağ Lâhikası | 893 |
Ş
ahıs
B
ilgileri
1...,883,884,885,886,887,888,889,890,891,892 894,895,896,897,898,899,900,901,902,903,...1032
Powered by FlippingBook