-F-
FaTih sULTaN mEhmEd:
Yedinci Osmanlı padişahıdır. II. Murat’ın oğludur. Devrin meşhur âlimleri
Molla Güranî ve Molla Hüsrev’den dersler aldı. Bursa’da sıkı bir eğitim gördü. İslâm ilimlerinin yanı sıra
Rumca ve Latince’yi de öğrendi. Babası II. Murat’ın vefatı üzerine 1451’de 19 yaşında iken tahta çıktı.
29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’u fethederek Fatih ünvanını aldı. Fatih Sultan Mehmet, güçlü bir asker
ve devlet adamı olmasının yanında, felsefe, güzel sanatlar, tarih, edebiyat, matematik ve astronomiye
önem vermesiyle de tanınır. Avni mahlasıyla yazdığı şiirlerini bir divanda toplamıştır. Çok sayıda cami,
medrese, saray, hastahane ve imaret yaptırmış, İstanbul’u bir Osmanlı şehri haline getirmiştir. Fatih
Sultan Mehmet döneminde Osmanlı Devleti güçlü bir imparatorluk haline gelmiştir. Fatih, 1481
baharında doğuya yapacağı bir sefer hazırlığı içerisindeyken rahatsızlanarak vefat etmiş ve Fatih
Külliyesindeki türbesine defnedildi.
FEYZi:
Bakınız MEHMET FEYZİ.
FUad (BEdiÜZZamaN’ıN YEğENi):
Üstat Bediüzzaman’ın kardeşi Abdülmecit’in oğludur. Yüksek
tahsilini sürdürürken vefat eden Fuad’ın 1944 yılında vefat haberini alan babası, “Fuadiye” adını verdiği
eserinde acısını şöyle kaleme dökmüştür: “Ey mezarcı! Göm beni de şu Fuad’ın kabrine/Fıkratın
dayanmaz vallahi asla kahrine./Katılsın zerratımız, âlem-i berzahta keza,/Sarılsın birbiriyle ruhlar,
ilâyevmi’l-ceza/Ey mezarcı! Cebeci’de bana da kaz bir mezar,/Olalım ünlü Fuad’ın komşusu ley ü nehar.”
Risale-i Nur’un yayılması için çok büyük hizmet ettiği, hem de vefat ettiği hususları Üstat
Bediüzzaman’ın şu ifadelerinde yer almaktadır: “Bu hazin kışta ve elîm bir vaziyetimde gayet elîm iki
vefat haberi aldım. Biri, hem âli mekteplerde birinciliği kazanan, hem Risale-i Nur’un hakikatlerini
neşreden biraderzâdem merhum Fuad, ikincisi; hacca gidip sekerat içinde tavaf ederken, vefat eden
Alime Hanım namındaki meşhur hemşirem. Bu iki akrabamın ölümleri, İhtiyar Risalesinde yazılan
merhum Abdurrahman’ın vefatı gibi beni ağlatırken, imanın nuruyla o masum Fuad, o saliha Hanım
(Bediüzzaman’ın kızkardeşidir) insanlar yerinde meleklere, hûrilere arkadaş olduklarını ve bu dünyanın
tehlike ve günahlarından kurtulduklarını manen, kalben gördüm. O şiddetli hüzün yerinde büyük sevinç
hissedip hem onları, hem Fuad’ın pederini kardeşim Abdülmecit’i hem kendimi tebrik ederek
Erhamürrahimîne teşekkür ettim. Bu iki merhumeye rahmet duası niyetiyle burası yazıldı, kaydedildi”.
FUaT sirmEN:
1899 senesinde İstanbul’da doğdu. 1924 senesinde İstanbul Hukuk fakültesini bitirdi.
1926 senesinde Adalet Bakanlığı tarafında Roma’ya gönderildi. Roma Hukuk Fakültesini bitirdikten,
doktorasını tamamladıktan sonra bir müddet İtalyan mahkemelerinde staj yaptı. Türkiye’ye dönünce
çeşitli adalet hizmetlerinde bulundu
1935 senesinde Erzurum milletvekili seçildi ve 1950’ye kadar üç dönem Rize milletvekilliği yaptı.
İkinci Şükrü Saraçoğlu kabinesinde Adalet Bakanlığı (1943-1946), Şemsettin Günaltay kabinesinde tekrar
Adalet Bakanlığı (1949-1950) görevlerinde bulundu. 1950-1960 arasında serbest avukatlık yaptı. 1961
senesinde Rize milletvekili seçildi. 1 Kasım’da Millet Meclisi Başkanlığına getirildi. 22 Ekim 1965’e kadar
bu görevi yaptı. 1965’te İstanbul’dan milletvekili seçildi. 1969’da siyaseti bıraktı. 1981 senesinde öldü.
-G-
GaLiP BEY:
Asıl adı Ahmet Galip Keskin’dir. 1900 yılında Yalvaç’ta doğdu, 1940’ta Konya’da vefat
etti. Mesleği öğretmenlik olan Galip Bey aynı zamanda hattat ve şairdi. Güzel hattıyla risaleleri yazarak
hizmet eden Galip Bey, Risale-i Nur ve Bediüzzaman Hazretleri hakkında yazdığı manzumelerle
bilinmektedir. Eskişehir Hapsinde Bediüzzaman Hazretleriyle beraber bulunan talebelerindendir.
GaVs-ı aZam:
Bakınız ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNÎ.
GaZaLÎ:
Bakınız İMAM-I GAZALÎ.
Emirdağ Lâhikası | 897 |
Ş
ahıs
B
ilgileri