şekilde şehit edildi. Hz. Hüseyin “Şehit” lakabıyla meşhurdur. Hz. Hüseyin’in soyundan gelenler “Seyyid”
ünvanıyla tanınmışlardır.
hÜsEYiN aVNi ULaŞ:
Cumhuriyet döneminin ilk demokratlarından sayılan, ateşli kişiliği, düşünceleri
ve hitabetiyle tanınan Hüseyin Avni 1887 yılında Erzurum’da doğdu. 1901yılında Erzurum Mülkiye
İdadisine kaydoldu. Ziraat Mektebinde altı yıl okudu. Kiğı Rüştiyesinden sonra İstanbul-Vefa Sultanisinde
okudu. 1912 yılında Hukuk Fakültesini bitirdi. İstanbul’da avukat yaparken 1914 yılında askere alındı
ve yedeksubay, teğmen ve üsteğmen olarak, Ruslarla savaştı. 1918 yılında Bitlis ve Kars’ın kurtuluşuna
katıldı. Terhis olduktan sonra Kars’ta Milli İslâm Şûrâsı kurucularına fahrî hukuk müşavirliği yaptı. Doğu
Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurucuları arasında yer aldı. İzmirin işgalini protesto eden
öncülerdendi. Erzurum Kongresinde Beyazıt temsilcisi seçildi. Erzurum’dan son Osmanlı Meclisine seçilip
Millî Misak’ı imzaladı. Sonra Ankara’ya geldi. I. Meclis’te iki defa Meclis Başkan Vekili seçildi.
Birinci Meclis’te birtakım siyasi fikir ayrılıkları ortaya çıktı. Birinci Grup olarak anılan Müdafaa-i Hukuk
Grubu, meclisin çoğunluğunu devre dışı bırakmıştı. Devre dışı bırakılanlar “İkinci Grup” olarak anıldı.
Hüseyin Avni de öncüsü ve hatibi olarak bu grupta yer aldı.
İkinci Grup tasfiye edildikten sonra Hüseyin Avni Ulaş İstanbul’da avukatlığa başladı ve
“Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” İstanbul İdare Heyetinde çalıştı. Bu parti de bir süre sonra kapatıldı.
Muhalif kişiliği nedeniyle sürekli izlenen Hüseyin Avni’nin ismi “İzmir suikastı” zanlıları arasında yer
aldı. İstiklâl Mahkemesinde yargılandı, beraat etti. Uzun süre maddî sıkıntı çeken Ulaş, Başbakan Refik
Saydam’ın yardımıyla 1939 yılında İstanbul 5. Noteri olarak tayin edildi ve Kandilli’de 23 Şubat 1948
yılında vefat etti.
hÜsNÜ BaYram:
Zonguldak’ın Safranbolu ilçesinde doğdu. Henüz 13 yaşındayken 1950’li yıllarda
Bediüzzaman’ı Emirdağ’da ziyaret etti. Bu ziyaretten sonra babası onu Üstadın hizmetine verdi. Üstadın
vefatına kadar hizmetinde bulunan Hüsnü Bayram hayatını Nur hizmetine vakfetti.
hÜsrEV aLTıNBaŞak:
1899’de Isparta’da doğdu. 1977’de İstanbul’da vefat eti. Bediüzzaman’la
birlikte, Eskişehir, Denizli ve Afyon hapislerinde beraber bulundu. Isparta kahramanlarından, Risale-i
Nur’un hizmetkârlarından idi. En müşkül ve karanlık günlerde Nur Risalelerine hizmet etmişti. Yüzlerce
Risaleyi bir matbaa gibi çoğaltmıştı. Güzel bir hatta sahipti. Tevafuklu Kur’ân-ı Kerîm’i ilk defa
yazanlardandır.
-i-
iBNÜ’L kaYYim-i CEVZÎ (1292-1350):
Bediüzzaman Said Nursî tarafından, şiddetli
münekkit-muhakkik olarak tarif edilen, İslâm ilimlerinin bir çok dalında eser veren ve Hanbeli
mezhebinin meşhur âlimlerinden olan İbn Kayyim, 1292 yılında Dımaşk’ta (Şam) doğdu. İbn Kayyim
lakabıyla meşhur oldu. Dımaşk’taki Cevziyye medresesinin kayyimi (medrese ve cami hizmetini gören
kimseler için kullanılan isim) olan babası Ebu Bekir’in bu özelliğinden dolayı, kendisi “İbn Kayyim” olarak
tanındı. Künyesi, Ebu Abdullah Şemseddin Muhammed bin Ebu Bekir bin Eyyüb ez-Zürai ed-Dımaşki
el-Hanbeli şeklindedir.
İlk derslerini babasından aldı. Arap dili ve edebiyatı alanında Mecdüddin Ebu Bekir bin Muhammed
et-Tunusî ve Muhammed bin Ebü’l-Feth el-Balebekki’den kelâm ve usul alanında, Şafii usul âlimi
Safiyüddin el-Hindî’den fıkıh alanında, Mecdüddin İsmail bin Muhammed el-Harranî ve Takıyüddin İbn
Teymiyye’den çeşitli İslâmî ilimler alanında ders aldı.
İbn Kayyim, 1336 yılından itibaren imamlık ve hatiplik yaptı. İbn Teymiyye’nin vefatından sonra
Sadriyye Medresesinde ders vermeye başladı. Bu hocalık vazifesini vefatına kadar sürdürdü ve çok
sayıda talebe yetiştirdi. Yetiştirdiği talebeleri kendisinden sonra söz konusu medresede ders verdiler.
Memluk idaresinin, hocası İbn Teymiyye’ye uyguladıkları baskıdan İbn Kayyim de nasibini aldı.
Hazreti İbrahim’in kabrinin ziyareti için yapılan yolculuğa karşı çıkması, hapse atılmasına sebep oldu.
Ş
ahıs
B
ilgileri
| 904 | Emirdağ Lâhikası
