Emirdağ Lâhikası - page 912

Peygamberimiz ömrünün son yılında Arafat’ta 120.000 Sahabeye Veda Hutbesini verdi. Bu hutbe ilk
insan hakları bildirisi olarak kabul edilir. Hz. Muhammed (
ASM
) Hicretin 11. senesi Rebîülevvel ayının on
ikisi, Pazartesi günü (Milâdî 8 Haziran 632) ruhunu Rahmana teslim etti.
mûsa (
AS
):
İsrailoğullarına gönderilen ve kendisine büyük kitapların ilki olan Tevrat indirilen büyük
peygamberlerdendir. Tevrat Hz. Mûsa’ya levhalar halinde indirilmiştir. Hz. Mûsa Mısır’da dünyaya
gelmiştir. Soyu Hz. İbrahim’e dayanır. Kendisine yardım eden kardeşi Hz. Harun peygamber olarak
görevlendirilerek Firavuna gönderilmiş ve Firavunu tevhide davet etmiş, fakat kabul edilmeyince
kendine iman eden İsrailoğulları ile birlikte Mısır’dan mukaddes topraklara gelmiş ve orada kendisine
Tevrat levhaları indirilmiştir. Hz. Mûsa’nın zamanında kendinde zahir olan mu’cizelerinin en meşhurları
âsâsı ve yed-i beyzasıdır (beyaz el). Âsâsı ile vurduğu taşın on iki gözünden su çıkarmasıyla meşhurdur.
Hz. Şuayb’ın kızıyla evlenen Hz. Mûsa mukaddes topraklara varamadan vefat etmiştir.
mUsTaFa aCET:
1924 yılında Emridağ’da doğdu. Uzun yıllar imamlık ve Diyanet İşleri Başkanlığında
hattat olarak vazife yaptı. Bediüzzaman Hazretleri ile henüz 23 yaşındayken tanıştı ve ona talebe oldu.
1948 ve 1961’de Risale-i Nur’u okuduğu için mahkemelere verildi ve tutuklu kaldı. 1990 yılı başında
Medine-i Münevvere’de Hakkın rahmetine kavuştu, kabri Cennetü’l Bakî’dedir.
mUsTaFa ÇaVUŞ (1882-1939):
Ömrünün 18 yılını askerlik görevini yapmakla geçirdi. Barlalı olup
Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinde ismi geçmektedir. Said Nursî Hazretlerinin Barla’da mecburî ikamete
tâbi tutulduğu yıllarda aile fertleri ile birlikte iman hizmetinde ciddî çalışmalar yapmıştır. Özellikle 21.
Mektupta kendisinin anne-babasına çok iyi örnek davranışlarından dolayı ismiyle bahsedilmektedir.
mUsTaFa EkmEkÇi:
1940 yılında Çankırı’nın Ilgaz kazasında dünyaya geldi. 1954 senesinde
hafızlığını tamamlayabilmek için İstanbul’a geldi ve Rüstem Paşa Camii imamından ders almaya başladı.
Geçimini temin edebilmek için iş ararken Abdurrahman Tan ile tanıştı ve onun dükkânında çalışmaya
başladı. Abdurrahman Tan ona Bediüzzaman Hazretlerini ve Risale-i Nur’u anlattı. Okuduğu ilk risale
teksir ile yazılmış Küçük Sözler oldu. Bir süre sonra Abdurrahman Tan, Süleymaniye Kirazlı Mescit
Sokağında bir bina satın aldı ve bir katını hizmete tahsis ettiğinde, Mustafa Ekmekçi buradaki derslere
fırsat buldukça devam ediyor, Risale-i Nur’ları okuyordu. Bediüzzaman Hazretlerini ilk ziyareti 1959
yılında Abdurrahman Tan ile birlikte gerçekleşti.
mUsTaFa ErTÜrk:
1905 yılında Isparta’nın Kuleönü kasabasında doğdu. Önceleri Sallabacak olan
lakabını Bediüzzaman Hazretleri Sarıbıçak olarak değiştirdi. Bu yüzden Risale-i Nur’un bazı yerlerinde
ismi “Sarıbıçak Mustafa” olarak geçmektedir. Büyük Ruhlu Küçük Ali’nin ağabeyidir. Risale-i Nur’da
bahsedilen mübarekler heyetinin ilk temsilcisidir. Güzel hattıyla Nur risalelerinin yazarak çoğaltan
Sarıbıçak Mustafa Denizli hapsinde yatan Nur Talebelerindendir. İsmi, Onuncu Lem’a, On Üçüncü Şua
ve Lâhikalarda geçmektedir. 1955’te Hakkın rahmetine kavuştu.
mUsTaFa GÜL (1899-1985):
Eğirdir ilçesinin Sav köyünde dünyaya geldi. Risale-i Nur’un elle yazıldığı
dönemde uzun süre çok faydalı hizmetlerde bulunmuştur. Üstat Bediüzzaman’ın takdirlerine ve
dualarına mazhar olmuştur. Üstat başka talebelerine yazdığı bir mektupta kendisinden şöyle
bahsetmektedir: “Ben size bugün mektup yazacakt?m. Ziyade rahats?zl?ğ?m sebebiyle telâşta iken,
ayn? dakikada Mustafa Gül ve İbrahim Gül geldiler. Hem bana ilâç, hem teselli, hem büyük sevince
vesile olduklar?ndan, o iki mübarek kardeşimi benim vekillerim ve bir mektup olarak size
gönderiyorum. Onlar birer Said olarak benim bedelime sizi ziyaret ve tebrik edip, sair şeylerimi de size
beyan etsinler.”
mUsTaFa sUNGUr:
1929 yılında Eflâni’de doğdu. İlkokuldan sonra dine karşı takındığı tavırla bilinen
Kastamonu Gölköy Enstitüsüne kaydoldu. Çalışkan bir talebe olan Mustafa Sungur küçükken aldığı dinî
eğitimin etkisiyle buradaki menfi ortamdan fazla etkilenmedi. 1945 senesinde, 16 yaşında iken evlendi.
Mustafa Sungur Risale-i Nur’ları 1946 senesinde Keçeci Mehmet Efendi ve Ahmet Fuat Efendi vasıtasıyla
tanıdı. Bediüzzaman Hazretleriyle tanıştıktan sonra ona mektuplar yazmaya başladı. Mustafa Sungur
Ş
ahıs
B
ilgileri
| 912 | Emirdağ Lâhikası
1...,902,903,904,905,906,907,908,909,910,911 913,914,915,916,917,918,919,920,921,922,...1032
Powered by FlippingBook