takdir eden Tahir Paşanın Bediüzzaman Hazretleriyle ilgili olarak, Sultan Abdülhamit Han’a yazdığı bir
mektubu bulunmaktadır. Bu mektup İstanbul Başvekalet Arşivinde Sultan II. Abdülhamit’e ait Yıldız
evrakındadır. Ayrıca Bediüzzaman Hazretlerinin Tahir Paşa ilgili hatıraları Bediüzzaman Hazretlerinin
yeğeni Abdurrahmanın yazdığı “Bediüzzaman’in Tarihçe-i Hayatı” isimli kitapta yer almaktadır.
TahirÎ mUTLU:
(1900-1977): Said Nursî Hazretlerinin sadık, has ve yakın talebelerindendir. 1943
yılınlda Denizli, 1948’de Afyon cezaevinde Bediüzzaman’la birlikte hapsedildi. Risale-i Nur’un
yazılmasında, matbaalarda basılıp neşredilmesinde çok yoğun ve ciddî çalışmaları oldu. Üstadına ve
Risale-i Nur’a olan sadakatı sarsılmayan sebat ve azminden dolayı Bediüzzaman Hazretlerinin dualarına
ve övgüsüne mazhar oldu. 77 yaşında iken Hakkın rahmetine kavuştu.
TahsiN TOLa:
Bediüzzaman Hazretlerinin “Nurların intişarı ve maslahatı namına siyasete giren bazı
kardeşler” ifadesinde kastettiği şahıslardan biridir.
Tahsin Tola milletvekili olduğu sıralarda Bediüzzaman Hazretlerini Isparta’nın Bey Mahallesindeki
evinde ziyaret etti. Afyon mahkemesinin beraatle neticelenmesi üzerine, Bediüzzaman Hazretleri,
Tahsin Tola’yı Adnan Menderes’e gönderdi. Selâmlarını iletmesini, aklen ve kalben Risale-i Nur’un
neşrine destek vermesini istedi. Tahsin Tola, 23 Mayıs 1983 tarihinde rahmet-i Rahmana kavuştu.
TaLha (TaLha BiN UBEYdULLah) (?-656):
Peygamber Efendimizin (
ASM
) yüce davetine uyarak
İslâmiyeti kabul edenlerin ilklerindendir. En önemli vasıflarından ikisi cömertlik ve kahramanlığıdır.
Cennetle müjdelenen on güzide Sahabeden biridir. Soyu Peygamber Efendimizin mübarek şeceresiyle
birleşip akraba olan Talha, Hicretten tahminen yirmi dört yıl önce (598) Mekke’de doğdu. Ticaretle
uğraştığından sık sık seyahatlerde bulundu. İslâmiyetle müşerref olmasında, bir seyahati sırasında
karşılaştığı olay etkili oldu: Müslüman olduktan sonra çok ağır işkencelere maruz kaldı. Onu iple
bağlayarak, eski dinine dönmesi için işkence yaptılar. Bütün işkencelere rağmen, “Beni öldürseniz de
dinimden dönmem” diyerek işkencelere dayandı. Müslümanlar Medine’ye hicret ettikleri sırada Şam’da
bulunuyordu. Yolda hicret haberini alınca, bütün mallarını ve kazancını bırakarak Medine’ye göç etti.
Bilâhare ailesini de yanına aldı. Bedir Savaşı başlamadan önce müşrikleri takip etmekle
görevlendirilenler arasında olduğundan bu savaşa katılamadı. Uhud Savaşında bulundu. Çarpışmanın
ve düşman saldırısının en şiddetli olduğu sırada vücudunu Peygamber Efendimize (
ASM
) siper ederek
korumaya çalıştı. Gelen darbelerden birine kolunu siper ettiğinden büyük bir yara aldı. Sahabeler onun
bu kahramanlığına hayran kaldılar. Bizzat Peygamber Efendimiz (
ASM
) onu tebrik etti. Hazret-i Ebubekir
(
RA
), “Talha bin Ubeydullah, bir Uhud kahramanıdır” derken, Hazreti Ömer (
RA
), “Uhud gününün en büyük
kahramanıdır” ifadelerini kullandı.
TEVFik iLEri (1911-1961):
Devlet ve siyaset adamı. Yaklaşık on yıl milletvekilliği ve bakanlık gibi
önemli makamlarda bulundu. 27 Mayıs İhtilâlinden sonra, haksız ithamlar karşısında Yassıada’da örnek
bir savunma örneği sergiledi. Zulme boyun eğmedi. Bakanlığı boyunca vatanı ve milleti için elinden
geleni yapmaya çalıştı. Risale-i Nur’da “İslâmiyetin kahramanı” (Emirdağ Lâhikası, s. 449.) olarak iltifatta
bulunulmaktadır. Tevfik İleri, 1911 yılında Rize’nin Hemşin kasabasında doğdu. Hafız Celâl Efendi ve
Fatma Hanımın evlâdı olarak dünyaya gözlerini açtı. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da dedesinin yanında
yaptı. Gelenbevi Ortaokulunu bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesine girdi. Talebeliğinin son
senesinde Milli Türk Talebe Birliğinin başkanlığına seçildi. 1933 yılında mezun oldu. İleri, vekilliğin hemen
akabinde ve uzun süre bakanlık yapan ender kişilerdendir. Meclisin aktif bir üyesi olarak çalıştı. İlk DP
hükümetinde Ulaştırma Bakanı olarak yer aldı. Kısa bir süre sonra Milli Eğitim Bakanlığına getirildi
(1950-53). Bunların dışında Meclis Başkan Vekilliği (1953-55), ikinci kez Milli Eğitim Bakanlığı (1957),
Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı (1957-58), Bayındırlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakan Vekilliği
(1958-60) gibi görevlerde bulundu. 27 Mayıs 1960 yılında yapılan darbenin ardından diğer arkadaşları
gibi İleri de Yassıada Mahkemesinde yargılandı. Haksız ve desteksiz ithamlara karşı susmadı, ancak
susturuldu. Vatan Cephesi kurmak, muhalefetin faaliyetlerine engel olup diktatörlük tesisinde
Emirdağ Lâhikası | 921 |
Ş
ahıs
B
ilgileri