Emirdağ Lâhikası - page 919

Şazeli tarikati Mısır ve Tunus’ta yayıldı. 1258 yılındaki yolculuğu sırasında Mısır’da bulunan Hamisre’de
(Homaysira) vefat etti.
ŞEFik:
Kendisinden Seyyid Şefik, Seyyid Şefik Efendi, Seyyid Mehmet Şefik, Seyyid Şefik Arvasî,
Mehmet Şefik Eryuvası şeklinde de bahsedilmektedir. 1884 yılında Bitlis’in Hizan kazasının Arvas
köyünde dünyaya geldi. Bediüzzaman Hazretlerinin eski dost ve talebelerinden olan Seyyid Şefik,
Van’daki Horhor Medresesinde Bediüzzaman Hazretlerinden ders alan talebeleri arasındadır. Birinci
Dünya Savaşı yıllarında İşaratü’l-İcaz yazılırken kâtiplik yapmıştır, 1943 yılındaki Denizli Hapsinde
Bediüzzaman Hazretleriyle birlikte kalan talebeler arasındadır. Seyyid Şefik uzun yıllar Mushafları Tetkik
Heyeti başkanlığında bulundu. On yedi yıl Sultan Ahmet Camiinde imamlık, kırk yıl da Eyüp Camiinde
vaizlik yaptı. Peygamber Efendimizden Hutbeler ve Sohbetler isimli bir eseri yayımlandı. Vefat edinceye
kadar Eyüp Sultan semtinde kalan Şeyyid Şefik 1970 yılında vefat ettikten sonra Edirnekapı Şehitliğine
defnedildi.
ŞEm’Î:
Şem’î’nin tam ismi Şem’î Güneş’tir. 1883’te Barla’da doğdu, 1974’te vefat etti. Bediüzzaman’ın
Muş (Muj) Mescidinde zaman zaman müezzinliğini yapmıştı.
ŞEYh BahÎd EFENdi (1854-1935):
Mısır’ın ve İslâm dünyasının tanınmış âlimlerindendir. Ezher
Üniversitesi mezunudur. Aynı zamanda Ezher Üniversitesinde ders veren hocalardandır. Mısır
Başmüftülüğünde bulunmuştur. İslâm dünyasının ve Müslümanların güncel meseleleriyle ilgilenerek
eserler kaleme alan bir âlimdir. Risale-i Nur’da kendisinden, “Câmiü’l-Ezher’in Reis-i Uleması olan Şeyh
Bahid Hazretleri (
RA
)” (Emirdağ Lâhikası, s. 345.) olarak söz edilmektedir. Asıl adı Muhammed Bahit’tir.
Künyesi Muhammed Bahit bin Hüseyin el-Mutiî (Matiî) şeklindedir. Muhammed Bahit, 1854 yılında
Mısır’ın Asyut eyaletine bağlı Mutia (Matia) köyünde doğdu. Muhtelif âlimlerden fıkıh, usul-ı fıkıh, hadis,
tefsir, mantık, belâgat ve Arap dili alanlarında dersler aldı. Ezher Üniversitesinde okuyarak 1875 yılında
mezun oldu. Şeyh Muhammed Bahit ve Bediüzzaman arasında güzel bir sohbet ile başlayan samimî
dostluğun daha sonra da devam etmiştir. Mısır’a dönen Şeyh’in çevresindekilere Bediüzzaman’ı
anlatması ve yayın faaliyetleri, Bediüzzaman ve dolayısıyla sonraki yıllarda Risale-i Nur’un Mısır’da
yayılmasına önemli katkı yaptı. Bediüzzaman’ın lehinde muhtelif zamanlarda övücü makaleler yazıldı.
Özellikle Abdullah Çaviş’in El-Ahram gazetesindeki makalesi büyük övgüleri dile getirdi. (Tarihçe-i Hayat,
s. 613; Abdulkadir Badıllı; Bediüzzaman Said-i Nursî Mufassal Tarihçe-i Hayatı, s. 272.) Muhammed Bahit,
uzun ve bereketli bir ömür sürdü ve 18 Ekim 1935 tarihinde Kahire’de vefat etti.
Şık:
Bu isim İslâmiyetten önce farklı zamanlarda yaşamış iki ayrı Arap kâhinine aittir. Bunlardan ilki
Arapların ilk kâhinlerinden biridir. Ikincisi ise El-Yaşkari adındaki Şık’tır. Bu ikinci Şık yine kendisi gibi
meşhur olan Arap kâhini Satih’le aynı dönemde yaşamıştır. Şık da yine Satih gibi Peygamberimizin
geleceğini müjdeleyen kâhinlerden biridir.
ŞEYh said:
Nakşibendi Şeyhi Mehmed Said Palevî. 1865’de Palu’da doğdu. Medrese eğitimi gördü
ve babası Şeyh Mahmud’un ölümü üzerine şeyh oldu. Palu’dan ayrılarak Erzurum’un Hınıs kasabasına
yerleşen Şeyh Said, doğuda ününü ve saygınlığını artırarak Zaza Kürtlerinin lideri durumuna geldi.
1925’te kendi adıyla anılan ayaklanmayı başlatan Şeyh Said, ayaklanmanın bastırılması üzerine Şark
İstiklâl Mahkemesi tarafından idama mahkum edildi. 29 Haziran 1925’de Diyarbakır’da asılarak idam
edildi.
ŞEYh sÜNUsÎ (ahmET Es-sÜNUsÎ):
M. 1873’te Cağlub’da doğdu. Sünusîlik hareketinin lideri ve İslâm
birlik ve kardeşliğinin mükemmel bir temsilcisi ve asrımızın önde gelen alimlerinden biridir. Soyu
Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hasan’a (
RA
) kadar uzanmaktadır. Dedesi Muhammed bin Ali es
Sünusi, Kuzey Afrika’da İtalyan ve Fransız istila hareketlerine karşı İslâm dünyasının birlik ve
beraberliğini sağlamak amacıyla Sünusilik hareketini başlattı. Kısa zamanda geniş bir ilgi toplayarak
yayıldı. Sünusilik hareketinin başına geçti. İtalyanların Trablusgarb’ı işgali üzerine Türk ordularının
yanında yer aldı; ordular çekilmek mecburiyetinde kalınca ordusuyla ülkeyi müdafaaya devam etti.
Emirdağ Lâhikası | 919 |
Ş
ahıs
B
ilgileri
1...,909,910,911,912,913,914,915,916,917,918 920,921,922,923,924,925,926,927,928,929,...1032
Powered by FlippingBook