âLimE haNım:
Bakınız HANIM.
asım BEY (BiNBaŞı):
Risalelerde adı Asım Bey ya da Binbaşı Asım Bey olarak geçen Ahmet Asım
Önerdem, 1877 senesinde İzmit’te dünyaya geldi. Trablusgarp, Şam, Muğla ve Manisa gibi çeşitli yerlerde
subay olarak görev yaptı. El yazısı güzel olan Asım Bey Burdur’a geldiğinde Bediüzzaman Hazretleriyle
tanıştı ve risaleleri yazmaya başladı. Bediüzzaman Hazretleri Burdur’dan ayrıldıktan sonra da
mektuplaşmaları devam etti. Bu mektupların çoğu Barla Lâhikası’nda yer almaktadır.
Bediüzzaman Hazretlerinin istikamet şehidi olarak adlandırdığı Asım Beyin vefatı ise şu şekildedir:
Emniyetin sıkı tedbirler aldığı Bediüzzaman Hazretlerinin ve talebelerinin takip edildiği 1934 ve
1935’li yıllarda birgün Asım Bey evinde arkadaşlarıyla risaleleri okurken polisler baskın yapar ve evinde
bazı risaleleri bulur. Bu hadise üzerine Asım Bey Isparta’ya götürülür ve sorguya alınır. Asım Bey hakimin
sorgusu esnasında sorulara doğru cevap verse Üstadına zarar gelebileceğini, yalan söylese kırk yıllık
askerlik hizmetinin şerefine yakışmayacağını düşünerek, “Yâ Rabbi, canımı al” diye dua eder ve oracıkta
vefat eder. Kırk yıllık meslek hayatı boyunca elini kara ve kirli işlere bulaştırmayan Asım Bey,
Bediüzzaman Hazretlerinin tabiriyle “istikamet şehidi” olur. Asım Beyin Cenazesi eşi Nigâr Hanım
tarafından yıkanır ve korkudan ancak yedi sekiz kişinin katıldığı cenaze namazından sonra Isparta’nın
Alaaddin mezarlığına defnedilir.
asiYE haNım:
İsmi ve hizmetleri Risale-i Nur’da geçen Asiye Hanım 1885’de Afyon’da doğdu. Babası
Mehmet Bahaüddin Mevlâna Halid-i Bağdadî’nin hizmetinde bulunan ve Mevlâna Hazretlerinin
kendisine bir cübbe hediye ettiği Küçük Âşık’ın torunudur. Mevlâna Hazretlerinin hediye ettiği bu cübbe
daha sonra Âsiye Hanıma intikal etmiştir. Asiye Hanım bu cübbeyi yıllarca saklamış, Kurtuluş Savaşında
bile yanından ayırmamıştır. Kocası Tahir Mülâzımoğlu’nun Kastamonu Hapishanesine müdür olarak
atanmasından sonra ailece Kastamonu’ya yerleşmişlerdir. Asiye Hanım Üstadı bu sayede tanımış ve
cübbeyi Üstada vermiştir.
-B-
Bahri ÇağLar:
Bediüzzaman Hazretleriyle ilk görüşmesi Barla’da olmuştur. İlk görüşmesinin
ardından Risale-i Nur hizmetine giren ve neşrinde büyük hizmetlerde bulunan Bahri Çağlar o zamanki
Nur hizmetlerini şöyle anlatır: “Risale-i Nur’ların elle çoğaltıldı ilk yıllarda eli kalem tutan herkes
gönderilen risaleleri çoğaltıyordu. Isparta’nın civar köylerinde, bilhassa Sav ve Barla arasıdaki köylerde
çok yazan vardı. Savlılar yazınca kitap Isparta’ya; Ispartalılar Kuleönü’ne Kuleönlüler de Barla’ya getirirdi.
Yazmasını bilmeyenler de Nur postacılığı yapar, kitaplarını taşırlardı.”
BaYram YÜksEL:
1931 senesinde Bolvadin’e bağlı Kemerkaya köyünde dünyaya geldi. 1947
senesinde, 16 yaşında iken, Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetine girdi. Bediüzzaman Hazretleri ve Nur
Talebeleriyle birlikte Afyon Hapsinde bulundu. Kur’ân yazısı yazmayı hapiste Ceylân Çalışkan’dan
öğrendi ve diğer Nur Talebeleriyle birlikte Risale-i Nur’u yazarak çoğalttı. Bayram Yüksel 1951
senesinde askere gitti. Acemiliğini İskenderun’da yaptı. Daha sonra çektiği kur’ada Kore çıktı. Bayram
Yüksel bunun üzerine Bediüzzaman Hazretlerinin yanına gitti. Durumu anlatınca, Bediüzzaman
Hazretleri çok memnun oldu ve “Ben zaten bir Nur Talebesini Kore ve Japonya’ya göndermek
istiyordum. Bunun için seni veya Ceylân’ı düşünmüştüm. İnkâr-ı Ulûhiyetle mücadele için Kore’ye
gitmek lâzım” dedi. Üstat Hazretleri kendi Cevşen’ini Bayram Yüksel’e verdi ve “Biz inayet-i Rabbaniye
altındayız, hiç merak etme. Cenab-ı Hak senin yardımcın olacaktır” dedi. Kendisine Hutbe-i Şamiye ile
birlikte altı risale daha vererek Japon Başkumandanına götürmesini istedi. Savaş bittiğinde
komutanlarına, Bediüzzaman Hazretlerinin verdiği risaleleri Japon Başkumandanına ulaştırması
gerektiğini söyledi. Subaylar dışında kimsenin Japonya’ya gitmesine izin verilmemesine rağmen, bölük
komutanı ve bazı üst rütbelilerin gayretleriyle o da Japonya’ya gitti. Japon Başkumandanının birkaç
sene önce öldüğü haberini alınca emanetleri yetkililere teslim etti. Üstadın ölümünden sonra bütün
Emirdağ Lâhikası | 891 |
Ş
ahıs
B
ilgileri