Œ
24
œ
Demek Onuncu Söz onun hakkında bir mürşid-i haki-
kî hükmüne geçmiştir ki, birden onu derece-i velâyete çı-
kararak şu üç kerameti söyletmiştir. Benden sekiz sene
evvel ayrılmış. Onuncu Söz eline geçmiş, mektubunun
başında söylediği gibi çok azîm istifade edip sekiz sene
zarfında aldığı kirleri onunla silmiştir. Hatta tayyedilmiş
mektubunun diğer bir parçasında Onuncu Sözün şevkin-
den demiş: “Yazdığın Sözler’in hepsini bana gönder, ken-
di hattımla her birisinden otuzar nüsha yazar ve yazdı-
rırm. Tâ intişar edip kaybolmasın.” İşte böyle bir kahra-
man vârisi kaybettim. Ruhuna el fatiha.
Said Nursî
®
azîm:
çok fazla.
derece-i velâyet:
velîlik de-
recesi, Allah dostluğunu ka-
zanma.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
başlangıç.
hat:
yazı, el yazısı.
hükmüne geçmek:
yerine
geçmek, değerinde olmak.
hüküm:
karar, emir, bir konu,
iş veya kimse hakkında veri-
len karar.
intişar:
yayılma, dağılma,
neşrolunma.
istifade:
anlayıp öğrenme,
bilgisini genişletme.
keramet:
olağanüstü hal.
mektup:
haberleşme maksa-
dıyla yazılan kâğıt, name, be-
tik.
mürşid-i hakikî:
gerçek mür-
şit, doğru yolu gösteren reh-
ber.
nüsha:
birbirinin aynı olan
yazılı metinlerden her biri.
şevk:
keyif, neşe, sevinç ışık,
ziya.
tayy:
atlama, aşma.
vâris:
vekil.
zarf:
iç.
zarfında:
süresince, belli bir
zaman içinde.
| 76 | BARLA LÂHİKASI