üzere. Derhal: “Yâ Rab! Ben saadet-i dünyeviye isteme-
dim.” Tevbekâr oldum. Saadet-i uhreviyemin, sizin du-
anızla olacağı telkin edilmiştir ve duanıza muhtacım.
Bendenizi duadan dirığ buyurmamanızı temenni eder, el
ve ayaklarınızdan öperim efendim hazretleri.
Mes’ut
(
RH
)
BARLA LÂHİKASI | 503 |
dirığ buyurma:
menetme, ön-
leme.
Rab:
yaratan, büyüten, terbi-
ye eden Allah.
saadet-i dünyeviye:
dünya
ile ilgili saadet, dünya hayatın-
daki mutluluk, dünya saadeti.
saadet-i uhreviye:
ahiretle il-
gili saadet, ahiretteki mutlu-
luk.
telkin:
fikir aşılama, zihinde
yer ettirme.
temenni:
dilek, istek, arzu.
tevbekâr:
tövbe eden, tövbe-
li.