Barla Lâhikası - page 256

“Ve kendilerine Kelime-i Tevhidi okudum,” İsa ruhullah”
dedim, İşte bakınız, ben sizin peygamberinizi tasdik edi-
yorum, siz de bizim peygamberimizi tasdik etseniz ne
olur, dedim. “Hayır! İsa Aleyhisselâm gökten inmedikçe
ve sizin peygamberinizi tasdik aşikâr etmedikçe, biz tas-
dik etmeyiz” dediler. Bunun üzerine yanımda iki arkadaş
bulundu. Lâkin arkadaşlarım kimler olduğunu bilmiyo-
rum. Biz dua edelim de, İsa Aleyhisselâm gelsin ve bizi
nasıl tasdik ediyor göreceksiniz. Dua ettik. İki kişi,
“Âmin” dediler. Lâkin İsa Aleyhisselâm gelmeyince mü-
teessir olduk. Yine dua ettik: “Yâ Rabbi, bizi bunların ya-
nında mahcup etme” dedik. “Bu din âlî değil mi?”
Tahminen, arası bir saat veya bir buçuk saat sonra,
karşıdan üç kişi çıktı. Elhamdülillâh, İsa Aleyhisselâm ge-
liyor. Baktım, birisi sakallı, ikisi şabb-i emred. Dedim: İsa
Aleyhisselâm otuz üç yaşında olduğu hâlde göğe huruç
etti; ne için sakalında beyaz var?” Kalbime geldi ki: Alla-
hü a’lem, İsa Aleyhisselâm değilse!.. Bu zat, o iki arka-
daşıyla yanımıza geldiler. Dikkatle baktım; Üstadımın si-
ması ve elbisesidir. Bizim yanımıza gelince, bizim altımız
mağara imiş, yanındaki iki kişiye emretti: “Şurada kilitli
salipler, haçlar var. Cümlesini çıkarınız!” Çıkardılar. Na-
sarâlara karşı hepsini kırdı ve Kelime-i Tevhid getirip Pey-
gamberimizi tasdik edince, bizde Nasarâlara “Bakınız! İş-
te İsa Aleyhisselâmın vekili geldi.” deyince, cümlesi tas-
dik ettiler.
Allahü a’lem, bu rüyanın bir tabiri şudur ki: Üstadımı-
zın Kur’ân-ı Hakîm’den aldığı ve neşrettiği Risale-i Nur
âlî:
yüce, yüksek, ulu.
Allahü a’lem:
Allah bilir.
aşikâr:
açık, belli, meydanda.
Elhamdülillâh:
Allah’a hamd ol-
sun, Allah’a şükür.
haç:
Hıristiyanlıkta Hz. İsa’nın çar-
mıha gerilişini simgeleyen özel
sembol.
huruc:
çıkma, dışarı çıkma, çı-
kış.
Kelime-i Tevhid:
tevhid-i İlâ-
hîyi ifade eden lâilahe illallah
Muhammedün Resulullah
cümlesi.
mahcup:
utanan, utanmış.
müteessir:
teessüre kapılan,
hüzünlü, kederli, mahzun.
Nasarâ:
Hristiyanlar.
neşr:
herkese duyurma, yay-
ma, tamim.
rabbi:
benim Rabbim, Al-
lah’ım.
ruhullah:
Hz. İsa için kullanı-
lan bir terim, Hz. İsa (a.s.).
şabb-i emred:
henüz sakalı
bıyığı çıkmamış genç.
sima:
yüz, çehre.
tabir:
yorum, yorumlama.
tahminen:
tahminî olarak,
yaklaşık olarak, aşağı yukarı.
tasdik:
doğrulama, onayla-
ma.
Üstad:
Bediüzzaman Said Nur-
sî Hazretlerinin, özel isim yeri-
ne geçen bir sıfatı; öğretici, öğ-
retmen.
zat:
kişi, şahıs, fert.
| 256 | BARLA LÂHİKASI
1...,246,247,248,249,250,251,252,253,254,255 257,258,259,260,261,262,263,264,265,266,...720
Powered by FlippingBook